Bu Meksikalı uyuşturucu karteli üyesi olduğu iddia edilen kişiler saklandıkları yer ile ilgili detayları açıklamamızdan sonra tutuklandılar. | TED | تم إعتقال هؤلاء الأعضاء المزعومين لعصابة مخدرات مكسيكية بعد أن نشرنا تفاصيل حول مخبأهم. |
Bu ölçüde daraltılmış bir bölgede saklandıkları yeri bulmak askeri bir deha gerektiriri. | Open Subtitles | ضيّقت أسفل هذه منطقة بهذا الحجم تحتاج الى عبقري عسكري لإيجاد مخبأهم |
Düşmanı saklandıkları yere kadar takip edip, hazırlıksız yakaladık. | Open Subtitles | و تتبعهم لمكان إختبائهم و هاجمهم بينما كانوا غير مستعدين له |
Bu gizli yol, çocukken saklandıkları yer, buna inanıyor musun? | Open Subtitles | أثر مكان المخبأ السري منذ أن كانوا أطفال أتصدقه؟ نعم |
Oraya çıkacağız, onları saklandıkları sığınaktan çıkartacağız. | Open Subtitles | سوف نصعد إلى هناك ونخرجهم من القبو الذي يختبئون فيه |
Bu kafasızların saklandıkları yerlerden çıkmaları zamanı. | Open Subtitles | إنّه وقت خروجهم من مخابئهم هل لديكِ نقود لتذكرة الحافلة ؟ |
Alışılmışın dışında ufak bir şey görsünler saklandıkları deliğe geri koşarlar. | Open Subtitles | إن لاحظوا شيئاً غير مألوف، فالمُرجح أنّ سيعودون إلى جحورهم للإختباء. |
Demek saklandıkları yer burası. Herkes nerede? Zamanımız tükeniyor. | Open Subtitles | هذا مخبأهم إذن أين الجميع، الوقت ينفذ منّا |
Anlıyorum, takip etmeye devam edin. saklandıkları yeri bulun. | Open Subtitles | إستمروا في تعقبهم, جدوا مخبأهم |
Onları saklandıkları yerden fışkırtıp çıkaracağız gereken süre, ihtiyaç halinde aylarca olsa da, onları er geç yakalayacağız. | Open Subtitles | سوف نضيق عليهم حتى يخرجوا من مخبأهم و البحث عنهم قد يستغرق وقتاً طويلاً لكننا سنجدهم عاجلاً أو آجلاً فالجرائم التى أرتكبوها لا يمكن التغاضى عنها |
Sen kurtları saklandıkları yerden çıkar ve bana getir. | Open Subtitles | ما عليك إلا أن تُخرجهم من مخبأهم... و أحضرهم إليّ... |
Ama saklandıkları yerleri bilmen gerekir. | Open Subtitles | لكنك يجب عليك أن تعرف أماكن إختبائهم |
Bir çeşit yer işareti de olabilir, saklandıkları yeri bize gösterebilir. | Open Subtitles | ربما علامة على مكان إختبائهم ؟ |
saklandıkları yerin duvarındaki kanın kime ait olduğunu merak ediyordum. | Open Subtitles | أجل، أواصل التساءل لمن تكون تلك الدماء على جدار المخبأ. |
Yani saklandıkları yerin yakınından tramvay geçiyor. | Open Subtitles | هناك قطار داخلي يمر بجانب المخبأ |
Çocuk bize saklandıkları yeri gösterir. | Open Subtitles | الصبي سيرينا أين يكون المخبأ |
Muhbirim saklandıkları yeri bana söyledi. | Open Subtitles | لقد وجد مخبري المكان الذي يختبئون فيه |
Yankıları Ziva takımının diğer üyeleri tarafından, saklandıkları yerde hissedilecek. | Open Subtitles | (صدى ذلك سيكون خسارى راحة فريق (زيفا أينما كانو يختبئون |
saklandıkları yerleri gösterin bana. | Open Subtitles | أشّر لي على المنطقة حيث يختبئون |
Tırpana balıkları genellikle grup halinde dolaşan fırsatçı bir balık sürüsüdür ve korkup saklandıkları yerden çıkan küçük hayvanlara saldırmayı beklerler. | Open Subtitles | سمك الشعاع فى أغلب الأحيان يسافر مع حاشيته الخاصة سرب السمك الإنتهازى جاهز للإنقضاض على حيوانات صغيرة خائفة من مخابئهم |
Aynen söylediğin gibi saklandıkları yerlerden çıkıp hızlı ve heyecanlı bir ceza ile karşılanıyorlar. | Open Subtitles | أعضاء الرتل الخامس يخرجون من مخابئهم كما توقّعتِ و هم يُقابلون بعقابٍ سريع و شديد |
Ya da bu korkaklar, saklandıkları yerden çıkmaya karar verirlerse anlarız. | Open Subtitles | أو أينما سيقرر هؤلاء الجبناء الخروج من جحورهم |