"sadece an" - Translation from Turkish to Arabic

    • وقت فقط
        
    • وقت فحسب
        
    • إلا فترة من الزمن حتى
        
    • وقت وحسب
        
    • وقت حتى
        
    Özgürlüğümün geleceğini biliyordum, sadece an meselesiydi. TED عرفت أنني سأنال حريتي، المسألة مسألة وقت فقط.
    Güvenlik kapılarını aşmaları sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فقط حتى يتغلبوا على الأبواب الأمنية
    Başkan'ın isteklerimizden haberdar olması sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فقط قبل أن يتم إبلاغ الرئيس بمطالبنا..
    Birinin aşağıya inmesi sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فحسب قبل أن ينزل أحد إلى هنا
    Bu zıkkımın yasal olması sadece an meselesi, çocuklar. Open Subtitles إنها مسألة وقت فحسب يا شباب، قبل السماح بتداول هذه المادة قانونياً.
    Bunu birinin öğrenmesi sadece an meselesi. Open Subtitles وما هي إلا فترة من الزمن حتى يكتشف أحد ذلك.
    Latnok üzerinde hakimiyet kurmalıydı ve inan bana istediğini nasıl elde edeceğini anlaması sadece an meselesi. Open Subtitles لكان للاتنوك تحكما كاملا فيك، و صدقني المسألة مسألة وقت فقط قبل أن تكتشف كيف تحصل على ما تريده
    Bu binayı da aramaya başlamaları sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فقط قبل أن يبحثوا في هذا المبني أيضًا
    Arınacak çok şey var ama sadece an meselesi. Open Subtitles أمور كثيرة تحتاج إلى التطهير لكنها مسألة وقت فقط
    Burada olduğumuzu biliyor. Bu artık sadece an meselesi. Open Subtitles انه يعلم اننا هنا انها مسالة وقت فقط
    Raporda bahsedilmiyor ama ünümüz düşünülünce tanınması sadece an meselesi. Open Subtitles لوت؛i غ ؛لايوجدذكر لها فيالتقرير، لوت؛ / i غ؛ ولكن نظرا لدينا سمعة سيئة، فهي مسألة وقت فقط قبل تحديدها.
    sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فقط
    sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فقط
    Senin bir polis, hatta bir insan olman bile büyük bir yanlışlık, Andy. Bunu diğer insanların da öğrenecek olması sadece an meselesi. Open Subtitles أنت بالفعل شرطي وإنسان لعين متخاذل يا (أندي بليفيور) إنها مسئله وقت فحسب قبل ان يعلم الجميع عن هذا
    sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فحسب
    Artık sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فحسب
    Bu sadece an meselesi. Open Subtitles انها مسألة وقت فحسب
    sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مسألة وقت فحسب
    Bunu birinin çözmesi sadece an meselesi. Open Subtitles وما هي إلا فترة من الزمن حتى يكتشف أحد ذلك.
    Şaka sanıyorsun, değil mi? Beni gebertecekler. sadece an meselesi. Open Subtitles سينتهي بي المطاف ميتاً إنّها مسألة وقت وحسب
    Başkan'ın isteklerimizden haberdar olması sadece an meselesi. Open Subtitles إنها مجرد مسألة وقت حتى يتم إبلاغ الرئيس بطلباتنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more