"sanıyorduk" - Translation from Turkish to Arabic

    • ظننا
        
    • اعتقدنا
        
    • نعتقد
        
    • نظن
        
    • إعتقدنا
        
    • أعتقدنا
        
    • ظنناه
        
    • واعتقدنا
        
    • صدقنا ان
        
    • ظنناكِ
        
    • ظنّنا
        
    • حسبنا
        
    • فكّرنَا
        
    • ظننّا
        
    • إعتقدنَا
        
    Biz de hapisten kaçıp çalıntı perukla etrafta dolaştığını sanıyorduk. Open Subtitles حسنٌ، لقد ظننا أنّك اقتحمت السجن وكنت متنكراً بشعرٍ مستعار
    Dangalağın teki olduğunu sanıyorduk ama içinde ne cevherler varmış varmış da bilmiyormuşuz. Open Subtitles ظننا أنك مجرد مجنون ولكن يبدو أن لديك الكثير من الأشياء في داخلك
    Thea ile ne kadar vahşi ve eğlenceli zaman geçiriyoruz sanıyorduk. Open Subtitles لقد اعتقدنا أننا سنحظى بوقت شديد الإثارة و مرح مع تيا
    Birkaç yıl öncesine kadar vampir diye bir şeyin olmadığını sanıyorduk. Open Subtitles قبل سنتين مضت, لم نعتقد بوجود تلك الأشياء مثل مصاصي الدماء.
    Aradığınız katil sanıyorduk, ama bir intihar girişimi. Open Subtitles نظن أنه القناص الذي تبحث عنه لكنه يحاول الانتحار
    Her şeyi bildiğimizi sanıyorduk ama birkez daha, çok karmaşık bir duruma bakıyorduk. Open Subtitles إعتقدنا بأنّنا عرفناه كلهّ لكن ثانية ، كنّا ننظر في حالة معقّدة جدا
    ...ve onu gömdüğümüzde ölü olduğunu sanıyorduk ama şimdi iyi görünüyor. Open Subtitles ونحن أعتقدنا انه كان ميت عندما دفناه. لكنه يبدو بخير الان
    Küçük bir nodül bulduk, tedavi ettik. Hepsi bu sanıyorduk. Open Subtitles لقد وجدنا كتلة صغيرة وقد عالجناها وقد ظننا أننا قد تخلصنا منها جميعاً
    Güç gösterisinin yeterli olacağını sanıyorduk ki makineli tüfekle açılan ateşi işittim ve yaralı veya ölmekte olan bir adamın çığlıklarını duydum sonra anladım ki işler ciddileşecekti." Open Subtitles ظننا أنّ كل ما في الأمر حاجتهم إظهار بعض القوة ثم سمعت دوي إطلاق مدفع رشاش وصراخ رجل قد تعرض لإصابة أو أنّه يحتضر
    Orada oturmuş, bizi düşündüklerini sanıyorduk ama çoktan sevgili bulmuşlar. Open Subtitles ظننا انهم كانوا يجلسون هناك يتوقون ولكن لديهم رفيقات جديدات منذ الآن
    Darling hanedanını daha da kirlenemez sanıyorduk ama sadece geçen hafta, trajik yıldırım iki kere düştü. Open Subtitles ظننا بأنّ سلالة الدارلينغ لا يمكنها أن تصبح أكثر قذارة ولكن وفي الاسبوع الماضي فقط.. ضربت الصواعق المأساوية مرتان.
    Halbuki babasının önceki gün vahşi bir hayvanın saldırısı sonucu öldürüldüğünü sanıyorduk. Open Subtitles لقد قتل اليوم الذي قبله اعتقدنا انه هوجم من قبل حيوان بري
    Sorununun tuvaletinde olduğunu sanıyorduk, tabii ki kafasında demek istiyorum. Open Subtitles اعتقدنا أنّ المشكلة كانت في مرحاضه وبهذا أقصد رأسه بالطبع
