Benim Zee hakkında konuşmayı bırakırsan Sadie'nin kadın olduğunu kabul ederim. | Open Subtitles | سأقر بأن سادي امرأة إذا كففت عن التكلم عن زي خاصني |
Yani, bu adam hasta, ve Sadie'ye anlatmak için dayanamıyorum. | Open Subtitles | أَعْني، هذا الرجلِ مريضُ، وأنا لا أَستطيعُ الإنتِظار لإخْبار سادي. |
Tanrım, Sadie'yi bu köpek hakkında uyarmıştım. | Open Subtitles | يا الهي، لقد سئمت من اخبار سادي عن هذا الكلب |
Beni asıl kızdıran şey Sadie'nin benden kokteyl partisinde yapmamı istediği şeydi. | Open Subtitles | ما أزعجني حقا أن سيدي طلبت مني أن أفعل شيئا في حفلة الكوكتيل تلك |
Nina'nın söylediğine göre Sadie geçmişte erkeklerle ilişkisi varmış. | Open Subtitles | وقد قالت نينا أن سيدي كان لديها علاقات مع رجال في الماضي |
Sadie'nin ayak parmaklarında inci parlaklığında oje vardı MaryJane'nin tırnaklarındakinin aynısıydı. | Open Subtitles | مصبوغة بملمع (نفس أصابع (ماري جين |
Sadie'nin ayak tırnakları parlak bir ojeyle boyanmıştı. | Open Subtitles | مصبوغة بملمع |
Sadie, senin iskeleye 180 metre uzaklıkta bir adamın kafasını bulduk. | Open Subtitles | سايدي ، لقد وجدنا رأس رجل على بعد 183م من رصيفك |
Gitmem gerek. Sadie suçiçeği çıkarmış galiba. | Open Subtitles | يجب على الذهاب سايدي ربما لديها جديري الماء |
Aptal bir yaşlıyı kandıramazsın. Sadie her şeyi anladı. | Open Subtitles | لا يمكنك خداع مخدوعة عجوزة سادي عرفت كل شيء |
Sadie'nin bu geceki konseri için sana izin verecek mi? | Open Subtitles | هل سيمنحك وقتاً لحفلة سادي ؟ انها الليلة |
Eskiden Sadie ile banyo yapan, Sadie'nin en iyi arkadaşı Carlisle de burada... | Open Subtitles | وبعد ذلك هناك كارلايل، سادي أفضل الصديق، الذي يُستَعملُ لأَخْذ الحمّاماتِ مَع سادي... |
Elbette, Sadie'nin cana yakın erkek arkadaşı, Ben de var. | Open Subtitles | أوه، وبالطبع، هناك خليل سادي اللطيف، بن. |
Sadie'yi Peder Frank vaftiz etti, kendisi hepimizi tanır. | Open Subtitles | حيث سادي عُمّدتْ مِن قِبل القسّ فرانك، الذي معروف نا إلى الأبد. |
Görünüşe göre Sadie, Nina'dan senin DNA'ı almak içn boş bardağını istemiş. | Open Subtitles | لقد تبين أن سيدي طلبت من نينا إحضار الكأس التي شربت منها والتي كان عليها الدي ان ايه الخاص بك |
Sadie'nin kayıdı çalmaya çalıştığını bile bilmiyordum sizinkiler geldiğinde öğrendim. | Open Subtitles | لا , أنا لم أعرف حتى أن سيدي كانت تحاول سرقة الشريط حتى قدومك إلى منزلي اليوم |
Ve Sadie' nin sevmediği bir şey varsa, o da insanların bu kuralları çiğnemesidir. | Open Subtitles | و اذا كان هناك شيئ واحد لا يحبه سايدي ويخرقوا الناس القواعد |
Sadie'nin babası da kanser hastasıydı ve durumu ağırdı. | Open Subtitles | و والد سايدي كان يحتضر من السرطان في ذلك الوقت. |