"sıvılarını" - Translation from Turkish to Arabic

    • السوائل
        
    • سوائل
        
    • سائل
        
    • سوائله
        
    Ayrıca vücut sıvılarını ve elektrolitlerini dengelemeye çalışacağız. Open Subtitles و يمكننا أن نحاول موازنة السوائل و الإلكتروليتات
    Çocuk sıvı kaybından ölmüş. sıvılarını tazelemeyi unutmuş. Open Subtitles لقد مات ذلك الولد من الجفاف لأنهُ نسى أن يعوض السوائل
    Brick sıvılarını boşaltmak için arayışlarına devam etti. Open Subtitles محاولات بريك للابتعاد عن السوائل استمرت.
    Kan veya vücut sıvılarını bileşenlerine ayırır; böylece patojenik bakterileri tespit edebilirsiniz. TED يمكنكم من خلالها فصل مكونات الدم أو سوائل الجسم للكشف وتحديد مُسببات المرض.
    Ruhun Rüya Geçidi'ne girer girmez vücudun yaşamsal sıvılarını kaybetmeye başlar. Open Subtitles في لحظة دخول روحكِ ممر الأحلام.. يبدأ جسدكِ في فقدان سوائل الحياة
    Gerçekten seni ısırıp sıvılarını emerler mi... - ...ve bu olursa insan mı olursun? Open Subtitles أحقاً يعضون عنقك ويمصون سائل الإرسال ثم تصبح بشرياً؟
    Ne yani, bu onun sıvılarını şeye mi dönüştürdü... Open Subtitles .... إذن ماذا , حولت سوائله
    Rebecca, tarihteki en eski bilimsel araçlarla onun vücut sıvılarını inceledim. Open Subtitles حسنا، ريبيكا، أنا فقط فحص السوائل له مع اثنين من تاريخها أقدم الأجهزة العلمية.
    Görünüşe göre bu renk, gün içinde üzerime bulaşan tüm vücut sıvılarını saklıyor. Open Subtitles أجل، جليًّا أن هذا اللّون يموّه كلّ السوائل الجسمانيّة التي قد أغطّى بها خلال اليوم.
    Karındaki organların sıvılarını almak için kullanılır. Open Subtitles إنها تستخدم لشقط السوائل من الأعضاء في التجويف الباطني
    Geleneksel defin tahnitle başlar, defin görevlilerinin, cesedin vücut sıvılarını boşaltıp ölü bedeni korumak ve canlıymış gibi göstermek için tasarlanmış bir karışımla doldurdukları işlem. TED أولى المراحل هي التحنيط، حيث يخرج العاملون في دار الجنائز السوائل من جسد الميت، ويستبدلونها بخليط مصمَّم للمحافظة على الجثّة وإعطائها منظرًا نابضًا بالحياة.
    Birim 03'ün bedensel sıvılarını planlanan zamanda temizleyeceğiz. Open Subtitles . سنبدأ تطهير السوائل من " وحدة 03 " في الموعد المحدد
    Ve bu, kangurunun vücut sıvılarını hızla tüketir. Open Subtitles و هذا يكون نزح حقيقي فوق السوائل الجسدية للـ"كنغارو".
    sıvılarını takip etmeliyiz. Open Subtitles يجب ان نراقب كمية السوائل لديكِ.
    Onun avukatı olsaydım, müvekkilimin vücut sıvılarını vermezdim. Open Subtitles لو كنت محاميها, لن أقبل بتسليم سوائل جسم عميلي
    Cesedi tanınmayacak hale geldiğinde iç baldırında bir delik açıp bütün vücut sıvılarını akıtabiliriz. Open Subtitles بمجرد أن تُصبح الجثة غير قابلة للتعرف عليها فنستطيع صنع شق على فخذها الداخلى وتجفيف كل سوائل جسدها
    Vücut sıvılarını kimyasal karışımlarla değiştiriyorsunuz. Open Subtitles تستبدل كل سوائل الجسد بالمركبات الكيميائية
    Her zaman insanlara beden sıvılarını kustururlar. Open Subtitles انهن يتركن بقايا سوائل جسمهن في كل مكان -كثيراً
    Bütün vücut sıvılarını test ettiniz, beynine baktınız, mezardan çıkartarak bir cesedin mahremiyetine zarar verdiniz, ama hâlâ orada olmayan şeyleri gördüğü gerçeğini gözden kaçırdınız. Open Subtitles لقد عاينتم كل سائل في جسمها وفتشتم في دماغها اعتديتم على حرمة الجثث، وحفرتم قبراً لكنكم لم تنتبهوا لحقيقة
    Bir böceğin vücut sıvılarını çevreleyen dış iskeletinin elektrik yükü olmadığından dolayı, bir elektrik alanına girdiklerinde sürtünmenin yol açtığı deşarj, ...renkli bir ışık yayılmasına neden olur. Open Subtitles منذ exoskeleton حشرة عازل... يحيط الموصّلون وسط سائل جسمه، عندما قدّم إلى حقل كهربائي،
    Walter şu an onun sıvılarını yeniden dolduruyor. Open Subtitles يستكمل (والتر) سوائله الآن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more