    Biz ona tuzak kurduğumuzu sanıyorduk ama o bize tuzak kurmuş. Open Subtitles اعتقدنا أننا وضعنا مصيدة له، ولكن هو من وضع مصيدة لنا
    Bu hayvanların tüm besinlerini yüzeyde bulduklarını sanıyorduk. TED كنا نعتقد أن كل هذه الحيوانات تجد كل طعامها على سطح الماء.
    Bu şeyin, bir insanın icat ettiği bir şey değil de, bir canavar olduğunu sanıyorduk. Open Subtitles كنا نعتقد أن هذا وحش وليس سفينة من صنع الإنسان
    Bu şekilde kendimizi bombalardan ve onların yol açabileceği herhangi bir hasardan koruduğumuzu sanıyorduk. Open Subtitles بهذه الطريقة كنا نظن أننا نحمي أنفسنا من القنابل ومن أي ضرر من الممكن أن يلحق بنا
    Komünizmle savaştığımızı sanıyorduk ama neticede mesele, kimin ne elde ettiğiydi. Open Subtitles كنا نظن أننا نحارب الشيوعية لكن في النهاية علمنا أن الحرب لأجل من ينال الغنيمة
    Sürpriz avantajımız olduğunu sanıyorduk ama öyle değilmiş. Bu bizim günümüz değil. Open Subtitles و قد إعتقدنا ان عامل المفاجئة معنا و لكن هذا ليس صحيح
    Ve oğlan değilsin. Çünkü bir oğlanın geleceğini sanıyorduk ama işte buradasın... tepeden tırnağa kız olarak. Open Subtitles لست ولد، إعتقدنا أن ولداً سوف يأتي وهنا رأيناكِ فتاة
    11'in Kuleye çarptığını sanıyorduk. Tüm birimler görev yerlerinize. Komuta merkezi. Open Subtitles لقد أعتقدنا أنها صدمت البرجين أيها السادة هذا ما أريد
    Onun bizden biri olduğunu sanıyorduk, ama değilmiş. Open Subtitles ظنناه كان على متن الطائرة و اتضح أنه لم يكن
    Biliyorum, bunu sana söylemeliydik, fakat biz senin nasıl tepki vereceğinden emin olamadık ve biz bunun daha iyi bir seçim olduğunu sanıyorduk. Open Subtitles أعرف انه كان علينا اخبارك ولكن لم نكن نعرف كيف سيكون رد فعلك واعتقدنا أن ذلك سيكون الإختيار الأفضل
    ...dünyanın gerçeği olduğunu sanıyorduk. Open Subtitles في ذلك الوقت صدقنا ان هذه هي حقيقة العالم
    Trafikte koşmasına izin vermemekten bahsediyorsun sanıyorduk. Open Subtitles ظنناكِ قصدتِ ألا نتركه يركض وسط الزحام المروري
    Kısa süre öncesine kadar dünyevi olmayan kişilerin hepsini hapsettiğimizi sanıyorduk. Open Subtitles ظنّنا منذ فترةٍ وجيزة، أنّ جميع الفضائيّين كانوا لدينا في السجن
    Yapacaktık ancak daha vaktimiz var sanıyorduk. Open Subtitles كنا سنفعل هذا . لكن حسبنا ان امامنا متسع من الوقت
    Biz de bu işin öncüsü Max sanıyorduk, ama Alice'miş. Open Subtitles ماكس وكورت. ونحن فكّرنَا ماكس
    Uyuttunuz mu ki? Sahibinin olmadığını sanıyorduk. Bu yüzden ona bir ev bulmaya çalıştık ama bulamadık. Open Subtitles ظننّا أنها كانت تائهة، لذا حاولنا أن نجد لها منزلًا، لكنّنا لم نفلح.
    Önümüzde parlak bir gelecek vardı... ve sonsuza dek birlikte olacağımızı sanıyorduk. Open Subtitles المستقبل وضعنا فورآ للأمام ونحن إعتقدنَا بأننا نعرف بعضنا البعض إلى الأبد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more