Baş ajanları olarak yeteneklerin gizlice sızma ve dolap çevirmekten kasa soymaya ve aldatma belirtileri bulmak için yüz okumaya kadar değişiklik gösteriyordu. | TED | كأفضل جاسوس، حيث مهاراتك تتراوح بين التسلل والحيلة، إلى القدرة على فتح الخزنات وقراءة الأوجه من أجل علامات الخداع. |
Onun için gerektiğinden fazla sızma olacak ama, kendisi iyi bir sızıcıdır. | Open Subtitles | أعرف أنها لا تحتاج الى القيام بكل هذا التسلل لكنّها بارعة في التسلّل |
Yüksek güvenlik koduna sızma ve kimlik hırsızlığıyla suçlanan bir yazılım programcısı. | Open Subtitles | إنه مبرمج تخصص اختراق نظم أمنية ومشهور بالسرقة |
Kurumsal sızma. Yüksek güvenlik teknolojisi. | Open Subtitles | تسلل الشركات تجاوز الامان عالي التكنولوجيا |
Ötekiler kaçtı. Şirkete sızma olasılıkları olduğu için Holden'ı yeni işçilere Voight-Kampff testini uygulamakla görevlendirdim. | Open Subtitles | فقدنا الآخرين ربما يحاولوا الإختراق كمستخدمون |
Binaya sızma var. | Open Subtitles | تسرّب في المبنى. |
Tüm bu spekülasyonlara bir son verip düşman hattına sızma zamanı geldiğini hissettim. | Open Subtitles | شعرت بأنه وقت إيقاف التخمين و إختراق معسكر العدو |
Kırması 4 ayımızı alan bir içeri sızma kodu yazdı. | Open Subtitles | لقد وضع نظاماً أمنياً خاصاً استغرق منا اربعة أشهر للتسلل عليه |
Güney Amerika'da kurumsal sızma için paralı asker kampına ajan gönderme... | Open Subtitles | ارسال عملاء الى معسكر تدريب مرتزقة من اجل التسلل الى شركات في امريكا الجنوبية |
İçeri sızma, özel biri iştir ve bu sefer ben sahaya çıkıyorum. | Open Subtitles | التسلل في عمل متخصص في هذا الوقت بالذات يسحب الرتب |
Dere yatağındaki hat sızma yapmak için ziyadesiyle uygundur kumandanım. | Open Subtitles | لقد عثرنا على عدة نقاط يمكننا التسلل منها إلى منطقة العدو عبر طريق الوادي |
Tok'ra tarafından içeri sızma ve bozma. | Open Subtitles | التسلل والتخريب من قبل التوك رع |
Bir içeri sızma harekatının ilk demleri, hayati önem arz eder. | Open Subtitles | "اللحظة الأولى من التسلل" "في غاية الأهمية" |
İçeriden sızma. Ana bilgisayara sızıldı. | Open Subtitles | اختراق داخلي، تمّ اختراق الحاسوب الرئيسي |
Tuş takımına sızma süresi ortalama bir dakika 9.3 saniye. | Open Subtitles | متوسط اختراق لوحة المفاتيح هو دقيقة و 9.3 ثانية. |
Aqualad aylardır gizli görevdeydi Kara Vatoz kuvvetlerine sızma, Işık ve Erişilenler. | Open Subtitles | "أكوالد", فى مهمة سرية للغاية منذ شهور. تسلل على شكل جندى بلاك مانتا, فى الــ"لايت" والــ"ريتش". |
Pekala, dinle. Yok Edici, bir sızma ünitesidir. Yarı insan, yarı makine. | Open Subtitles | حسناً، إسمعي (المبيد) هو وحدة تسلل نصف إنسان ونصف آلة |
En kötüsü de sızma birlikleriydi insanların arasına karışmak üzere tasarlanmışlardı. | Open Subtitles | الأسوأ، كانت هناك وحدات الإختراق التي صممت لترسيب الأنسان. |
Hanza önderliğinde 20 ninja az önce Shimoda köyüne sızma girişiminde bulundu. | Open Subtitles | الـ 20 نينجا بقيادة (هانزا) حاولوا إختراق قرية "شيمودا" قبل فترة |
Otele sızma ve rehinlerin durumuna bakma emri aldık. | Open Subtitles | لدينا اوامر للتسلل للفندق و الاعتناء بحالة الرهائن |
Indogene gönüllülere ameliyat yaparak; içeri sızma bilgi toplama ve eline bir şans geçtiğinde öldürme görevleri veriliyordu. | Open Subtitles | متطوعين الإندوجين بدأوا بالتسلل جراحيًا داخل البشر يجمعوا معلومات و إذا وصل الأمر ، يقتلوا. |
Pekala, ama sızma işi için biraz eğitime ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكن بخصوص الإقتحام خاصتي سأحتاج لبعض التدريبات |
Aşağıya sızma siyaseti fikrinin ise bence çok sayıda iyi tarafı var. | Open Subtitles | لمفهوم الإعفاءات الضريبية أو منافع الاقتصادية أخرى و لدي شعور ان هناك الكثير من الاحقية . لفكرة الإعفاءأت الضريبية الدبلوماسية |
Son görevinin uzmanlığı ileri mevzii sızma harekâtları olan gizli operasyonlarmış. | Open Subtitles | مُهمّته الأخيرة كانت في عمليّات سريّة، مُتخصّصة في التسلّل الموضعي المُتقدّم. |
Aşağıya sızma siyaseti fikrinin ise bence çok sayıda iyi tarafı var. | Open Subtitles | و لدي شعور ان هناك الكثير من الأحقية لفكرة الإعفاءأت الضريبية الدبلوماسية |