| Eminim onun saçlarını da en az sizinkiler kadar güzel yapacaksınız. | Open Subtitles | أرُاهن بأنه إذا أمكِنكِ أَن تَرتبي شَعرِهـ ليبدو كنِصفِ جمال شعرك |
| İçeri gelip saçlarını tutmak isterdim ama ben de görünce kusanlardanım. | Open Subtitles | أود أن آتي وأرفع لك شعرك لكني شديدة الحساسية حيال التقيؤ |
| saçlarını sarıya boyatmış, otelin varisi olan bir kadın vardı. | Open Subtitles | إذن, فقد كان هناك وريثة لفندق صبغت شعرها باللون الأصفر |
| Ve saçlarını kulaklarının arkasına attığında ne kadar güzel olduğunu duymak istemediği kesin. | Open Subtitles | وهي قطعاً لاتريد سماع كم تظن انها جميلة عندما تثني شعرها خلف إذنيها |
| Bir keresinde banyoda... saçlarını yıkarken... arkasında bir şeylerin olduğunu hissetmiş. | Open Subtitles | لقد قال لي ذات مرة في الحمّام عندما كان يغسّل شعره |
| Biraderin saçlarını bir görseniz, korkunçtur. Fakültede bazı tasfiyeler yapılacakmış. | Open Subtitles | أخي كانت له تسريحة شعر سيئة وكان لنا تنظيف آخر |
| Baksan iyi olur yoksa kafandaki o saçlarını teker teker yonarım. | Open Subtitles | يستحسن بك ان تفعل ذلك, و أحلق هذا الشعر السخيف عنك |
| Ariane, son üç haftadır... ..saçlarını tam olarak 17 kere yıkadığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدركين أنّكِ خلال الأسابيع الثلاثة الماضية قمتي بغسل شعركِ 17 مرة تقريباً؟ |
| Adını değiştir, saçlarını boya belki o zaman, belki benden uzakta güvende olabilirsin. | Open Subtitles | وغيّر اسمك واصبغ شعرك ... و ربما فقط ربما تكون في مأمن مني |
| Bu akşam saçlarını yıkayacağını sanıyordum. | Open Subtitles | أظن بأنكِ قد قمتِ بتصفيف شعرك هذه الليلة |
| O uzun elbiseni giyer, saçlarını toplardın. | Open Subtitles | كنتِ ترتدين لك الفستان الطويل وتسرحين شعرك |
| O tarz bir akım saçlarını komik bir şekilde dikebilir. | Open Subtitles | هذه الاسلاك الحية يمكن ان تجعل شعرك ينتصب |
| Artık bir erkek olman... gerektiği için kıvır kıvır... saçlarını kestiklerinde... gerçekten çok istediğin halde ağlamadın. | Open Subtitles | وعندما قصوا قصعة شعرك لأنك أصبحت صبيا لم تبكِ |
| Annemin saçlarını taramasına yardım ettiğim ilk anı dün gibi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر بشكل واضح أول مرة أمي بحاجة الى مساعدة لتفريش شعرها. |
| Lisa saçlarını beyzbol şapkasının içine sıkıştırınca görevliyi onun Justin Bieber olduğuna ve Justin'in onunla fotoğraf çektireceğine ikna ettik. | Open Subtitles | فتقوم ليسا بربط شعرها ووضع قبعة بيسبول وأقنعنا الحارس انها جستن بيبر وبأن جاستن بيبر هذا يود التقاط صورة معه |
| Koşarak basket atarken güneşte dalgalanan sarı saçlarını hatırlat ona. | Open Subtitles | شعرها الانسيابي الأشقر وهي تحت ضوء الشمس، تركض وتسجل الكرات |
