"saldırmıştı" - Translation from Turkish to Arabic

• هاجم
• هاجمت
• هاجمتني
• هاجمني
• هاجمَ
• وهاجمنا

Bak, aradığımız şüpheli bu sabah laboratuara saldırmıştı.
إسمعي، المشتبه به الذي نبحث عنه، هاجم مختبرنا للجريمة هذا الصباح

Geçen hafta Cathedral Park'ta bir sürü köpeğe saldırmıştı.
كان هنالك سرب قد هاجم الكلب في منتزه الكاتدرائية الأسبوع المنصرم

Bir keresinde ona benzeyen birisine saldırmıştı. Aman Tanrım!
إحدى المرات هاجم شخصاً يشبهه يا رحمة الله

Bir keresinde şekerleme makinesine saldırmıştı.
لقد هاجمت الة للبيع في إحدى المرات

Size söyledim ya, ona yasak koyduğum zaman bana saldırmıştı.
. أخبرتكما، بأنّها هاجمتني بعد أن حاولت معاقبتها

Dokuz yaşındayken, bir karga okuluma giderken bana saldırmıştı.
وأنا في التاسعة هاجمني غراب في طريقي إلى المدرسة

Kaçarken, Görevli polise saldırmıştı.
أثناء المهربِ، هاجمَ شرطياً مُجازاً.

Ne yapacağını biliyor o. Bu şapele daha önce de saldırmıştı.
يعلم ما عليه فعله، لقد هاجم تلك الكنيسة من قبل

Neye benzediğini biliyorum, çünkü benim kardeşime de bir kere saldırmıştı.
لأنه هاجم أخي مرة أيضاً

Oğlum hemşireye saldırmıştı.
إبني هاجم ممرضة

Getae'lılar daha önce de topraklarımıza saldırmıştı.
لقد هاجم "الداشيون" قريتنا في الماضي

Dün para bozanlara saldırmıştı.
في الامس هاجم الصرافيين.

Jean-Claude herkes onu kaçacak sanırken saldırmıştı.
جان كلود) هاجم عندما ظن الجميع أنه سيهرب)

- Bu üç köpek bir kaç ay önce birine saldırmıştı.
- هذه الكلاب الثلاثة هاجمت احدهم منذ شهران

Dişi Dev de sağ kanatta saldırmıştı! Ne?
-العملاقة هاجمت من الميمنة !

Dün gece bana saldırmıştı.
لقد هاجمتني ليلة أمس

- Bu konuda aynı fikirdeyiz çünkü kızın benim kulübe geldiğinde aynı gece Yarasa Kadın da saldırmıştı.
-على هذا نحن نوافق ... لأنني أتذكر ابنتك في غرفة الجلوس في نفس اللية التي هاجمتني فيها (المرأة الوطواط)

Evet, bana saldırmıştı ama öldürmeye gerek yoktu.
صحيح أنـّه هاجمني لكن ما كان يجب سفك دماءه.

Zaten bu gün serserinin teki bana saldırmıştı.
أحد المشردين هاجمني بالفعل مرة اليوم

Benden önce 10 kıza daha saldırmıştı.
هاجمَ 10 بناتَ أخرياتَ قَبلي.