"sıkılmıştı" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالملل
        
    • سئم
        
    • ضجرة
        
    • مل من
        
    Ölümün çok da önemli olmadığını göstermek için. Çünkü canım sıkılmıştı. Open Subtitles لكي أري أن الموت ليس مهماً جداً لأنني كنت أشعر بالملل
    Çünkü gösterilerin olduğu yerlerdeki festivallere gittim ve herkes sıkılmıştı. Open Subtitles لأن لقد ذهبت إلى المهرجانات حيث كل ما تظهر واحدة أعمال والجميع بالملل.
    Ve güzel karın da, pat diye düşüp ve uyuya kalmış olabilir, çok fena sıkılmıştı. Open Subtitles وزوجتك جميلة يمكن لقد تراجعت ما يزيد قليلا على ورقدوا, كانت ذلك بالملل.
    Denilene göre Ulysses Penelope'yi görmek için eve dönmüştü, ama belki de Ulysses Penelope'den fena halde sıkılmıştı. Open Subtitles يدور حول عودة عوليس إلى بينلوب لكن ربما هو كان قد سئم منها لذلك ذهب إلى حرب طروادة
    Biri artık onun bu zulmünden çok sıkılmıştı ve onu öldürdü işte. Open Subtitles هنالك شخصا" ما قد سئم من الوغد السمين وقتله ,ذلك ماحدث في ذلك الصيف
    Saçma! O zaten sıkılmıştı. Neden etrafına bakındığını sanıyorsun? Open Subtitles كانت بالفعل ضجرة من الحياة لم تظن أنها كانت تتغاضى؟
    Sürekli aynı şeyleri tekrarlayıp farklı sonuçlar beklemekten sıkılmıştı. Open Subtitles لقد مل من تكرار النماذج ذاتها وتوقع نتيجة مختلفة
    Orada da canım sıkılmıştı. Boktan müzik. Rock sayılmazdı. Open Subtitles كنت أشعر بالملل معهم، موسيقى الكارابي، لاروك على الإطلاق
    Gerçek şu ki canım acayip sıkılmıştı ve 17 yaşında bir çocukla yattım. Open Subtitles الحقيقة انني كنت اشعر بالملل وخرجت عن عقلي ونمت مع فتى في السابعة عشر
    Ya da sıkılmıştı. Kim bilir? Open Subtitles أو ربما شعرت بالملل اوه , من يعلم ؟
    Onunla ilgilenmiyordum zaten, canım sıkılmıştı. Open Subtitles انا لا احبها كنت اشعر بالملل فقط
    Madi'nin canı sıkılmıştı Open Subtitles ولكن مهدي شعر حينها بالملل
    Bence sadece sıkılmıştı. Open Subtitles أعتقدت أنها فقط شعرت بالملل
    # Tüm erkekler sıkılmıştı. # Open Subtitles "والفتيان كانوا يشعرون بالملل"
    sıkılmıştı. Open Subtitles لأنها كانت تشعر بالملل
    Bir şey yakmıyordum. Canım sıkılmıştı. Open Subtitles لا شئ، كنت أشعر بالملل وحسب
    Şirkete para akıyordu ve John Rimbauer paylaşmaktan sıkılmıştı. Open Subtitles و سئم "ريمباور" من تلك الشراكه
    Bence canı sıkılmıştı sadece. Open Subtitles أظن أنها كانت ضجرة
    Bu isimden sıkılmıştı sanırım. Open Subtitles أظـن أنه مل من هذا اللقب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more