Fakat bu hormonların üzerimizde sınırsız gücü olduğu anlamına gelmez. | TED | لكن هذا لا يعني أن للهرمونات سلطة غير محدودة علينا. |
Fakat Daniel'ın ne olduğunu anlar anlamaz, sınırsız bir potansiyeli olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لكن حالما انا ادركت بماكان دانيال انا رئيت بأن فعاليته كانت محدودة |
sınırsız mükemmelliğin kökünde insan dışı bir şeyler olduğunu ne zaman anlayacağız? | TED | متى سنقدر أن هناك شيء قاسٍ للغاية بالكمالية التي لا حدود لها؟ |
Birlikte olduğumuzda 'beklenildiği düzeyde iyi' sınırsız hâle gelecek, çünkü o beklenti, çevremize yeniden yön vererek dünyayı değiştirmek olacak. | TED | ومعًا، الخير كما تتوقعون ليس له حدود عندما يكون المتوقع هو إعادة تشكيل البيئة الخاصة بنا، نستطيع أن نغير العالم |
Duygularımız ve hislerimiz adeta sınırsız bir çeşitlilik içinde, üstüne üstlük hepimiz birbirimizden farklıyız. | TED | نحن نملك ما يقارب مدىً غير محدود من المشاعر، وعلاوة على ذلك، نحن كلّنا مختلفون. |
Ama sınırsız erişim imkanı, çok sayıda kötüye kullanma olanağına yol açmış olacak. | Open Subtitles | لكن النـفاذ المـطلق لمصـادر مراقبة الحكومـة سيجعل هناك فرصا لا نهائية لسوء الاستخدام |
Kumaşları renklendirmek için sınırsız yiyecek seçeneği var ama bunlar zamanla renk değiştiriyor. | TED | هناك خيارات لا حصر لها من الطعام لصباغة الأنسجة، لكن تلك الصبغات يتغير لونها مع الوقت. |
Biliyorsun ki aynı anda her şeyi yapabilirim, ve sınırsız enerjiye sahibim. | Open Subtitles | تعلمين بأني قادرٌ على كل شيء وفي الوقت نفسه لدي طاقة محدودة |
Neye ihtiyacımız varsa hepsi burada var... sınırsız yiyecek, su... | Open Subtitles | لدينا كل مانحتاج هنا كمية غير محدودة من الطعام والماء |
Alacakaranlık bölgeyle ilgili hâlâ bu kadar bilinmezin olması yeni keşifler için neredeyse sınırsız fırsat sunuyor. | TED | مع وجود الكثير مما لازلنا نجهله عن منطقة الغسق، فهناك تقريبا فرص غير محدودة لاكتشافات جديدة. |
sınırsız yiyeceğe sahibiz ve gerçekten ucuz; harika, değil mi? | TED | لدينا كميات غير محدودة من الغذاء، وبأسعار بخسة، أليس هذا شيء عظيم؟ |
sınırsız gücün ve sınırsız umudun dünyası. | Open Subtitles | عالم من القوة الغير محدودة و الأمل الغير مقيد |
Biliyor musun, burada oturmuş, hayat hakkında sınırsız konuşuyorsun... ..kuralları yıkmaktan bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنت تجلس هنا وتتحدث عن الحياة بدون حدود أنت تعلم وتكسر القواعد |
Kural ve kontrolün olmadığı, sınırsız ve engelsiz bir dünya. | Open Subtitles | عالم من دون قواعد أو تحكم، عالم من دون حدود. |
Öyle sınırsız bir enerji ki esaretindeki bütün gezegenleri tutup bu harikaya bağlamaktadır. | Open Subtitles | طاقة بلا حدود تمد يدها و تربط هذه الاعجوبة مع جميع حقول الأرض |
Koridorlarda özgürce dolaşıyor ve teoride sınırsız erişim alanı var. | Open Subtitles | والتحرك بحرية كاملة في القاعات مع اختراق بلا حدود تقريبا |
Ancak bağlı araba network'ünün potansiyeli neredeyse sınırsız. | TED | لكن ما يمكن عمله عبر شبكة السيارات المترابطة لا حدود له |
Diyeceğim o ki, burada keşfedebileceğimiz sınırsız sayıda dünya olacak. | TED | فالحقيقة سيكون لدينا عدد غير محدود من العوالم يمكن أن تكتشف هنا، الان سنذهب إلى المستقبل، |
Bu çelloyla sınırsız olanaklar yaratmak istiyorum. | TED | اريد خلق امكانيات لا نهائية بهذا التشيللو |
Neredeyse sınırsız sayıdaki olası farklı şekillerde dokunaçlarını hareket ettirebilmesi bizim pek de alışkın olduğumuz bir durum değildir. | TED | لذا فإن تشكيل الأذرع في أشكال لا حصر لها أخرى لا يشبه أي شيء تعودنا عليه. |
Toprakları o kadar geniş ki, seçenekler sınırsız. | Open Subtitles | تلك البلاد كبيرة جداً والخيارات لا متناهية |
sınırsız sorgulama için Harris Kampı'na götürülsün. | Open Subtitles | حوّل لتخييم هاريس للإستجواب الغير مقيّد. |
Harekete geçmek için sonsuz vakti ve sınırsız kaynağı var. | Open Subtitles | لديه الخلود كي يتصرف فيه , وموارد لا نهاية لها |
O zamanlar, dünyanın yalnızca küçük bir kısmı keşfedilmişti ve Dünya sınırsız görünüyor olabilirdi. | TED | في هذه الأيام، جزء صغير فقط من العالم قد تم اكتشافه، والأرض قد تبدو لانهائية. |
Ülkemiz, her zaman olduğu gibi bugün de, bireysel özgürlükler kalesi ve sınırsız fırsatlar ülkesi olmaya devam etmeli. | Open Subtitles | يجب أن تظل دولتنا كما كانت دائماً قلعة المبادرة الفردية أرض الفرص غير المحدودة للجميع |
Matta, sonsuza kadar korkunç olduğunu sınırsız boşluk. | Open Subtitles | , ماثيو إلى الأبد هو فراغ لاحدود له بشكل فضيع |
Güç üretimi için temiz ,bereketli ve yenilenen enerjilerin görünüşe bakılırsa sınırsız olduğunu bulduk | Open Subtitles | نجد تيارا يبدو بلا نهاية من الوقود الوفير والنظيف والمتجدد لتوليد الطاقة. |
sınırsız potansiyelimize nasıl erişebileceğimizi bilmek istedim. | TED | أردت أن أعرف كيف نصل إلى إمكانياتنا اللامحدودة. |
Elimden geldiği kadar yardım ederim, fakat elinizdeki bilgilere sınırsız erişim istiyorum | Open Subtitles | ،سأساعد بكل الطرق الممكنة لكني أريد وصولاً غير مقيد إلى كل بياناتك |
Ayrıca her yeni girişimdeki gibi üniversite de sınırsız fırsatların anahtarını elinde tutar. | Open Subtitles | ومثل أي مغامرة جديدة بداية الجامعة تحمل الوعد لفرص غير محدوده |