| "İndie-rock" kliği ise benden ve bir de saçlarını eliyle düzeltmeyi bırakıp yıkanana kadar görüşmeyi reddettiğim bir çocuktan oluşuyor. | Open Subtitles | فرقه اندي روك والتي بها انا وطفل اخر ارفض ان اقابله حتى عندما يستحم, لا يتوقف عن تسطيح شعره بيده |
| Umarım oğlumu utandıracak kadar ve kocamın güzel saçlarını kaybetmesini izleyecek kadar uzun yaşarım. | TED | أنا أتمنى أن أعيش طويلاً لأحرج ابني، وأشاهد زوجي وهو يفقد شعره الجميل. |
| 20 tane kayıp şey yüzünden çıkan tartışmada o küçücük çocuk daha ilk defa saçlarını kestirmeden gözüne mermi yedi. | Open Subtitles | كانا يتجادلان حيال 20 كبسولة مفقودة بدلاً من أن يحظى ذلك الفتى الصغير بأول قصة شعر أصيب برصاصة في عينه |
| Ne demek. Belki birazdan birbirimizin saçlarını örer ve erkekler hakkında konuşuruz. | Open Subtitles | لا شكر على واجب، ربما يمكننا لاحقاً أن نضفر شعر إحدانا الأخرى، |
| Miğferini çıkarıp da gümüş saçlarını savurduğunda herkes neşe içindeydi. | Open Subtitles | وأتذكر الفتيات تضحك عندما خلع خوذته ورأوا ذلك الشعر الفضي |
| Ama herbirine güzel gögüslerini ve kızılı kıvırcık saçlarını tattırdın. | Open Subtitles | و مع ذلك لكل فرد منهم استعرضتي ثديكِ الحليبي و شعركِ النحاسي |
| saçlarını öyle yaptığı bölüme bayılıyorum. Biliyorum. | Open Subtitles | أنا أحب هذا الجزء عندما تفعل هذه الحركة بشعرها |
| O zamanlar siyahilerin kimyasallarla saçlarını yapması beklenirdi. | TED | في الأيام الخوالي كان من المتوقع من السود علاج شعرهم كيميائيا. |
| Ve ortada -- bunu araştırdığınızda, insanların bu aygıtlara saçlarını ve kıyafetlerini kaptırmalarının dehşet verici tasvirleri var. | TED | كما أن هناك . . إذا أجريت بحثاً عن هذا، ستجد أوصافاً مخيفة لأناسٍ علِقت شعورهم وملابسهم بهذه الأجهزة. |
| Polonyalı demiryolcuları, kadınları makyaj yaparken, saçlarını tararken, birkaç dakika sonra kendilerini neyin beklediğinden tümüyle habersiz izliyorlardı. | Open Subtitles | لاحظ عمال السكة البولنديين ان النساء يتزين ويمشطن شعورهن غير موقنين ماينتظرهم بعد دقائق |
| saçlarını açacağını sanmıştım. | Open Subtitles | أوه، حبيبتي، إعتقدتُ أنت كُنْتَ ستفردين شَعرَكَ للأسفل. |
| Kısalan sadece elbiseler mi? saçlarını da kestiriyorlar. | Open Subtitles | ليست الفساتين فقط بل أنهن يقصن شعرهن أيضاً |
| Zavallı Çocukların saçlarını Saygıyla Düzenlemek Bizim Ortak İlgi Alanımız | Open Subtitles | سيكون في مصلحتنا نحن الإثنان إذا استطعنا التوصل لإتفاق مشترك فيما يتعلق بشعر هؤلاء الأطفال المساكين |
| Gideceği bir sonraki gala için saçlarını yapabilir miyim diye sorabilir misin ona? | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أَراك تَطْلبُين مِنْها تَرْكي أعْمَلُ لها شَعرها ليلةِ افتتاحها القادمةِ. |
| Siyahi insanlar için berber dükkânı sadece saçlarını veya sakallarını kestirecekleri bir yer değildir. | TED | بالنسبة للرجال ذوي البشرة السوداء، صالون الحلاقة ليس مجرد مكان حيث يتم فيه قص شعركم أو تقصير لحيتكم. |