"sağlayacak kadar" - Translation from Turkish to Arabic

    • كافية لجعل
        
    • فترة حياتي المتبقية بحيث
        
    • بما يكفي
        
    • حياتي المتبقية بحيث سأتمكَّن
        
    Çok kısa bir süre için, Claire. Pete'in uyuşturucuyu taşımasını sağlayacak kadar bir süre için. Open Subtitles سنقوم بها لفترة قليلة جداً, (كلير) فترة كافية لجعل (بيت) ينقل المخدرات
    Ezekiel, dedektörün işleyişini çantayı geçirirken fark edilmemesini sağlayacak kadar durdurabilir misin? Open Subtitles (إيزيكيل)، هل يمكنك تشويش الأشعة السينية لمدة كافية لجعل الدفيل يعبر حزام النقل دون كشفه؟
    Peki doktor, ben ölmeden önce bilimin tekrar yürümemi sağlayacak kadar gelişebileceğini düşünüyor musun? Open Subtitles حسنٌ، حسنٌ هل تظنَّ أنَّ العلم سيشهد تطورًا خلال فترة حياتي المتبقية بحيث سأتمكَّن من المشي مجددًا؟
    Peki doktor, ben ölmeden önce bilimin tekrar yürümemi sağlayacak kadar gelişebileceğini düşünüyor musun? Open Subtitles حسنٌ، حسنٌ هل تظنَّ أنَّ العلم سيشهد تطورًا خلال فترة حياتي المتبقية بحيث سأتمكَّن من المشي مجددًا؟
    Ben, herkese rahatlık sağlayacak kadar para kazanmadığım sürece, kısa ve yabani bir hayat yaşamış olan büyük-büyük annem için övgüye değer birisi olmadığımı biliyorum. TED أعرفُ أنني لست ممتنة لجدتي الكبيرة، التي عاشت حياة قصيرة وقاسية، لو كنتُ أكسبُ بما يكفي من المال لشراء راحة كل مخلوق.
    Evet, her ne olduysa, tatilini yarıda kesip, eve dönmesini sağlayacak kadar önemli bir şey olduğu kesin. Open Subtitles نعم, مهماكانالأمر, كان مهماً بما يكفي له كي يقطع اجازته و يعود إلى الوطن
    Emniyetteki görevimi geri vermelerini sağlayacak kadar büyük. Open Subtitles كبير بما يكفي لحملهم على إرجاع وظيفتي لي في الشرطة
    Ve sizi tek parça çıkmanızı sağlayacak kadar şanslı kılan ne? Open Subtitles من يعرف؟ و ما الذي يجعلك تشعر بأنك محظوظ بما يكفي لتخرج بسلام؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more