Bunu öğrenmek için, üç şeye baktım. Seçmeniz gereken temaya baktım. Nasıl sunulması gerektiğine ve sahnedeki görselliğe baktım. | TED | ولمعرفة هذا، نظرت في ثلاثة أشياء. نظرت في الموضوع الذي يمكنك إختياره. ونظرت في كيفية تقديمك له ومنظر المسرح. |
Bu akşam sahnedeki öpüşmemizin rol icabı olduğunu söylediğin için. | Open Subtitles | لأنك قلت أن تلك القبلة على المسرح كانت مجرد تمثيل. |
Kendini sahnedeki oyuncularda görüp geçmiş hareketlerinin anlamsızlığını fark etmişti. | TED | واعتبر أن مكانه على خشبة المسرح ورأى أن أفعاله الماضية كانت دون معنى. |
İlk yarısı sahnedeki canlı şarkıcılar tarafından söylencek. | TED | النصف الأول سيؤدّيه مطربون موجودون هنا على خشبة المسرح. |
En son sahnedeki basketbol maçında, aleti dışarda olan adamı da kabul ederdim. | Open Subtitles | كنت سأقبل أيضا بالمشهد الأخير في لعبة كرة السلة حينما اخرج رجل من الجمهور قضيبه ماذا؟ |
Seyircilerin büyüklüğüne göre ölçeklenmiş bir amfi tiyatro şeklinde, sahnedeki birinin algıladığı büyüklükte. | TED | على هيئة مدرج الذي حجمه يمثل حجم الجمهور كما يبدو لشخص من على المسرح. |
Beckett bize, tıpkı günlük hayatımızdaki şeyler gibi sahnedeki dünyanın da her zaman anlamlı olmadığını hatırlatır. | TED | بيكيت يذكرنا بأن، مثل حياتنا اليومية، عالمَ المسرح ليسَ منطقيًا بشكل دائم. |
sahnedeki en belirgin görsel şey konuşmacı. | TED | أكثر الأشياء المرئية عادة على المسرح هي المتحدث. |
Şimdi en önemli şeye geldik, sahnedeki ruh haliniz. | TED | والآن أكثر الأشياء أهمية، هي الجو العام على المسرح. |
Fakat kişinin bilmediği husus fahişede bir mikrofonun bulunduğu ve sahnedeki adamın kulağının arkasında küçük bir alıcının olduğu. | Open Subtitles | لكن ما يعلمه الجمهور أن الرجل مفخخ بمكبر صوت والرجل على المسرح لديه مستقبل صغير خلف أذنه |
Hey, hey, hey, on dolarına bahse varım sen sahnedeki o kızla yatamazsın. | Open Subtitles | أراهنك 10 دولارات لا يمكنك االحصول على تلك الفتاة على خشبة المسرح. |
Affedersiniz ama o hiçbir yere gidemez. - Şu an sahnedeki en eğlenceli şey o. | Open Subtitles | اعذرني، فهذا الكرسي هو أكثر شئ مسلي في المسرح |
Bu gece sahnedeki o güzel performanstan sonra bir içkiye ihtiyacın vardır. | Open Subtitles | لا بد أنِك مرهقة بعد هذا المجهود على المسرح بالتأكيد أنتِ في حاجة إلى الإنتعاش |
Bu gece sahnedeki hoş eforundan sonra, kesinlikle bir içeceğe ihtiyacın olmalı, canım. | Open Subtitles | لا بد أنِك مرهقة بعد هذا المجهود على المسرح بالتأكيد أنتِ في حاجة إلى الإنتعاش |
Tony sahnedeki babasına yaklaşmak istedi... | Open Subtitles | شعر طوني برغبة لصعود المسرح ..لمواجه والده |
Silahını çekip sahnedeki herkesi vurduğunu hayal edebilirsin. | Open Subtitles | فقط قولي هذا تستطيع التخيل أنك تسحب مسدسك و تقتل جميع من على المسرح |
Ve o sahnedeki seksi aşkımı görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | وانا متشوق لكى ارى فتاتى المثيرة على المسرح |
Belki sahnedeki bu küçük birleşme onu uyandırdı. | Open Subtitles | حسناً, ربما ذلك الاجتماع الصغير على المسرح قد أفاقه |
O gece kulübe geldiğinde sahnedeki değil de oradaki garson olsaydım bana kafanı çevirip bir kere daha bakar mıydın? | Open Subtitles | بدلاً من الشاب على المسرح هل كنت ستعطيني فرصة؟ |
sahnedeki sadece bir anıydı ve muhteşemdi ama benim ve sizin, bizim burada bitmemiş işlerimiz var. | Open Subtitles | لقد حظيتُ بلحظتي على المسرح و لقد كانت رائعة. أريد الدخول ,أريد الدخول. لقد فعلناها. |