"sıkılmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • الملل
        
    • تعبت
        
    • تشعر بالملل
        
    • ضجر
        
    • معصور
        
    • ضجرة
        
    • المعصور
        
    • تعب
        
    • يشعر بالملل
        
    • مملة
        
    • ضجراً
        
    • سأم
        
    • سئم
        
    • لقد مل
        
    • الذين يشعرون
        
    sıkılmış olmalısın ama bir şeyler anlarsın. Open Subtitles لا بدّ من أنّ الملل قد اعتراك ؛ لكنّك سترى شيئا
    Senin bilmecelerinden sıkılmış, elinde silah olan bir barmenim. Open Subtitles . إنني الساقية مع مسدس , و التي تعبت من ألغازك
    Bir hafta sonunda sıkılmış olmasaydın bu arkadaşlık var olmayacaktı bile. Open Subtitles لولا أنك كنتَ تشعر بالملل في ذاك اليوم، لما كانت أصلاً
    Son derece, müthiş biçimde sıkılmış durumdayım. Open Subtitles ونقل ماشية غريبة أنا ضجر بشكل عميق وكامل
    Taze sıkılmış, gerçek şekerle ve içi buz dolu. Open Subtitles معصور لتوه ، طبيعى التحلية و معه مكعبات الثلج
    Ya da sen sıkılmış ev kadını, ben de sıcak bir yemek ve biraz rahatlık arayan iri yarı bir berduş olurum. Open Subtitles أو أنتِ ربة منزل ضجرة وأنا رحّال قويّ البنية أبحث عن طعام دافئ وبعض الراحة
    Ve bunun için bir bardak taze sıkılmış Sunnydale Portakal Suyu'ndan daha iyi bir yol yoktur. Open Subtitles وليس هناك طريقة أفضل من كوب من عصير البرتقال المعصور الطازج
    Onlar karşılama komitesi. Cehennem beklemekten sıkılmış olmalı. Open Subtitles انهم حفل الترحيب اعتقد ان الجحيم تعب من الانتظار
    Ben de acıkmış ve sıkılmış şişman bir adamın hikayesini biliyorum. Open Subtitles لدي قصة عن شاب سمين الذي يشعر بالملل والجوع
    Çok da iyi olur. Sizi sıkılmış görmek hoşuma gitmiyor. Open Subtitles انه مجرد عرض فبعد كل شىء لا يمكننى الوقوف ومشاهدتكما انتما الاثنان يقتلكما الملل
    Sana çılgın olanı söyleyeyim, Sam aynı anda 3 odaya bakarken burada sıkılmış ve azmış olarak oturan ben. Open Subtitles سأخبرك مالجنون,انا اجلس هنا اشعر با الملل و الاثارة بينما سام تحصل على ثلاثة غرف
    Gazete küpürleri ve parlak yapıştırıcılarla oynamaktan sıkılmış olabilir ama artık kim olduğunu bilmiyor ve diğer insanlar biraz zamana ihtiyacı olduğunu anlamalı ona soru sormayı ve jumbo kondomlardan bahsetmeyi bırakmalı. Open Subtitles مشكلتها أنها ربما تعبت من القصاصات والملمع ولكنها لا تعرف من تكون بعد الآن والجميع بحاجة لمنحها مساحة لتعرف ذلك
    New York'taki tek bakire olmaktan sıkılmış. Open Subtitles والتى تعبت من العذرية في مدينة نيويورك.
    Bunların hepsi sıkılmış ve yalnız bir kadının hayal ürünleri.Hiç birşey ispatlamaz. Open Subtitles هذه خيالات مرأة وحدية تشعر بالملل لا تثبت شيئاً
    Sana ilginç bir şey söyledim, yani sıkılmış olmazsın. Open Subtitles أخبرتك بشئ مثير للتو لذا فأنت لا تشعر بالملل
    Bundan sıkılmış olmalı ki, geri döndü. Open Subtitles وأعتقد بأنه ضجر من ذلك، وعاد إلى هنا
    Gerçek limonata, taze sıkılmış gerçek şekerle ve içi buz dolu. Open Subtitles بل عصير ليمون حقيقى ، معصور لتوه طبيعى التحلية و معه العديد مكعبات الثلج
    Millet çok sıkıldım ve sizinde sıkılmış olabileceğinizi düşündüm. Open Subtitles مرحبا يا رفاق , لقد كنت ضجرة و ظننت أنكم كذلك ,أيضا
    Sizi sıkılmış limon gibi attığı doğru değil. Open Subtitles ليس صحيحاً أنه يتخلص منكن_BAR_ كالليمون المعصور
    Köpekbalığı insanları eğlendirmekten sıkılmış ve kafesten kaçmış. Open Subtitles القرش تعب من ترفيه الضيوف وخرج من الخزان
    Okuduğu kitaptan sıkılmış ve tüm gün TV izliyor. Open Subtitles و يشعر بالملل لأنه قرأت كتاباً و يُشاهد التلفاز طوال اليوم
    Annen sıradan biri, ama sıkılmış bir ev kadınıydı daha çok ilgi bekleyen birisiydi. Open Subtitles والدتك لم تكن أى شىء سوى زوجة منزل مملة تبحث عن بعض الأهتمام
    Ne yapmamı istiyordun, sıkılmış görünmemi mi? Open Subtitles ماذا تريدين مني أن أفعل ؟ أن أبدو ضجراً ؟
    Ondan sıkılmış diyorlar. Open Subtitles لقد سأم استدراجها له او كما سمعت
    Herhalde beklemekten sıkılmış. Open Subtitles أعتقد أنّـه سئم من الإنتظـار سوف نتّـصل بـه عندمـا يصل إلى المنزل
    sıkılmış. İki hafta daha veriyorum. Open Subtitles لقد مل اعطي هذه العلاقه مجرد اسبوعين اخرين
    Birincisi çok sayıda sıkılmış,bıkmış gençler yani okulu sevmeyenlerden bahsediyorum, okulda öğrendikleri ile ilgili hiç bir bağ kuramayanlar geleceklerindeki işleriyle de. TED الاولى تتمثل في عدد الكبير من المراهقين الذين يشعرون بملل و الذين ببساطة لا يحبون المدرسة، و لم نجد اي علاقة بين ما تعلموه في المدارس و بين اعمالهم المستقبلية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more