"sadece onun" - Translation from Turkish to Arabic

• هو الوحيد
• فقط أنه
• ملكه وحيدًا
• فقط ارادت
• فقط اريدها ان

Kanında uyuşturucu çıkmadı. - İpte sadece onun DNA'sı var.
ولا دليل على وجود أي مخدّر في جسمه، وحمضه النووي هو الوحيد الموجود على الحبل.

Tek başına ifadesi yeterli olmayacak. Kira belgelerinde sadece onun adı yazıyor.
فشهادته وحده لن تكفي، إسمه هو الوحيد بسجل المؤجرين هذا.

Ve ben ona nasıl yaptığını isteyeceğini zaman ya da biliyordu nasıl, o sadece onun hakkında ne olduğunu ne biliyorsun anlamda, , olabilir söyleyebilirim.
و عندما أسأله كيف فعلها أو كيف عرف كان يقول لي فقط أنه كان يشعر تعلمين ، ما كان سيحدث

Ben sadece onun gerçek olduğunu sanmıştım.
اعتقدت فقط أنه هادئ جدا.

Sorumluluk onun omuzlarındadır... sadece onun.
مسئوليّة القيادة هى على أكتافه ... و ملكه وحيدًا

sadece onun çocuğuna yakın olması için, sadece çocuğunu bir kez görmesi için, ama ayrı duvarlara sahibiz.
فقط ارادت ان تكون بقرب طفلها فقط لان تراها ولو لمرة ولكن وجود الجدار منعها

Ben sadece onun...
.. وأنا فقط اريدها ان تشعر

sadece onun teklifi ihtiyacımız olan kadardı.
عرضه هو الوحيد الذي سيزودنا بالمال الذي نحتاجه

Foreman'ın sadece onun peşinde olduğunu mu sanıyorsun?
هل تعتقدين أن رئيس العمال هو الوحيد الذي يبحث عنه؟

Bu sadece onun bildigi bir sir.
إنه سر, هو الوحيد الذي يعرفه

sadece onun kötü bir adam olduğunu biliyorum.
أعرف فقط أنه شرير

Hayır sadece onun tembel olduğunu düşünüyoruz.
لا،نعتقد فقط أنه كسول

Oscar'ın bize bıraktığı Alfredo'nun o resmi sadece onun dün sabahleyin hayatta olduğunu kanıtlıyor.
--صورة (ألفريدو) تلك التي تركها (أوسكار) لنا إنها تثبت فقط أنه كان حياً البارحة صباحاً

Ve komuta sadece onun omuzlarındadır.
مسئوليّة القيادة هى على أكتافه ... و ملكه وحيدًا

sadece onun haklı olduğunu söylemeni istedi.
انها فقط ارادت ان تخبريها انها على حق

Ben sadece onun iyileşmesini istiyorum.
انا فقط اريدها ان تكون بخير