17 yaşındayken, ilk kez babamla tanıştım. Ayrıca, hiç bilmediğim bir ablaya ve bir ağabeye sahip olduğumu öğrendim. | TED | وعندما كنت في السابع عشر من عمري، تعرفت على أبي للمرة الأولى، وفوق كل ذلك علمت أن لدي أخ و أخت لم أكن أبداً أعلم بهم |
Fakat nasıl olur da bir doktor, vücut geliştirici bir kadından daha fazla kas kütlesine sahip olduğumu varsayabilir? | TED | ولكن ما معنى أن يفترض الطبيب بشكل تلقائي أن لدي كتلة عضلية أكبر من لاعبة كمال الأجسام ؟ |
Annem her zaman Anasazi Yerlilerinin yüz hatlarına sahip olduğumu ve bunun bana bir şekilde güzellik kattığını söylerdi. | Open Subtitles | أمي تقول أنني أملك مقداراً من السحر رغم أنني أؤمن بهنود الأناسازي هذا هو الوجه الذي ينظر إليه الآخرون |
Buranın yarısına sahip olduğumu öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت للتوّ أنني أمتلك نصف هذا المكان |
Evet. sahip olduğumu bile bilmediğim güçlerim olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | إكتشفتُ حول القوى عِنْدي أنا لَمْ أَعْرفْ حتى بأنّني كَانَ عِنْدي. |
Çünkü nasıl karşılayacağını bilemedim ve sahip olduğumu herşeyi kaybetme riskini göze alamazdım. | Open Subtitles | لأنّني لم أعرف كيف ستكون ردة فعلك ولم أرد أن أخاطر بكلّ ما أملكه |
- Aslında yok. Ancak mülakattakiler gerekli tüm niteliklere sahip olduğumu düşündüler. | Open Subtitles | لا في الحقيقية لكنَّ لجنة المقابلة إعتقدت أنه لدي الصفات المطلوبة |
Yeni şeylerle doluyum, güzel şeylerle... Bir sürü yeni parçayla doluyum, buna sahip olduğumu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنه كمان جميل، ومليئ بالألحان روبي لم أعلم أني أملك الموهبة |
sahip olduğumu düşündüğünüz yeteneğim ne ise, sizin hayal gücünüzün bir uydurması o. | Open Subtitles | أي قدرة تظن أنها لدي ماهي الا نتاج مخيلتك |
Artık gururla, dünyanın ey iyi babasına sahip olduğumu söyleyebilirim. | Open Subtitles | الآن يمكنني أن أقول بمنتهى الفخر أن لدي أفضل أب في العالم |
Benim seni daha iyi hissettirmek için mükemmel sözcüklere sahip olduğumu düşünmüş olabilirsin. | Open Subtitles | ربما تعتقد أن لدي الكلمات المؤثرة التي قد تجعلك تشعر بتحسن |
Avukat, benim eve sahip olduğumu onlara söyler. | Open Subtitles | المحامي, إخبرهم أن لدي عشرة شاليهات أضافية فى هذه المدينة. |
Herkes her şeye sahip olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | أقصد, الجميع يظن أنني أملك كل شيء, كما تعلمي؟ |
Ama bunun yerine iş için gerekli vasıflara sahip olduğumu gördün. | Open Subtitles | ولكن عوضاً عن هذا ، صرت تعرف أنني أملك المتطلبات اللازمة للعمل |
Ona söz verdiğim şeye sahip olduğumu söyle. Petersburg'daki Tovarisch'ten.. Ona de ki, benim yerim, bu gece. | Open Subtitles | قل له أنني أملك ما وعدته به من رفاقنا في بيتسبرغ,منزلي الليلة |
Şehirdeki en iyi kılıca sahip olduğumu zaten ispatladım. | Open Subtitles | لقد أثبت لتوي أنني أمتلك أفضل سيف بالمدينة |
Bunu yapacak otoriteye sahip olduğumu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ..أنا لا أظن أنني أمتلك السُلطة .لأقوم بالتصرف على ذلِك النحو |
Onun kıçına sahip olduğumu hatırlat ona. | Open Subtitles | ذكّريه أنني أمتلك مؤخرته. |
Babalık duygusuna sahip olduğumu düşünmedim. | Open Subtitles | أنا لَمْ أُفكّرْ بأنّني كَانَ عِنْدي هو فيّ. |
Çünkü nasıl karşılayacağını bilemedim ve sahip olduğumu herşeyi kaybetme riskini göze alamazdım. | Open Subtitles | لأنّني لم أعرف كيف ستكون ردة فعلك ولم أرد أن أخاطر بكلّ ما أملكه |
İnsanlar benim her şeye sahip olduğumu söylüyorlar. | Open Subtitles | الأخرين يخبروني أنه لدي كل شىء. |
Yeni şeylerle doluyum, güzel şeylerle... Bir sürü yeni parçayla doluyum, buna sahip olduğumu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنه كمان جميل، ومليئ بالألحان روبي لم أعلم أني أملك الموهبة |
Beni sahip olduğumu bilmediğim bir özgüvenle doldurdu. | Open Subtitles | ملأتني بالثقة التي " "لم أكن أعرف أنها لدي |
Bir barmenin sesine sahip olduğumu söylemişti zamanında biri. | Open Subtitles | شخص ما قال لي انني امتلك صوت ساقية |