"salona" - Translation from Turkish to Arabic

    • القاعة
        
    • غرفة المعيشة
        
    • الصالون
        
    • الصالة
        
    • غرفة الجلوس
        
    • قاعة
        
    • للصالون
        
    • للنادي
        
    • صالة
        
    • للصالة
        
    • القاعه
        
    • النادي الرياضي
        
    • لغرفة المعيشة
        
    • الصاله الرياضيه
        
    • صالون
        
    Sık sık salona gider ve gelen ziyaretçileri seyrederim. TED أتردد إلى تلك القاعة وأتوجه نحو المعروضات وأتفرج على الزوار وهم يأتون
    Bu kapılardan biri büyük salona açılıyor olmalı bence. Open Subtitles أنا ما زلت أقول ان أحد هذه الأبواب يجب أن يؤدي إلى القاعة الرئيسية
    -Şey, en azından uyuyacak. Matthew, yardım et de onu salona taşıyalım. Open Subtitles حسناً، على الأقل فهو سينام كما تعلمون ماثيو، ساعدني في آخذه الى غرفة المعيشة
    Kamarasına girdikten sonra mutlaka salona geri dön. Open Subtitles ولكن تأكد ان تعود الى الصالون بعد ان تخرج من كابينته
    Her zamanki gibi evden çıkarım ama bu sefer salona giderim. Open Subtitles سأترك المنزل كالمعتاد, لكن في هذه المرة, سأكون في الصالة الرياضية.
    Luke salona girdiğinde neden bebeği kurtarmadı? Open Subtitles عندما كان في غرفة الجلوس لماذا لم ينقذ الرضيع ؟
    Ben küçükken bizi salona toplayıp küresel bir termonükleer savaştan korunmak için montlarımızı başımıza nasıl geçirmemiz gerektiğini öğretirlerdi. TED تم وضعنا فى قاعة عندما كنت صغيرا وعلمونا كيفية وضع أغطية على رؤسنا لحمايتنا من الحرب النووية العالمية.
    Koridorda ilerliyordum ve yanlışlıkla tiyatro kulübünün prova yaptığı salona girdim ve seni gördüm. Open Subtitles , كنت أتمشّى في القاعة . و مشيت بطريق الخطأ إلى مسرح نادي البروفة . و رأيتُك
    İlk siparişi bu gece Vegas'da merkez salona yapıyorum. Open Subtitles مكان رئيسي في القاعة الكبرى بلاس فيجاس الليلة
    İlk siparişi bu gece Vegas'da merkez salona yapıyorum. Open Subtitles مكان رئيسي في القاعة الكبرى بلاس فيجاس الليلة
    yıldönümü onuruna heykeli, bulunduğu ücra köşeden alınarak en önemli konum olan ana salona yerleştiriliyor. Open Subtitles ليوضع في مركز الصدارة في القاعة الرئيسية. ‏
    Pekâlâ. Hadi, çocuklar. Herkes salona. Open Subtitles هيا يا أولاد الجميع الى غرفة المعيشة هذا تقريبا وقت الهدايا
    Pekâlâ. Hadi, çocuklar. Herkes salona. Open Subtitles هيا يا أولاد الجميع الى غرفة المعيشة هذا تقريبا وقت الهدايا
    Bayan Tobin'in salona gelmesine izin vermiyorlar bu yüzden ben ona gidiyorum. Open Subtitles انهم لا يسمحون للسيدة توبن أنا تأتي الى الصالون مجددا
    - Bence bunu büyük salona koymalıyız. Open Subtitles أظن أننا يجب أن نضع هذه في الصالون الكبير.
    Ve banyonu temizlemelisin, gerekli malzemeleri salona koydum. Open Subtitles و حمامك يحتاج للتنظيف لذا تركت الأغراض في الصالة
    salona indiğimde Muhafazakarlar Birliğinin kahve toplantısı vardı. Open Subtitles كنت اريدها ان تبقى فى غرفة الجلوس وكان هناك قهوة الصباح لجمعية المحافظين
    Ancak şehir büyüdükçe cam onun varsayılan malzemesi olursa, Aynalı bir salona dönecektir, sessiz ve soğuk. TED لكن عندما يتم اعتماد الزجاج وبينما هي تنمو، فإنها تصبح قاعة من المرايا، مزعجة وباردة.
    Selma Hayek 'in ağda yaptırdığı salona gitmek istiyordum. Open Subtitles غالبا كنت أذهب للصالون الذي تزوره سلمى الحايك
    Tabi herkes salona gitmek için sabırsızlanıyordur. Open Subtitles أعرف كم يحب الجميع الذهاب للنادي الرياضي
    Sonra, uçmuştum adeta üst kattaki salona çıktım, beşinci kattakine ve masaj ile yüz bakımı yaptırdım ve faturayı ödemeden sıvıştım. Open Subtitles ومن ثم كنت منتشية للغاية لدرجة أني صعدت إلى صالة التجميل بالطابق الخامس وحصلت على تدليك لجسمي ووجهي وتهرّبت من الدفع.
    Vardiyam saat 2'de bitiyor ama sonrasında hep dışarı çıkarım veya buradaki salona takılırım; halime göre. Open Subtitles فمناوبتي تنتهي 2: 00 لكن دائماً ما أخرج بعد ذلك أو أذهب للصالة الرياضية المحلية
    - ...salona bir şişe şarap getir. - Peki, Bayan Martha. Open Subtitles احضرى زجاجه نبيذ الى القاعه - اجل , سيده مارتا -
    Hemen buradan git, bir spor salona gir ve üzerindeki tüm endişeyi at. Open Subtitles يجب عليك المغادرة فورا والذاهب الى النادي الرياضي والتخلص من هذا التوتر
    Kızlar, salona gidin ve dağınıklığı toplayın. Open Subtitles يا فتيات أيمكنكن الدخول لغرفة المعيشة و إزالة الفوضى؟
    En azından artık salona uyacak. Open Subtitles على الأقل الآن سأتماشى مع لون الصاله الرياضيه
    Sana söylemek için kasabaya geldim ama yanlış salona gitmişim. Open Subtitles أعني لقد ركبت للمدينة لأخبرك لكن شعرت أنه بقي صالون واحد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more