| Hayatımızı küçük köpeklerle birlikte verandanın altında saklanarak mı geçireceğiz? | Open Subtitles | ألم تملوا من حياة الاختباء وان يعتبرك الاخرين الكلب الاصغر؟ |
| Hayatının bir senesini o hasta adamdan saklanarak burada geçirdin. | Open Subtitles | لقد أضعت عاما كاملا تختبئ هنا من ذلك الوغد المعتوه |
| Burada saklanarak bizlerden birini atmamayı başaracağını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | تظن أنه يمكنك تفادي طرد أحدنا بالاختباء هنا؟ |
| Gitmemize izin verirsen hayatımızın geri kalanında saklanarak yaşarız. | Open Subtitles | إذا تركتنا نذهب، سنعيش مختبئين لبقية حياتنا. |
| Hayatımın geri kalanını Bilgisayar'dan saklanarak geçirmem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | علمت انني سأقضي حياتي مختبئاً عن التداخل ولكن |
| Oysa tümör çekirdeği, bağışıklık hücrelerinden saklanarak güvenle yayılabileceği ideal bir ortam oluşturur. | TED | في الواقع، فإن نواة الورم تشكّل بيئة مثالية حيث يمكنها أن تتضاعف بأمان، مختبئة من الخلايا المناعية. |
| Devasaydı. Sonra hesap makinam vardı ve yemek masasının altına saklanarak aydaymışım gibi davranırdım. | Open Subtitles | وكان لديّ آلة حاسبة، وكنت اختبئ أسفل طاولة الطعام، وأدعي أني كنت على القمر |
| Ama sadece kapının önündeki polisleri kafeste saklanarak atlatmak için. | Open Subtitles | لكن بعدما أختبأ داخل القفص ليمر عبر الحراس عند الباب |
| Burası küçük bir kasaba. Hayatımızın geri kalanını birbirimizden saklanarak geçiremeyiz. | Open Subtitles | إنها بلدة صغيرة ولا يمكننا قضاء بقيّة حياتنا بالإختباء عن بعضنا. |
| 17 yılını saklanarak geçirmiş biri için şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | ليس من المستغرب بالنسبة لرجل قضى 17 عاما مختبئا. |
| Sadece bir kişi, adı Mormon olan bu adam ormana saklanarak hayatta kalmayı başarmış. | TED | الكل ماعدا واحد ، هذا الرجل اسمه مورمون، الذي تمكن من البقاء على قيد الحياة عن طريق الاختباء في الغابات. |
| Bizi kurtarsın diye saklanarak birini beklemekten yoruldum! | Open Subtitles | تعبتُ، تعبتُ من الاختباء. تعبتُ الانتظار من مجيء أحد لينقذني. |
| Ve bence erkek arkadaşından saklanarak ve baş belalarıyla uğraşarak bunu sağlayamazsın. | Open Subtitles | ولا أعتقد ان الاختباء عن صديقك مع بعض صانعي المشاكل سيجد لك المساعدة |
| Bebeğimin arkasına saklanarak midemi bulandırıyorsun. | Open Subtitles | كما أنه يثير اشمئزازي كيف تختبئ وراء طفلتي. |
| Neden insanların saklanarak yaşadığı bir dünyada büyümeya mecbur kalsın? | Open Subtitles | لما يجب عليه أن يكبر في عالم حيث الناس فيه تختبئ |
| Ben de farklı bitkilerin arkasına saklanarak onlara kulak kabartırdım. | Open Subtitles | لذلك كنت أتصنت عليهم بالاختباء خلف نباتات مختلفة |
| Sana Tanrı tarafından biçilmiş bu makus kaderin arkasına saklanarak babanın sana yaptığından kötüsünü insanlara yapmış olmuyor musun? | Open Subtitles | أشياء تخالف ديننا الحنيف بالاختباء خلف هذه الأعذار، أنت تفعل أشياء أسوأ مما فعله والدك |
| Eğer şanslıysak bütün hayatımızı saklanarak ve korkarak geçiririz. | Open Subtitles | إن كنّا محظوظين، فسنعيش .بقية حياتنا مختبئين وخائفين |
| Hayatlarını saklanarak, herkesi memnun etmeye çalışarak geçiriyorlar. | Open Subtitles | يقضون حياتهم مختبئين يحاولون أسعاد غيرهم |
| Ama kalkarsa bütün günü dolabımda saklanarak geçirirsin. | Open Subtitles | لكن إذا أفاقت، حينها ستقضي اليوم مختبئاً في خزانتي |
| saklanarak, onu ölüme mahkum ediyorsun. | Open Subtitles | إذا بقيتي مختبئة فأنتِ تحكمي عليه بالموت |
| Hayatımın son 10 yılını gerçeklerden saklanarak geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت اخر 10 سنوات من حياتي اختبئ من الحقيقة |
| Evde kalıp saklanarak insanların bana acımasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | إنني لن أجلس بالبيت و أختبأ لكي يظن الناس بأنني خجلانه من أخي |
| Hem pazartesileri köşe başında saklanarak ve gözüme görünmemeye çalışarak geçirebileceğini sanma. | Open Subtitles | و لا تظني أنه يمكنكِ قضاء يوم الإثنين بالإختباء وراء الأركان و تحاولي ألا تنظري بأعين الموجودين .. سوف أجدكِ |
| Uzak bir mağarada saklanarak tam bir tanrı olgunluğuna erişmiştir. | Open Subtitles | مختبئا في الغار البعيد أصبح جاهزاً كإله مكتمل |
| Çocuklarımı da etkiliyor, bu yüzden saklanarak yaşıyorduk. | Open Subtitles | ينطبق على أولادي كذلك، لذلك عشنا في الخفاء. |
| Ara sokaklarda saklanarak yemediğini bilmek güzel. | Open Subtitles | من الجيد معرفة أنك لست مختبئ بأحدى الأزقة في مكان ما |
| Kendinden saklanarak | Open Subtitles | كل ما تريدين فعله هو الهروب والإختباء وحدك |