Yatırımlarını kaybeden herkesten samimiyetle özür diliyorum | Open Subtitles | أنا اعتذر بصدق للجميع الذين خسروا أموالهم في الاستثمار |
Yani seni tanıdığım zaman içinde Seo Yi Soo, Her şeyi samimiyetle yaptım.. | Open Subtitles | منذ اللحظة التي التقيتك فيها سيو إي سوو فعلت كل شيء بصدق |
İlk önce, Kimberly hakkında söylediğim her şey için samimiyetle özür diliyorum. | Open Subtitles | أولا، أود ان أعتذر بصدق لكل ما قلته عن لـــ كامبرلى مع خالص التقدير |
Efendim, müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدى, موكلى أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهى الصراحة |
Efendim, müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدى, موكلى أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهى الصراحة |
Yatırımlarını kaybeden herkesten samimiyetle özür diliyorum | Open Subtitles | أعتذر بصدق للجميع ولأيّ شخص خسر استثماره. |
Anlamış olsalar "Aslında bu yeterince adil." diye samimiyetle düşünürdünüz. | TED | وإذا ما قاموا باكتشافه، ستفكر بصدق: "حسناً، هذا عادل بما يكفي." |
Beni de aldığınız için sağ ol, samimiyetle söylüyorum. | Open Subtitles | يا رجل ، شكراً لاستضافتي ، بصدق |
Zenginler samimiyetle anlaşmazlar birbirleriyle. | Open Subtitles | الأغنياء لا يتعاملون مع بعضهم بصدق. |
samimiyetle kefaret vermek istersen ne zaman olursa olsun beni arayabilirsin ve sana yardım etmek için elimden geleni yaparım! | Open Subtitles | عندما تريد أن تكفر عن ذنوبك بصدق, بإمكانك أن تتصل علي بأي وقت وسأحاول جاهداً أن أساعدك! |
samimiyetle umut ediyorum ki bunlar bana karşı olan ilgin yok etmemiştir. | Open Subtitles | آمل بصدق ألاّ يقلل هذا من جاذبيتك لي |
samimiyetle anlaman gerekir. | Open Subtitles | يجب ان تتفهم بصدق من هذه الفتاه؟ |
Eminim Danny bunu samimiyetle okur. | Open Subtitles | أنا واثق بأن "داني" يمكنه الإدلاء به بصدق. |
Gerçekten üzgün olduğuna samimiyetle inanıyorum. | Open Subtitles | أصدق فعلا بأنك حقا آسف بصدق |
samimiyetle efendim, buna gerek yok. | Open Subtitles | بصدق سيدتي ذلك ليس ضروريا |
Hislerimi birine samimiyetle söyleyemedim. | Open Subtitles | أن أظهر حبي بصدق لشخص ما. |
Sizden samimiyetle özür diliyorum. | Open Subtitles | . أعتذر إليك ، بصدق |
Seni her zaman samimiyetle ve en derinden seveceğim. | Open Subtitles | ...سأحبك دوماً ...بصدق وبعمق |
Efendim, müvekkilim komitenin sorularını samimiyetle yanıtladı. | Open Subtitles | سيدي, موكلي أجاب على أسئلة اللجنة كلها بمنتهي الصراحة |
Özetle, bizlerin amacı sırf dürüstlük adına içtenlikle konuşmak değil, tecrübelerimizi samimiyetle ve isteyerek paylaşmamız sayesinde el birliğiyle o mutluluk çizgisini biraz yukarı çevirebilmektir. | TED | لذا فكرة اليوم ليست هي فحسب .. ان نكون صريحين من اجل الصراحة ذاتها بل اننا نظن ان كوننا واقعين وصريحين فيما يخص هذه التجارب لكي نستعد لها هو ما يمكنه بصورة ما ان يحني متوسط سعادة الاباء والامهات الى الاعلى قليلاً |