Akıllıyı oynama. Sadece onu getir. | Open Subtitles | لا تكن مُتحاذقاً، آتني به فحسب |
- Sadece onu iyi tanıman lazım. | Open Subtitles | يجب ان تتعرف به فحسب |
Sadece onu içeriye götürmeden açma. | Open Subtitles | فقط عطليه لبعض الوقت |
Bence kapı bu. Sadece onu açmasını bilmiyordu. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا هو الباب إنه فقط لم يكن يعرف كيفية فتحه |
Peki niye Sadece onu uyandırıp, nerde olduğunu sormuyoruz? | Open Subtitles | فلماذا لا نصحو فقط لها حتى و أسألها أين هو ؟ |
Bu enerji, Sadece onu tutacak bir boşluk olmadığı zaman taşacağı şekilde yağacak. | TED | ستنصب الطاقة بشكل يجعلها تفيض خارجا فقط إن لم يكن هنالك مكان ليجمعها. |
Onun öptüğü bir kız. Bir kadının Sadece onu düşünecek bir erkeğe ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | المرأه تحتاج لأن تكون مع شخص يفكر بها فقط. |
Ve sonra bakır borular vardır ki ben Sadece onu kullanırım. | Open Subtitles | .. ثم هناك النحاس و هو النوع الوحيد الذي أستخدمه |
Yüzünü çek, vücudunu çek, yakından çek, uzaktan çek ama Sadece onu. | Open Subtitles | هو وحده وجهه، جسمه، عن قرب، عن بعد هو وحده. |
Belki de Sadece onu izlemeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نلحق به فحسب ؟ |
Sadece onu uzaklaştırdın. | Open Subtitles | ألقيتِ به فحسب |
Sadece onu içeriye götürmeden açma. | Open Subtitles | فقط عطليه لبعض الوقت |
Evet, Sadece onu babam dışında, biriyle öpüşürken görmemiştim. | Open Subtitles | نعم، إنه فقط لم أرها تقبل أحداً غير أبي. |
Hayır, Aptal olma. Sadece onu bulamadım. | Open Subtitles | لا، لا تكن سخيفاً أنا فقط لم أكن أتمكن من العثور عليه |
Sadece onu ölçekler oynamaya devam et. | Open Subtitles | تبقي فقط لها اللعب المقاييس. |
Onu. Sadece onu. | Open Subtitles | صاحبة فقط لها. |
Sadece onu tedavi olmaya ikna etmenin yolunu bulamazsak aptal gibi görüneceğiz. | Open Subtitles | فقط إن لم نستطع إيجاد طريقة لإقناعها بالموافقة على العلاج |
Sadece onu ikinci kez kaybetmek katlanamayacağım bir acı olurdu. | Open Subtitles | أعرف فقط إن فقدتها مرتين، سيكون أكثر مما أتحمل. |
Hadi ama belki Sadece onu seviyordur. Biliyorsun, bazı erkekler yaşlı kadınlardan hoşlanır. Hadi... | Open Subtitles | ربما هو معجب بها فقط بعض الرجال يحبون النساء الكبيرات |
- Sadece onu sevdim. - Al bakalım. Hadi. | Open Subtitles | لقد كنت معجباً بها فقط هذا يكفى.هنا |
Ve sonra bakır borular vardır ki ben Sadece onu kullanırım. | Open Subtitles | .. ثم هناك النحاس و هو النوع الوحيد الذي أستخدمه |
Ve Tanrı bu sevgiyi bize Sadece onu sevelim diye bahşetmedi. | Open Subtitles | والرب لا يهبُنا الحُب حتى نستطيع أن نُحبُّه هو وحده |