"salondan" - Translation from Turkish to Arabic

    • القاعة
        
    • الصالة
        
    • الصالون
        
    • كنت تظن أنني
        
    Tutuklanmayacaklarını biliyorlar, ve bu konferanstan sonra salondan çıktığınızda, hiçbirinizin gizli polisler dışarda bekleyecek ve sizi tutuklayacaklar diye korkmanıza gerek yok. TED لا يخافون الاعتقال، وإن غادرت القاعة بعد هذا المؤتمر، لا يجب أن يخاف أحد أن الشرطة السرية واقفة وستعتقلك.
    Eski masallar Thor'un bizi savunmak... ..için güçlerini yerleştirdiği... ..bir salondan bahseder. Open Subtitles القدماء دائما أخبرونا عن تلك القاعة . . التى وضع بها ثور كل القوة التى يساعدنا بها . لكى يدافع عنا و يحمينا..
    Tehlike; ya yumruk at, ya da bu salondan defol. Open Subtitles الكم لكمة واحدة يا دانجر واخرج فوراً من هذه الصالة
    Bayan De Bellefort'un salondan çıkmadan önce silahı almadığından emin misiniz? Open Subtitles هل انت متأكدة ان الأنسة بيلافورد لم تأخذه معها قبل مغادرتكم الصالة ؟
    Madame Doyle salondan 11:45'ten önce ayrılmış. Open Subtitles أخبر نفسك أيها العقيد السيدة دويل غادرت الصالون قبل قليل من الساعة 11: 45
    Bay Doyle'u salondan taşımanızla silahı aramak için geri dönüşünüz arasında sizce ne kadar zaman geçmiştir? Open Subtitles متى كان ذلك، في تقديرك بين وقتك و الدكتور بسنر وقيام السيد دويل من الصالون
    Ülkenin en iyi doktorları bu salondan çıkıyor. Open Subtitles أن أفضل أطباء بلادنا درسوا في هذه القاعة
    Kimin yaptığını bulana kadar, kimse bu çok amaçlı salondan çıkamayacak. Open Subtitles إلى أن أكتشف الفاعل لن يغادر أحدكم هذه القاعة
    Bayan Kramer salondan çıkartıldıktan sonra petrol ihalesi sorunsuz devam etti. Open Subtitles بعد اخراج الأنسة كرايمر من القاعة استمرت المناقصات من دون أية حوادث أخرى
    salondan 28,000. 30,000. 35,000. Teşekkür ederim Bayım. Open Subtitles 35,000،30,000شكراً سيدي 40,000على الهاتف، 45,000 في القاعة
    Kiz da salondan bir yüz almadan önce hiç kimse olmaliydi. Open Subtitles مثل الفتاة كما كان يجب أن تكون قبل أن تأخذ وجه من القاعة
    Sonra bir daha bu salondan leş kokusu çıkmaz. Open Subtitles بعد ذلك، ستتشبع هذه القاعة برائحة الموت إلى الأبد.
    Öyle ki insanların aşık olacağı dahiyane bir film, anında bir dönüşle, salondan çıkarken kafalarını iğrenmiş bir halde sallamalarıyla son bulur. Open Subtitles خاتمة في فيلم عبقري ،يعشقها الجمهور تجعلهم ينقلبون علينا ويخرجون من الصالة
    Ondan daha büyük biri seni öğle yemeği niyetine yutmak için salondan çıkar. Open Subtitles احداً اكبر منها يدخل الصالة ويحاول تجهيزك على وقت الغداء
    Şimdi de daha hiç egzersiz yapmadan salondan ayrılıyor. Open Subtitles والآن هُو يُغادر الصالة الرياضيّة من دون التمرّن.
    Yaşanan tartışmadan önce salondan ayrılmadığınıza yemin edecek tanıklar vardı. Open Subtitles أنك لم تغادر الصالة قبل نشوب المشاجرة
    salondan bahsetmiyordum. Open Subtitles لم أكن أتحدّث عن الصالة الرياضيّة
    Bu kişinin, herkes gittikten sonra salondan silahı aldığını ve madame Doyle'u öldürerek suçu Jackie'ye atmak istediğini düşündüm. Open Subtitles أن هذا الشخص أخذ المسدس من هنا , بعد كل شخص غادر الصالون ويجب أن يكون استخدامه لقتل السيدة دويل
    Seni salondan buraya kadar izledim. Open Subtitles . لقد رأيتك هنا من خلال الصالون
    Herhangi bir sorun olursa ben seni salondan korurum. Open Subtitles -سأوفر لك الحماية من الصالون ؟
    Kendimi o salondan dışarı atmam lazımdı. Open Subtitles كان لابد أن أخرج من الصالون
    Böyle bir salondan beni çıkarırsanız, hata edersiniz. Open Subtitles إن كنت تظن أنني لن أدخل هنا، فأنت مخطأ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more