"sıkıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• بالملل
• ضيق
• ضيقة
• مملة
• ممل
• يزعجني
• أضجرك
• تضغط
• يضغط
• ضيّقة
• تشعرني
• بالضجر
• اضجرك
• يُضجرك
• يصيبني

Kadın çete üyeleri tarafından neredeyse öldürülmek sıkıyor mu seni?
شعرت بالملل عندما كدتي ان تقتلي من قبل عصابة نساء؟

Çok sıkıyor. Niye bütün terziler, insanın koltukaltlarını boğazlamak ister ki?
ضيق شيء ما، لماذا يريد كل الخياطين خنق إبط المرء؟

Çok sıkıyor. Çıkar şunu. Çıkar şunu!
انها ضيقة جداً أزيليها، أزيليها، أزيليها

Uluslararası Danışmanlık seni çok mu sıkıyor?
الاستشارة الدولية اصبحت مملة بالنسبة لك؟

Ne demek istediğini anlıyorum. sıkıyor. Bir aydan fazladır oynamıyorum bununla.
أعرف ما تقصده, إنه شيء ممل, لم ألعبها منذ شهر

Onunla yatıyor olması mı yoksa olmaması mı, hangisi canımı daha fazla sıkıyor bilmiyorum.
لا أعرف ما الذي يزعجني أكثر أنه ينام معها أو أنه لا يفعل

Seni bu şeylerle sıkıyor muyum?
هل أضجرك بحديثي عن الأشياء الشريرة؟

Bütün dünyanın iddia ettiğinin aksine, şu Mess'i ve birkaç eseri dışında Mozart beni sıkıyor.
على عكس ما يعلنه الناس لجذب الإنتباه إليهم ماعدا قداس الموتى وبضع نوتات موزارت يصيبني بالملل

Kullanmadığım zaman seks beni de sıkıyor.
اشعر بالملل لو لم امارس ا لجنس أيضاً,ولو لم امارسه

Kendi işim beni sıkıyor, insanlarınkini tercih ederim.
أمورنا تصيبنى بالملل أفضل أمور الناس

Çizmeler dışında uydu. Onlar biraz sıkıyor.
كل شيء مناسب ما عدا الحذاء إنه ضيق نوعاً ما.

Bu takım beni sıkıyor, buna dayanamam!
هذا الزى ضيق و لن استطيع تحملة اكثر من ذلك

Çok sıkıyor. Hanımlar böyle şeyleri nasıl giyiyorlar?
إنه ضيق جدًا كيف تلبس السيدات هذه الأشياء ؟

Terliyorum, yakam çok dar ve ayakkabılar sıkıyor.
ماهو شعورك انا اتعرق و الربطة ضيقة للقاية

Galiba bereler kafanızı biraz fazla sıkıyor beyler, ...çünkü oldukça yavaştınız.
ضعو القبعات على رؤوسكم انها صغيرة ضيقة جدا، أيها السادة، لان كنتم بطيئين كالجحيم.

Her mektup 40 kere okunmalı. Beni ölesiye sıkıyor!
كل رسالة يجب أن تقرأ 40 مره هي مملة حتى الموت

Spor, spor, spor 7/24 sıkıyor be ya.
الرياضة , الرياضة , الرياضة 24-7 تصبح مملة.

Bir ara ziyaretime gel. Bütün gün ehliyet işleriyle uğraşmak sıkıyor.
تعال لزيارتى، فاصدار المخالفات عمل ممل.

Bu konuda bir şey canımı sıkıyor.
يوجد شيء ما يزعجني لقد فتشتُ حاسوب الفتى

Seni sıkıyor muyum Dr. Larouche?
هل أضجرك دكتور " لاروش " ؟

Ayakkabının altında çivi de olsa ya da kıçını sıkıyor olsan bile bunları yemem.
لذا فانا أعلم كل الخدع .. إما لديك مسمار فى حذائك أو أنك تضغط على مؤخرتك

O küçük eliyle sıkıyor parmağımı.
و هو يضغط عليه بقبضته الصغيره جداً

Doğrusu biraz sıkıyor, göğüs bölgesini biraz sıkıştırıyor.
أكون صادقة معك، إنّها ضيّقة قليلاً، ضيّقة نوعاً ما حول منطقة الصدر.

O laf da cidden canımı sıkıyor.
تلك كلمات.. تشعرني بالغثيان

Kıskançlık canımı sıkıyor. Canımı sıkan insanlara ne olduğunu hatırlarsın.
الغيرة تُشعرني بالضجر، وأنتِ تتذكرين ماذا يحدث لمن يُشعرني بالضجر

Seni sıkıyor muyum?
هل اضجرك ؟

Sanırım bu... sizi sıkıyor.
أعتقد أن هذا يُضجرك