| Ne dersin, o insanları sağ salim bankadan çıkarabilecek miyiz? | Open Subtitles | لو أننا فقط نستطيع إخراج هؤلاء الناس بأمان من البنك |
| Oraya sağ salim vardığın için çok mutluyum. Ee, nasıl gidiyor? | Open Subtitles | حسناً ، أنا سعيدة أنكِ بأمان كيف تجري الأمور إذاً ؟ |
| Operasyon merkezine sağ salim vardın mı diye merak ettim. | Open Subtitles | اريد ان أتأكد انك وصلت الى مركز العمليات سليم ؟ |
| Ebu salim burada değil, sorunu kendi aramızda halledebiliriz. | Open Subtitles | أبو سليم ليس موجودا لكن يمكننا نحن أن نحل الموضوع |
| Sorma salim sen de. Ağızları köpürüyor zaten sinirden baksana ya. | Open Subtitles | تعال يا سالم ولا تسأل عن أي شئ ألا ترى كم هو غاضب؟ |
| Kendi ailemi bile koruyamadım ben. Onları buraya kadar sağ salim getirdin. | Open Subtitles | ـ لكني لا أستطيع حتى حماية عائلتي ـ لقد وصلت بهم بسلام |
| Gün boyu sağ salim duran prensin ölmesine neden olup suçsuzuz mu diyorsunuz? | Open Subtitles | لقد بقيت اشاهد الجثة طوال اليوم والان تدعون انه علي قيد الحياة ؟ |
| Seni hotel' bırakabilirim seni de eve sağ salim götürebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إيصالكِ للفندق ، إيصالك للمنزل بأمان .. حلت المشكلة |
| Erkeklerimizin Kutsal Topraklar'dan sağ salim dönüşünü kutlamak için bana katılmanıza çok sevindim. | Open Subtitles | أنا مسرورة جدا لموافقتكم للحضور في الإحتفال بعودة رجالنا من الأرض المقدّسة بأمان |
| O seni uzun süredir kavuşamadığın oğluna sağ salim ulaştırır. | Open Subtitles | سيقودكِ بأمان الى يدىّ إبنكِ الذى تغيبتِ عنه لفتره طويله |
| - Ebu salim'le konuştun mu peki? - Henüz değil. | Open Subtitles | ـ وهل تكلمت مع أبو سليم بشأن ذلك ـ لا ليس بعد |
| Yuvana sağ salim bir şekilde geri dönüyorsun, ufaklık. | Open Subtitles | نعود مرة أخرى أيها الفتى الصغير مكان آمن و سليم |
| Terry'yi arayıp sağ salim geldiğini söyleyeyim. | Open Subtitles | سأذهب لأكلم تيري، أخبره أنك سليم معافى، حسنا؟ |
| salim len, yapma bakayım. Aa, koca adam. Çocuklar var burada, ayıp. | Open Subtitles | سالم أنت رجل احترم نفسك أمام الولد، يا للعيب |
| Ay yeter gari. Bana bak durdur arabayı salim. İndirelim şunları atıverelim dereye kurtulalım. | Open Subtitles | بلغ السيل الزبى أوقف السيارة سالم ولنرمي الأطفال من السيارة |
| Senin Anarkali, benim salim olduğum zamana. | Open Subtitles | في الوقتِ، حيث أنت كَنتْ أناركلى وأنا كُنْتُ سالم |
| Toy'un arkadaşı Patrick Keenan geçtiğimiz Salı günü sağ salim eve dönmüştü. | Open Subtitles | لعبة صديقة باتريك كينان عاد الى الوطن بسلام هذا يوم الثلاثاء الماضي |
| Bana Londra'ya sağ salim geldiğini telgrafla bildirip adresi olan Langham oteline, gelmemi söyledi. | Open Subtitles | و قد ارسل لى تلغرافا من لندن يقول فيه انه وصل بسلام و يطلب منى الحضور حالا |
| Sağ salim geri döndüğünü görseydi eminim o da çok sevinirdi. | Open Subtitles | تخيّل مقدار سعادتها الآن لو كانت على قيد الحياة |
| Hâlâ 5 astronotu sağ salim eve getirme şansımız var. | Open Subtitles | لازال أمامنا فرصة لإحضار خمسة رواد فضاء للديار بأمان وسلام |
| Bu bize dört saat kazandıracak. Umarım o zamana kadar Bay Langford'unuzu sağ salim geri getiririz. | Open Subtitles | هذا يعطينا أربعة ساعات أتمنى بحلول هذا الوقت أن نعثر على السيد لانجفورد آمناً |
| Ve hepimiz buradan sağ salim çıkıp gidelim | Open Subtitles | ونستطيع جميعنا الخروج من هنا آمنين وسالمين |
| Gordon... önce, en sonunda, ve hepsinden önce, sağ salim döneceksiniz. | Open Subtitles | جوردون ، اولا و أخيرا و قبل كل شئ ستعود سالما |
| Şefe onu sağ salim geri getireceğimize söz verdik. | Open Subtitles | لقد قطعنا وعداً للزعيم أننا سنجلبه سالماً غانماً |
| Ve onları eve sağ salim götürmek için söz verdiğimi söyle. | Open Subtitles | وأَعِدكم بأن أبذل كل ما بوسعي لكي أعيدكم إلى الدِيار سالمين. |
| Eve gidip onu sağ salim gördüğüne şaşırmış olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنها كانت صدمة بعودتك لتراها مستيقظة وسليمة |
| Bencilce olabilir ama ister Oliver Hughes ister Ian Garrett olsun, hiçbir dosya senin sağ salim yanımda olmandan daha önemli değil. | Open Subtitles | ادعوني بـالأنانية ولكن ولا قضية, لا قضية غاريت أو اوليفر هيوز لا شي أهم من أن تكون هنا بأمان وعافية معي |
| Şu anda sağ salim hayatta olduğuma göre, bunun böyle kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | ولكن منذ أن خرجت سليماً سأكون سعيداً لو تركتوها عند هذا الحد |
| Ama yine de, sağlığınız için Tanrı'ya şükrediyor, büyük girişiminizin başarılı sonuçlarını duymak, sağ salim ve zaferle döndüğünüzü... ...görmek için heyecan içinde bekliyoruz. | Open Subtitles | وعلى الرغم من أننا نشكر الرب على سلامتك فإننا ننتظر بفارغ الصبر الأخبار السعيدة بنجاح مشروعك الكبير وعودتك الآمنة والمظفرة التي طالت كثيرا هناك |