"sahip olmayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحصول
        
    • امتلاك
        
    • إمتلاك
        
    Çünkü sana hiç sahip olamamaktansa... bir parçana sahip olmayı tercih ederim. Open Subtitles لأنني أريد الحصول على جزء صغير من انتباهك عوضاً عن اللاشيء أبدا
    Akış sitomterisinde taşıyıcı dediğimiz bir araca sahip olmayı başardım; büyük, güçlü bir lazer, üstelik firmasından parayı geri alma garantisi de var, eğer gemide işe yaramazsa geri alacaklardı. TED لذا تمكنت من الحصول على ما نسميه جهازاً كبيراً لقياس التدفق الخلوي، وهو ليزر كبير وقوي مع ضمان استعادة الأموال من الشركة إذا لم يعمل على متن سفينة، سوف يعيدونه.
    Bu silahlara sahip olmayı içeren Second Amendment(İkinci Tahsis) yasasına içten inanıyorlar. TED إنهم يؤمنون بشدة بالتعديل الثاني للدستور الذي يعطيهم الحق في امتلاك الأسلحة.
    Aslında, bu yüzden daha fazla insan bir silaha sahip olmayı seçiyor. TED في الحقيقة، هذا هو السبب الذي يجعل أناساً أكثر يختارون امتلاك أسلحة.
    Bunlara birkaç sene önce sahip olmayı isterdim. Open Subtitles أتمنى إمتلاك مثل هذا منذ سنوات قليلة مضت. حسناً, الهجوم الاول سهل.
    Galiba bu yüzden herkes kendi evine sahip olmayı hayal eder. Open Subtitles لهذا إمتلاك منزل هو حلم كل شخص.
    Bu tarz bir şeye sahip olmayı dileyecek insanlar vardır. Open Subtitles فسيكون هناك العديد من الأشخاص يتمنون الحصول على شيء من هذا القبيل
    Kendi başına bir şeyler yapmış olmanı gerektirir; yaratıcı bir içgörüye sahip olmayı, hayal gücünü kullanmayı, sahaya inip deney yapmayı, ispat üzerinde çalışmayı ve başkalarıyla konuşmayı. TED ستتطلبُ على الأرجح القيام ببعض الأعمال من أجلكم: الحصول على القليل من البصيرة الإبداعية استخدام مخيلتكم الخروج إلى الميدان والقيام بالتجربة والعمل من خلال البرهان والتحدث إلى شخصٍ ما.
    Onlardan bir tanesiyle konuşuyordum. ve bu kolu gerçekten çok seviyordu. O bir plastikten çok çok daha iyi, çok çok daha iyi. Fakat bu odada kimse yok ki bunlardan bir tanesine sahip olmayı tercih etsin. TED كنت أتحدث مع أحدهم، وكان معجب جداً بهذه الذراع الاصطناعية، إنها أفضل بدرجة كبيرة من مجرد عصا بلاستيكية في طرفها كلاب. لكن لا يوجد أي شخص في هذه القاعة يفضل الحصول عليها عوضاً عن الذراع الطبيعية.
    Ve kocasını öldürmeden ona sahip olmayı başarmıştım. Open Subtitles و نجحت فى الحصول عليها بدون قتل زوجها
    Bütün bunlara sahip olmayı hiç beklemiyordum. Open Subtitles لم أكن أتوقع الحصول على كل هذا.
    Bütün bunlara sahip olmayı hiç beklemiyordum. Open Subtitles لم أكن أتوقع الحصول على كل هذا.
    Dediğim gibi her şeye sahip olmayı bekleyemezsin. Open Subtitles كما أسلفت الذكر، لا يمكنك ترقب امتلاك كل شيء
    Eğer bankacı olmasaydın bu eve sahip olmayı düşünür müydün? Open Subtitles هل سبق أن فكرت في امتلاك هذا المنزل إذا لم تكن مصرفي؟
    Her şeye sahip olmayı bekleyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك ترقب امتلاك كل شيء
    Buna sahip olmayı hak etmiyorsun. Open Subtitles أنت لا تستحق امتلاك هذا
    "Av" ekibi için Nil timsahının bir antilobu yakalayışını çekmek beş metrelik sürüngenle aynı yetenek, sabır ve tepkilere sahip olmayı gerektiriyordu. Open Subtitles لكي يلتقط طاقم تصوير سلسلة الصيد" انقضاض تمساح النيل على النوّ" عليهم امتلاك مهارة و صبر و ردّة فعل الزاحف البالغ طوله 5 أمتار
    Ben her şeye sahip olmayı beklerim Open Subtitles "أترقب بالفعل امتلاك كل شيء"
    Ama Venedik'te 600 yıllık bir eve sahip olmayı denemelisiniz. Open Subtitles ولكن عليك تجربة إمتلاك منزل عمره 600 (عام في (البندقية.
    Güzel memelere sahip olmayı severim. Open Subtitles انا احبّ إمتلاك الثدي اللطيف
    Ed Hoffman, benimle paylaşmaktansa, daha az bilgiye sahip olmayı tercih ederdi. Open Subtitles (إد هوفمان) يُفضّل إمتلاك معلومات أقلّ على أن يتشاركها معي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more