2008'de o zamanlar hikaye hakkındaki bütün teorilerimi bu projede algımın sınırlarına kadar zorladım. | TED | سنة 2008، دفعت بكل النظريات التي كانت لدي حول القصة إلى حدود فهمي لهذا المشروع. |
konuşmaya bağladı. Çünkü basit bir soru ona insanlığın bilgi sınırlarına taşıyabilirdi ve o, bilginin sınırında olmak istiyordu. Ve oldu da. | TED | والتي مكنته من فهم أن أبسط الأسئلة قد تدفعك إلى حدود المعرفة الإنسانية، وهناك كان يود أن يلعب. وقد فعل. |
Hatta, bu teknolojileri alın ve mantıksal en uç sınırlarına itin. | TED | في الواقع، خذ هذه التقنيات و ادفع بها إلى أقصى حدود المنطق. |
Öylesine güçlüdür ki robotik temsilcilerimizi, Güneş Sistemi'nin sınırlarına ve ötesine taşımıştır. | Open Subtitles | من القوة بحيث أنها حملت رُسلُنا الآليين إلى حافة النظام الشمسي و أبعد |
Bu testler onu dünyanın sınırlarına ve ölümün derinliklerine götürecektir. | Open Subtitles | سوف يأخذونه إلى حافة الأرض وإلى هاوية الموت |
Kuzey sınırlarına döneceksin, ve sonsuza kadar onlara orada gözcülük edeceksin. | Open Subtitles | سوف تعود إلى حدودك الشمالية و سوف تقوم بالدوريات إلى الأبد |
Almanya, sınırlarına asker yığan Rusya'ya karşı, Avusturya'nın yedek askerlerle Rusya'ya karşı yığınak yapmadığını öğrendiğinde dehşete düştü. | Open Subtitles | مع حشد روسيا قواتها على حدودها.. لكن ألمانيا أصابها الفزع عندما عرفت أن النمسا لا تركز احتياطياتها ضد روسيا |
Bugün evrenin görülebilir sınırlarına kadar görebiliyoruz, zamanda geriye doğru, neredeyse Büyük Patlama'nın kendisine kadar. | TED | و نستطيع أن نرى إلى حدود الكون المستكشف. و نعود بالزمن إلى الوراء من خلال نظرتنا للكون، إلى لحظة الإنفجار الكبير. |
Roma lejyonlarının başında, Cermen kabilelerine karşı Avusturya sınırlarına sefer düzenledi. | Open Subtitles | ضد القبائل الجرمانية على طول حدود نهر الدانوب |
Bizim seni öldürme arzumuz seni zekanı aşar, sonsuzluğun sınırlarına dayanır, eğer onun bir sınırı varsa tabii. | Open Subtitles | ألا ترون أننا نريد أن يقتلك ألف مرة، إلى حدود الخلود، إذا الخلود يمكن لها حدود؟ |
Afrika çöllerinden Kuzey İngiltere'nin sınırlarına kadar uzanıyordu. | Open Subtitles | فى قمة مجد الامبراطورية الرومانية التى امتدت من الصحراء الأفريقية إلى حدود الشمال الإنجليزى |
Ülke sınırlarına girecekler ve istila planı var mı bir bakacaklar. | Open Subtitles | سوف يعبر جنودنا من حدود البلاد ويروا إذا كانت قرية الشلال تريد احتلالنا |
Ama yakında güçlerinin sınırlarına ulaşacaklar. | Open Subtitles | لَكنَّهم سَيَصِلونَ قريباً حدود قوَّتِهم |
sınırlarına yaklaşan biri, sınırlarını geçen biri, ve diğer yanlarında düşmanları. | Open Subtitles | عندما يقترب الشخص من حدود طاقته و عندما يتجاوز الشخص حدود طاقته و أعداء من الجانب الآخر |
Onların sınırlarına kamp kurduğunuzda ateşkesi çiğnemiş olursunuz. | Open Subtitles | أنتم إنتهكتم القانون عندما قمتم بالتخييم عند حافة أرضهم |
Öylesine güçlüdür ki robotik temsilcilerimizi, Güneş Sistemi'nin sınırlarına ve ötesine taşımıştır. | Open Subtitles | قوية جدًا حتى انها تحمل مبعوثينا الروبوتيين الى حافة النظام الشمسي وما بعده |
O zamandan beri benim için değerli olan her şeyi kaybettim bilgi ve intikam yolunda çılgınlığın sınırlarına geldim. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين خسرت كل عزيز عندي. مُساقٌ الى حافة الجنون في سعيي خلف المعرفة والأنتقام. |
Ama şu sözleri hatırlıyorum: "Meydan okumanı sınırlandırma, sınırlarına meydan oku. | TED | ولكنني أتذكر تلك الكلمات : "لا تقم بتقليص تحديك ولكن تحدى حدودك. |
Bodnar sınırlarına saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أنا رسميا أحترم حدودك الخاصه ببودنار |
Bu seferlik, fakat sınırlarına saygı göstermelisin. | Open Subtitles | هذا المرة، لكن يجب أن تحترم حدودك. |
Onu sınırlarına kadar zorlayıp çökertirse bilim için bir kayıp olur. | Open Subtitles | وإذا ضغط على ماضيها وعلى حدودها سوف تنتهي وهذه هي تكلفة العلم |
Şehrin sınırlarına kadar gittim ama her seferinde buraya geri geldim. İçimdekiler hızla çekilirmiş gibi. | Open Subtitles | كُلَّ مَرَّةٍ أصل لحدود المدينة إستمر بالعَودة هنا كأن داخلي يُصبحُ مَسْحُوبا |