Belli ki adamın saklayacak bir şeyi yok. | Open Subtitles | بصراحة ، ليس لديه شئ ليخفيه |
Bu çocuklardan biri Li Wen'i öldürdü. Hangisinin saklayacak bir şeyi olduğunu bilmemiz gerek. | Open Subtitles | (إذا كان أحد هؤلاء الصغار قتل (لي ون فتحتاجين أن تعرفي أيهم لديه شئ ليخفيه |
Bunu sadece saklayacak bir şeyi olan insanlar yapar. | Open Subtitles | فقط الأشخاص الذين يخفون شيئاً يفعلون ذلك |
Bunu sadece saklayacak bir şeyi olan insanlar yapar. | Open Subtitles | فقط الأشخاص الذين يخفون شيئاً يفعلون ذلك |
Yine de herkesin saklayacak bir şeyi vardır. Eniştem polis memuru. | Open Subtitles | لدى كل شخص منّا ما يخفيه أخي بالقانون شرطيّ |
Avukatlarıma, bütün kayıtlarımıza erişebileceğiniz bilgisini vereyim siz de bu sayede koalisyonun saklayacak bir şeyi olmadığını görün. | Open Subtitles | سأطلب من محامي منحكما حقّ الولوج لجميع سجلاتنا، وبعدها ستريان -بأنه ليس لدى التحالف ما تخفيه |
Belki saklayacak bir şeyi yoktur. | Open Subtitles | ربما ليس لديه شئ ليخفيه. |
Herkesin saklayacak bir şeyi vardır. | Open Subtitles | كل شخص لديه شئ ليخفيه |
saklayacak bir şeyi olmasaydı buralarda ne işi olurdu. | Open Subtitles | بالتأكيد. لماذا تظنه يسكنعلىحافةالغابة... لو لم يكن لديه ما يخفيه ... |
Bu adamın saklayacak bir şeyi olsaydı, bizi kesin evden kovardı. | Open Subtitles | إذا ما كان لديه ما يخفيه لكان طردنا |
- Ben de. saklayacak bir şeyi olmayan dürüst bir adamsın yani. | Open Subtitles | اذا انت رجل صادق ليس لديه ما يخفيه |
Evet, siz onu, saklayacak bir şeyi yokmuş gibi hissettirdiniz | Open Subtitles | بأن ليس لديها ما تخفيه |
Artık, eğer saklayacak bir şeyi yoksa, iyi o zaman David, saklayacak bir şeyi yoktur, ama ulusal televizyonda Keeler'dan duymadan önce bulsan iyi olur. | Open Subtitles | اذا كان لديها ما تخفيه, لا بأس ليس لديها ما تخفيه ولكن يُستحسن أن تكتشف قبل أن تواجه (كيلر) فى التليفزيون الوطنى |
Babamın saklayacak bir şeyi yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما تخفيه عائلتي |