Ama insanın katlanabileceklerinin de bir sınırı var. | Open Subtitles | لكن هناك حدود لما يستطيع الرجل أن يتحمله |
Bir erkekten isteyebileceğin şeylerin de bir sınırı var. Çocuklarım ve karım var. Çocuklarım ne olacak? | Open Subtitles | هناك حدود لما تطلبه من الرجل ماذا بشأن أطفالى ؟ |
Ben her türlü oyuna varım ama bunun bir sınırı var. | Open Subtitles | أعني أنا مستعد لأي شيء ولكن تباً هناك حدود |
Bir derinlik sınırı var elbette. | Open Subtitles | هناك حد معين يمكننا فقط تحمل الكثير من الضغط |
Böyle bir şey yapılamaz ve yapılmayacak. Her şeyin bir sınırı var. | Open Subtitles | لا يمكن أن أفعل , ولن أفعل هناك حد للأمر |
Elbette ki bir sınırı var, ancak bunu tespit edebilmiş değiliz. | Open Subtitles | بالتأكيد هُناك حدود ، ولكن لا أعلم إذا كنا عثرنا عليها |
İnsanın alabileceği bilginin de bir sınırı var. | Open Subtitles | لكن هناك حدّ للمعلومات التي يمكن أن تكون عن المرء. |
Ama bunun bir sınırı var: Dış uzay bile maddeleri çok soğutmak için fazla sıcak. | TED | لكن هنالك حدود لذلك: حتى الفضاء الخارجي يعتبر أدفء من أن نصنع درجات حرارة منخفضة جداً. |
Facebook'un ilgi alanlarının da bir sınırı var yani. | Open Subtitles | قليلاً، أيها الطبيب، أعتقد أن الفايسبوك له حدود لقائمة الإهتمامات. |
Bir insanın çocukları için yapacağı fedakarlığın da bir sınırı var. | Open Subtitles | هو فرصتي الوحيدة هناك ثمّة حدود للتضحيات التي يقدّمها المرء لفلذات أكباده |
- Katılıyorum. Tamam, aile önemlidir ama onun da bir sınırı var. | Open Subtitles | أنا أعني العائلة هي شيء واحد لكن هناك حدود |
- Hizmetçi olabilirim ama hizmetlerimin de bir sınırı var. | Open Subtitles | ربما أكون خادمة، لكن هناك حدود لإستعبادي. |
Bu hastanın bir dayanma sınırı var. | Open Subtitles | هناك حدود لما يمكن أن تتحمله هذه المريضة. |
Sayın yargıç, bazı şeylerin gerçekleşmesini kontrol etme kabiliyetimin bir sınırı var. | Open Subtitles | حضرتك، هناك حدود لإمكاناتي للسماح أو عدم السماح لحصول الأشياء. |
Biliyorum yapabileceklerin bir sınırı var, benim karşılayabileceğim. | Open Subtitles | أعرف بأن هناك حدود لما يمكنك فعله، ولما أستطيع تحمله |
Oyun alanında yaş sınırı var derlerse inanma. | Open Subtitles | لا تسمح لهم يقولون لك هناك حد زمني لحفرة الكرات |
Ona yardımcı olmak için elimden geleni yapıyorum ama her şeyin bir sınırı var. | Open Subtitles | أنا أفعل كل ما بوسعي ل مساعدته، ولكن هناك حد. |
Dinle, sen iyi bir annesin. Ama bir sınırı var. | Open Subtitles | أسمعي , أنت أم جيدة ولكن هناك حد |
Bastırabileceğimiz isyanlarınsa belli bir sınırı var. | Open Subtitles | هناك حد لمدى قدرة جيشنا على قمع الثورات |
Onun da bir sınırı var. | Open Subtitles | إنّه ليَس بقاهر يا (جاكلين). هُناك حدود. |
Ama bu yardımın da bir sınırı var tabii ki. | Open Subtitles | لكن هناك حدّ لكرمنا |
İçgüdülerine güveniyorum ama bir yerde bunun bir sınırı var. | Open Subtitles | إنني أثق بغرائزك فعلاً لكن هنالك حدود |
Elbette yok. Bağlılıklarının da bir sınırı var. | Open Subtitles | بالطبع لا , حتى تكريسهم له حدود |