| Bu resim saat beş civarında çekilmiş. | TED | هذه الصورة التقطت حوالي الساعة الخامسة. |
| saat beş gibi onları ofisine getiririm. | Open Subtitles | أنا سأجلبهم بمكتبك في حوالي الساعة الخامسة |
| çünkü eğer istemiyorsan saat beş otobüsünü yakalayabilirim. | Open Subtitles | لأنه بإمكاني أن ألحق باص الساعة الخامسة لإذا كان هذا ما تريدين |
| Her gün saat beş dedin mi, elimde bir gazete burnum yazılara gömülüdür. | Open Subtitles | كل يوم الساعه الخامسة احصل علي الصحيفة في يدي واقرا الصفحات باهتمام |
| Hadi, Scout! saat beş oldu! | Open Subtitles | "هيا بنا "سكاويت انها الخامسة عصراً |
| Aynı, saat beş olmuş, orospu düdükleme zamanı der gibi. | Open Subtitles | السّاعة الخامسة. إنّه وقت إغتصاب العاهرات. |
| Bugün eve saat beş gibi çilingir gelecek, biraz vakit alabilir... | Open Subtitles | سيأتي صانع الأقفال إلى البيت اليوم تقريبا الساعة الخامسة, وقد يستغرق وقتًا طويلا |
| saat beş, kalkma vakti. | Open Subtitles | الساعة الخامسة ، الوقت للحصول على ما يصل. |
| Komşusu, saat beş gibi eve geldiğini hatırlıyor. | Open Subtitles | يتذكّر الجيران رؤيته يعود إلى المنزل حوالي الساعة الخامسة. |
| saat beş, açım, bir şeyler içmem gerek! | Open Subtitles | أصبحت الساعة الخامسة مساء أشعر بالجوع، وأريد شرابا |
| saat beş ve siz şu andan itibaren resmen Nazi Almanya'sının esirlerisiniz. | Open Subtitles | إنها الساعة الخامسة و أنتما الآن رسميا أسرى للرايخ الثالث |
| Evet ama saat beş haberlerinden sonra bir tek polisler olmayacak. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لن يكونوا الوحيدين بعد أخبار الساعة الخامسة. |
| Noel arifesinde saat beş olmuş ve benim dünyanın en iğneleyici ve en hain erkekleri için bir sürü mükemmel hediye bulmam gerekiyor. | Open Subtitles | الساعة الخامسة , عشية عيدالميلاد و علي إيجاد العديد من الهدايا الجيدة لأجل أكثر رجل متذمر و حقود في العالم |
| Öndeki bina, saat beş yönünde 50 m ileride. | Open Subtitles | في ذلك المبنى، على بعد 50 متراً نحو الساعة الخامسة |
| Noel arifesinde saat beş olmuş ve benim dünyanın en iğneleyici ve en hain erkekleri için bir sürü mükemmel hediye bulmam gerekiyor. | Open Subtitles | الساعة الخامسة , عشية عيدالميلاد و علي إيجاد العديد من الهدايا الجيدة لأجل أكثر رجل متذمر و حقود في العالم |
| Ofis saatimde gel. Yarın, saat beş. | Open Subtitles | ساعات العمل، غداً، الساعة الخامسة |
| Tamam, saat beş gibi dönmüş olurum. | Open Subtitles | حسناً، سأرجع على الساعة الخامسة |
| Kanal 36'da, Power News saat beş haberlerini izliyorsunuz. | Open Subtitles | انت تشاهد الآن قناة 36 "أخبار القوة في الساعه الخامسة" |
| Hadi, Scout! saat beş oldu! | Open Subtitles | "هيا بنا "سكاويت انها الخامسة عصراً |
| Yani, sigarası, saat beş gölgesi. | Open Subtitles | السيجارة، السّاعة الخامسة ظلّ. |
| Günaydın bayanlar. saat beş. | Open Subtitles | صباح الخير يا سيداتي، إنها الخامسة صباحاً. |
| saat beş olmuş. | Open Subtitles | إنها الخامسة مساءً |