| Bunu sadece Tanrı başarabilir. | Open Subtitles | لكن لا يمكن أن يصنعاً هذا الله وحده قادر على ذلك |
| Bu neşeyi bu kadına sadece Tanrı verebilir. | Open Subtitles | الله وحده قادر على منح تلك المرأة هذا النوع من الفرح |
| BM Genel Sekreteri, savaş çıkıp çıkmayacağını, sadece Tanrı'nın bilebileceğini söyledi. | Open Subtitles | وقال الأمين العام للامم الرفيقيحدة الله وحده يعلم فيما اذا ستكون حرب او سلام |
| Ayrıca parlamento onaylamadan aldığı karara göre, dini veya değil, ...Kral yasaların üstünde ve sadece Tanrı'ya hesap verecekmiş. | Open Subtitles | وهناك أيضاً قانون من البرلمان يعترف أن في الأمور الدنيوية والدينية الملك فوق القانون وسيراعون الله وحده |
| sadece Tanrı bilir, hata yapmayan tek kişi odur. | Open Subtitles | الله وحده يعلم، وهو الوحيد المنزه عن الأخطاء |
| Annem, evliliği kendi ayarladı sanıyor ama böyle bir şeyi sadece Tanrı ayarlamış olabilir. | Open Subtitles | يا إلهي.. امي خططت لكل شيء لكن الله وحده يرتب كل هذا |
| Bazı sırlar sadece Tanrı ile paylaşılmalıdır. | Open Subtitles | هناك أسرار معيّنة يجب أن تشاركيها مع الله وحده |
| Neler söyleyeceklerini sadece Tanrı bilir. | Open Subtitles | الله وحده يعلم ماذا سيقولون يا سيدى |
| Onların kaça sattığını sadece Tanrı bilir. - Bu en iyi sabun. | Open Subtitles | الله وحده يعلم بكم كانوا يبيعونه |
| Neler yaşamak zorunda kaldığını sadece Tanrı bilir. | Open Subtitles | الله وحده يعلم ما مرت به في حياتها |
| Söz konusu olan Isabel. Isabel, kendini sevenin her zaman sadece Tanrı olduğuna inandı. | Open Subtitles | ازابيل كانت تؤمن أن الله وحده كان يحبها |
| Onu gerçekten mutlu edip etmediğimi sadece Tanrı bilir. | Open Subtitles | الله وحده يعلم إن كنت أسعدته حقاً |
| sadece Tanrı bu sandalı oraya çıkarabilir. | Open Subtitles | الله وحده من يمكنه أن يضع القارب هناك. |
| Tanrı tarafından kutsandıkları için sadece Tanrı'ya hesap verirler. | Open Subtitles | هم مسؤولون أمام الله وحده, الذي اختارهم |
| Masamda olanları sadece Tanrı bilir. | Open Subtitles | الله وحده يعلم ماذا حدث لطاولاتي |
| sadece Tanrı kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verebilir. | Open Subtitles | الله وحده يحدد من يموت ومن يعيش |
| Ahitler yazıldığında, sadece Tanrı'nın dünyayı sona erdirme gücü vardı, ama şimdi insanda yapabiliyor, çünkü ne yazık ki, insanoğlu rasyonelliği veya barışı keşfetmeden, nükleer silahları buldu, ve felaket boyutunda mahvetmeyi. | Open Subtitles | في الوقت الذى كُتب فيه سفر الرؤية كان الله وحده هو الذي يملك القدره على إنهاء العالم اما الآن فقد أصبح للإنسان نفس القدرة لإن للأسف |
| Böyle şeyleri sadece Tanrı bilir. | Open Subtitles | الله وحده يعلم ماهية هذه الأشياء |
| Ağzımdan çıkan kelimelere sadece Tanrı şahitlik edebilir. | Open Subtitles | كلمات أقولها لك الله وحده شاهد عليها |
| Eski dünyanın hırs dolu olduğunu, insanların kontroldan çıkan makinalar ürettiğini, ve tabiata karıştıklarını, onları sadece Tanrı'nın durdurabildiğini. | Open Subtitles | العالم القديم كان مليئا بالجشع وان البشر من صنعوا الآلات التي خرجت عن سيطرتنا وتدخلت مع الطبيعة وان الله وحده من يستطيع إيقافهم |