Bunun için, yeryüzündeyken arkamızdan sade bir miras bırakalım. | Open Subtitles | لذا فدعونا بمشينا المعتدل فوق الأرض، نخلّف وراءنا ارثاً بسيطاً. |
Nefret etmiyorum. sade bir şey olsun istiyorum, hepsi o kadar. | Open Subtitles | أنا لا أكرهه ، أنا فقط أريد شيئاً بسيطاً |
Ben sade bir sessiz alayım. | Open Subtitles | سأختار حرفاً ساكناً بسيطاً و غير متكلف شكراً لكِ |
Ben de küçük sade bir nokta ekledim, bir yıllık dönem içindeki mevcut fiyatını gösteriyordu. | TED | لذلك أضفت نقطة صغيرة بسيطة لإظهار مستوى السعر الحالي مقارنةً بمستواه على مدى سنة كاملة. |
Anglo-sakson, onu konuşan köylüler gibi çok sade bir dil olarak anlaşılıyordu. | TED | اما الكمات الانجلو ساكسونية فقد بدت بسيطة مثل الريفيين الذين يستخدمونها. |
Bu iş, sade bir iş. | Open Subtitles | هذا عمل، عمل بحت |
Sadece dolabına bakan biri senin sade bir adam olduğunu sanabilir. | Open Subtitles | بالنظر لخزانتك فحسب سيعتقد الشخص بأنك رجلاً بسيطاً |
sade bir elbise giyiyordu, bir de eşarp vardı başında. | Open Subtitles | كانت ترتدي فستاناً بسيطاً غير مدركة لأشعة الشمس |
Onları Baby-O'ya gösterdim. sade bir tepki verdi. | Open Subtitles | (لقد عرضتهم على (بيبى أوو رد فعله كان بسيطاً |
Biraz sade bir şeyler mi hazırlasan acaba? | Open Subtitles | ربّما يجب أن تجعله بسيطاً |
Daha sade bir şey istiyorum. Doğal. | Open Subtitles | أريد شيئاً بسيطاً و طبيعي |
İnsan bu yükten kurtulup İbrahim'in tanrısına dua eden sade bir rahip olmak istiyor. | Open Subtitles | يشتاق المرء للتخص من أعبائه وأن يعود كاهناً بسيطاً (يصلي لرب (إبراهيم |
Çok basit ve sade bir süreçti. | Open Subtitles | rlm; كان أمراً بسيطاً وصادقاً. |
Bu yüzden mahkemede sade bir İngilizceyle konuşurum. | TED | لذلك أتكلم بلغة إنجليزية بسيطة في المحكمة. |
sade bir tören yaparlar ki sonradan ağır işleyen bir kan tahlili gibi diyecektir. | Open Subtitles | إنها مراسم بسيطة في وقت لاحق بعد ما تصفه كفحص دم مؤثر |
Ben çok sade bir insanım, sanırım sen biraz daha gösterişli birini arıyorsundur. | Open Subtitles | أنا امرأة بسيطة أعتقد أنك تبحث عن أخرى تستطيع فهمك |
Basit ve sade bir mülkiyet anlaşmazlığı nasıl oldu da Amerika Birleşik Devletleri'nin | Open Subtitles | وكيف لمسألة ملكيّة بسيطة تجد لنفسها مكاناً بين |
İş, sade bir iş. | Open Subtitles | عمل، عمل بحت |