İblisi Tanrı'nın silahıyla vur, saf bir kalple yaparsan işe yarayacaktır. | Open Subtitles | وضرب الشيطان بأله الله وهي جانب صافي تحدث ضررا |
Ya da belki milyonlarca hesapla bile kıyaslanamayan saf bir kalp miydi? | Open Subtitles | أو ربما ملايين من الحسابات لا تقارن بلقب صافي |
Ama yine de inanılmayacak kadar saf bir şeyi hissederler, ses gerçekten oluşmadan var olan bir şeyin deneyimini. | TED | لكنهم أيضاً يجربون شئ نقي بصورة لا يمكن تصديقها، التي تحدث قبل حدوث الصوت الحقيقي. |
saf bir kaynak bulana kadar gücün nasıl hissettirdiğini unutuyoruz. | Open Subtitles | يا إلهي ينسى المرء كم هو جيد الشعور بالطاقة حتى يجد مصدر طاقة نقي |
Yok, bu çocuğu saf bir şekilde sevdiğine hayatım üzerine bahse girerim. | Open Subtitles | لا، أراهن على حياتي على أنه يحب هذه الطفلة بطريقة نقية جداً |
Kalbim kırık, çünkü ona sadece saf bir şefkatle bakıyorum. | Open Subtitles | أنا مفطور القلب, لأنني أنظر إليها بعاطفة نقية |
Yetenekli, çalışkan, işleri kendi tarzıyla halleden birisini mi yoksa birkaç moda dergisine teslim olacak saf bir kerizi mi? | Open Subtitles | المؤهل هو من يعمل جاهداً والذي من يقوم بالأمور على طريقته الخاصة أو الساذج المطيع الذي يمكن شراؤه ببضع مجلات أزياء؟ |
saf bir kalbin varsa ve niyetlerin iyiyse herkes seni izler. | Open Subtitles | إذا كان لديك قلب صافي ونوايا حسنة فسيتبعك الجميع |
Sadece saf bir kalp güce sahip olabilir diyor. | Open Subtitles | فقط صافي القلب يجب أن يكون قادر على أستدعاء تلك القوة |
Mısır kadar sarı saç. Altın kadar saf bir ayakkabı. | Open Subtitles | وشعر أصفر لونه مثل لون الذرة وحذاء صافي مثل نقاوة الذهب. |
saf bir genetik kopya. | Open Subtitles | استنساخ جيني صافي |
saf bir kaynak bulana kadar gücün nasıl hissettirdiğini unutuyoruz. | Open Subtitles | يا إلهي ينسى المرء كم هو جيد الشعور بالطاقة حتى يجد مصدر طاقة نقي |
Seni ele geçirebilir. Ama saf bir ruhu olan amacının ne olduğunu bilen birini ele geçiremez. Ama baban... | Open Subtitles | يمكنها أن تتملكك، لكنها لا تستطيع تملّك شخص نقي الروح وهدفه واضح |
Modern yöntemlerle bile, bu havuzu tam olarak karakterize etmek çok zor. Soldaki ürün kahverengi görünüyor. Katran gibi... Sağ tarafta, karşılaştırmak amacıyla saf bir bileşik gösterilmiştir. | TED | وهو حوضٌ يصعب توصيفه تماماً حتى بالطرق الحديثة، ومنتجاته تبدو بنية اللون، مثل هذا القطران يساراً. هذا مركب نقي معروض إلى اليمين، لتوضيح الفرق. |
Arthur çok cesur ve saf bir kalbi var. O da seninle gelecek. | Open Subtitles | أن آرثر شجاع وقلبه نقي سوف يأتي معك |
saf bir ruh hissetmiyorum. Herkes gibi sorunlarım var. | Open Subtitles | لا أشعر بأنني نقية الروح لديّ مشاكل تماماً كالآخرين |
Ama önce virüsün saf bir örneğine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | و لكن علينا أوّلاً تحضير عيّنة نقية من الفايروس |
saf bir ruhun, cehennemde o kötü kadına köle olmasına izin vermekten daha büyük bir günah yoktur. | Open Subtitles | ما من خطيئة أسوأ من السماح لروح نقية بخدمة تلك الفاسقة في الجحيم. |
Mesela stüdyonuz saf bir kapitalizm aracı. | Open Subtitles | الاستديو الخاص بك كمثال هو أداة نقية من الرأسمالية |
Evet, saf bir tarafın var. | Open Subtitles | أصبت بجزئيّة الساذج |