Onlar polise gidip adamı daha çok kızdırırlar ve adam çalıların arasında saklanıp onu öldürür. | Open Subtitles | ويحضرون أمر منع اقتراب ويغضبن الرجل تاركين إياه يختبئ خلف الحشائش مع سكين لحم من أجل أن يقتلهن |
Etraf sakinleşene kadar arka sokakta saklanıp kapılar açılınca içeri dalarız. | Open Subtitles | تختبئ في مؤخرة الشارع حتى يفرغ الممر، وعندما تفتح الباب، نقتحمها؟ |
Ağaçların arkasına saklanıp saldırmak için bekliyor olmalı. | Open Subtitles | لابد انه اختبأ بين تلك الأخشاب وانتظر حتى يهجم |
Tüm yazımı bir köşede saklanıp film izleyerek, unutmaya çalışarak geçirdim. | Open Subtitles | لذلك قضيت أغلب الصيف مختبئة أشاهد أفلام وأحاول أن أنسى |
Ama burada saklanıp şarap içerek bunu yapamazsın. | Open Subtitles | لكن يختبئون في هنا ، شرب الخمر ، لا سأفعل ذلك. |
Köşede saklanıp, doğru zamanı kollayabilirdim ... | Open Subtitles | كان يمكنني الإختباء في الزاوية وإنتظار اللحظة المناسبة. |
Yeşilliklerde saklanıp baykuş gibi öter ve kükrerdim. Eminim yapmışsındır. | Open Subtitles | لقد اعتدت على الاختباء في الحدائق والصراخ من الاسفل |
Şeyy, yapabileceğimiz en iyi şey bir yere saklanıp neler olacağını izlememiz. | Open Subtitles | الحلّ الأفضل هو أن نختبئ في مكان ما وننتظر لنرى ما سيدث |
Sence, seninle eve gelip dolaba saklanıp herşeyi izlesem garip mi olur? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنّ الأمر سيكون غريباً ،إن أتيت معك إلى المنزل و اختبأت في خزانتك لمشاهدة كل ما يحصل؟ |
Ama ormanda saklanıp, seni bekliyordum. | Open Subtitles | لكني كنت مختبئاً هناك في التلال، منتظراً لك. |
O adam orada saklanıp bize kötülük yapan ödleğin teki. | Open Subtitles | هذا الرجل جبان, يختبئ في الأعلى و يقوم بالأشياء السيئة لنا |
Hani otların arkasına saklanıp kadınları ve çocukları izlediği için kovulan adam. | Open Subtitles | أتذكرين كيف طردوه لأنه كان يختبئ خلف الأكوام |
Eğer bana herhangi bir şekilde kazık atmaya çalıştığını öğrenirsem, karanlık bir köşeye saklanıp Tanrı'ya seni bulmamam için dua etsen iyi edersin. | Open Subtitles | ولو إكتشفتُ بأنكَ تعبثُ معي ،على أيّ حال يُفضل لك بأن تختبئ ،بأيّ زاويّة من هذا السجن .وتدعي الرب بأن لا أعثرُ عليك |
Zavallı yaşlı bir adamın arkasına saklanıp iş yapma! Rezil olursun bu adamla! İkinci hatanda gebertirim seni! | Open Subtitles | لا تختبئ كالجبان خف عجوز مسكين خطأ آخر منك وسأقتلك |
Ruslar'ı görürsem çalılıklara saklanıp, bir fare kadar sessiz olacağım. | Open Subtitles | إن لمحت روسياً فسوف اختبأ في الغابة كالفأر |
İnsanların bihaber olduğu bir dünyaya ait olduğumu öğrenene kadar saklanıp araştırdım. | Open Subtitles | ابحث بينما انا مختبئة فقط كي اكتشف انني انتمي الى عالم مخفي عن البشر |
Vadi'nin şövalyeleri geldiklerinde kayaların arkasına saklanıp korkudan titrerler? | Open Subtitles | يختبئون خلف الصخور ويرتجفون خوفاً عندما يمر فرسان الوادى بالقرب منهم؟ |
saklanıp beklemesi gerekmiş. | Open Subtitles | كان كلّ ما عليك فعله هو الإختباء والإنتظار. |
Senin gibi burada saklanıp, karanlıkta zarfları yalayıp onlara adlarıyla mı hitap etseydim? | Open Subtitles | الاختباء هنا مثلك؟ ولعق المظاريف في الظلام, وسبهم؟ |
Bu duvarların arkasında saklanıp krallığın da onunla birlikte ölmesine seyirci kalamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نختبئ وراء هذه الجدران ونراقب هذه الأرض تموت معها. |
Turnede ilk kez sahneye çıkmadan önce de iyice gerilmiş ve bir masanın altına saklanıp o şarkıyı tekrar tekrar söylemiştim. | Open Subtitles | فقبل أول مرة كان على أن أعزف فيا بالجولة فكنت متوترة للغاية ، لذا فقد اختبأت تحت مكتب و قمت بدندنة هذه الأغنية مراراً و تكراراً |
Bu gurubun, cesur, vefakâr bir askeri korkakça saklanıp, her şeyi izliyor ve önemli olan onun dayak yiyecek olması. | Open Subtitles | بينما شخص شجاع و وفيّ منهم سيكون مختبئاً بين الجموع يراقب عن كثب ومن المهم .. |
Çalıların arkasında saklanıp kertenkelelerin gitmesini mi bekleyeceğiz? | Open Subtitles | أن نختبأ بين الغصون وننتظر السحالي حتى تذهب؟ |
Yapabileceğim en iyi şey saklanıp robotlardan önce Birlik'in beni bulmasını ummak. | Open Subtitles | افضل مايمكنني فعله هو الأختباء أتمنى من الاتحاد ان يجدني قبل الحمر |
Annem onu çağırmam için beni gönderirdi ve o da saklanıp bana saldırırdı. | Open Subtitles | امى كانت معتاده لترسلنى لها لكي نتناول العشاء وكانت تختبأ . وكانت تهاجمنى |
Ortağı muhtemelen saklanıp meydanı dikizliyordu. | Open Subtitles | أرجّح أنّ شريكه مختبئ" "في مكان ما يراقب |
O yüzden burada saklanıp şu tabutu açmanın bir yolunu bulmanızı öneririm. | Open Subtitles | لذا أقترحُ أن تختبئي هنا حتّى تتبيّني سبيلاً لفتح التابوت. |