| Tek sıra halinde merkeze doğru sakince ilerleyin, kısa sürede sizleri bırakacağız. | Open Subtitles | امشوا بهدوء للمنطقة الرئيسية وشكلوا خطاً واحداً، وسنترككم ترحلون بعد فترةٍ قصيرة |
| Kılıcı ilk sokuşunda sakince, "Oğlum, oğlum, ne yaptın sen?" dedi. | Open Subtitles | عندما طعنها بالسيف قالت بهدوء بُني , بُني ما الذي إقترفته؟ |
| Babam toplanmasına yardım ederken annemin bir gün sakince çekip gidişini hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | بإمكاني التخيل أن والدتي تغادر البيت بهدوء بينما والدي يساعدها في حزم حقيبتها |
| Umarım bu işi sakince çözebiliriz. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ وضّحْ هذا بسرعة وبشكل هادئ. |
| Yoksa sakince durup beni dinlemezdin. | Open Subtitles | لأنك لاتريد أن تبقي ساكنا وتستمع إلي في هدوء |
| Şimdi köyü geçeceğiz, güzel ve sakince, ve yarım saat içerisinde, Fransa'da oalcağız. | Open Subtitles | يجب أن تمر بسلام من خلال القرية. بعد نصف ساعة سنكون في فرنسا. |
| Ve şimdi, Baba, biz sadece sakince oturup bekleyeceğiz. | Open Subtitles | والآن، بابا، انك مجرد ستجلس بهدوء وتنتظر |
| Maily için 200 dolarım var. Şimdi, bu işi sakince yapalım. | Open Subtitles | لقد حصلت على المائتي دولار من أجل مايلي الآن.دعنا نفعل ذلك بهدوء |
| Şimdi bize sakince kim olduğunu ve ne istediğini anlat. | Open Subtitles | والان,اخبرنا بهدوء وببطء من انت وماذا تريده ؟ |
| Sizden isteğim sessizce ve sakince aracın diğer tarafına doğru ilerlemenizdir. | Open Subtitles | وسأطلب منكم التحرك بهدوء اتجهوا باتجاه الطرف الآخر للعربة اذهبو الآن من فضلكم اذهبوا الآن |
| Ne kadar olgun olduğumuzu sakince ve düzen içerisinde hareket ederek gösterelim. | Open Subtitles | لذا لنبرهن لأنفسنا كم نحن ناضجون بالذهاب لصالة الرياضة بهدوء وأدب |
| Çok uzun bir gündü. Hadi bunu aramızda sakince konuşalım. | Open Subtitles | انه اليوم باين عليه طويلاً للغاية لذا لنحاول نحل الأمور بهدوء |
| sakince filika istasyonlarına gidin. | Open Subtitles | بهدوء أذهبوا على الفور الى مواقع قوارب النجاة. |
| Bu koridordan gidip herkesi sakince dışarı çıkartmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تهبط من هذا المدخل واخرج الجميع بهدوء |
| Kapatırsın ve sakince bir sonraki aramayı yaparsın. | Open Subtitles | تُغلِق الخط و تنتقِل بهدوء إلى الاتصال التالي |
| sakince yukarı giden ben olacağım. | Open Subtitles | حسناً ، ستكون انا التي ستصعد إلى الاعلى بهدوء |
| Ben başlıyorum ve sonra birlikte bütün konuyu, sakince ve yavaşça onlara açıklıyoruz. | Open Subtitles | أنا أبدأ ثم نشرح الوضع كاملا لهم بهدوء و رويّة |
| Dikkat çekmemek için olay yerinden sakince yürüyüp uzaklaşmış olmalı. | Open Subtitles | لتجنب لفت الانتباه، سيمشى بهدوء خارجا من مسرح الجريمة |
| Mülk sahibi bu konuda konuşmamızı istemiyor.sakince halledebilirmiyiz? | Open Subtitles | المالكون لا يَحْبّونَنا للتَحَدُّث عنه حتى. أَتمنّى بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ نَحْذرَ هذا بشكل هادئ. |
| Duygularımızı bir kenara koyup baş başa ve sakince konuşalım. | Open Subtitles | لنضع مشاعرنا على الطاولة، ونتكلم بصراحة وفي هدوء |
| Babanın düğününe sakince git. Tanrı'nın dileği olarak kabul et. | Open Subtitles | -اذهب الى زفافه بسلام اقبله كما لو كانت اراة الالهة |
| Yani 25 yıldır gazetemi sakince okuyabildiğim tek sabah bu sabah. | Open Subtitles | أول يوم لي منذ 25 سنة أقرأ به الصحيفة بشكل هادىء |
| Lütfen sakince ana geçide doğru ilerleyin. | Open Subtitles | من فضلكم التوجه بروية نحو البوابة الرئيسية |
| Sen de sakince tekneyi çevirip beni alacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | ستنعطفين بالقارب بتروّي وتلتقطيني حسناً ؟ |
| Şimdi yavaşça konuşmalı ve bana sakince sorunun ne olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | أريدك أن تكلّمني ببطئ وهدوء شديدين، وأن تخبرني بالمشكلة. |
| Dün... Herkes felaketten uzaklaşmaya çalışırken siz, sakince olay mahaline geldiniz. | Open Subtitles | البارحة،عِندما كان الجميع يهرب مِن الكارثة دَخلتَ بهدوءٍ في غِمار الأمر |