| Babama kışın dilini metal bir direğe değdirirsen yapışır mı diye sordum ve bana tıpkı Sana söylediğim gibi yapışacağını söyledi. | Open Subtitles | بأقطاب معدنية في الشتاء فقال إنه سيتجمد ويلتصق بالعامود كما أخبرتك |
| Sana söylediğim gibi. Taş her an düşebilir. | Open Subtitles | كما أخبرتك, الحجارة كانت ستقع في أية لحظة |
| Sana söylediğim gibi ben kanun huzurunda evli bir kadınım. | Open Subtitles | كما قلت لك من قبل أنا إمرأة متزوجة أما القانون |
| Sana söylediğim gibi, son zamanlarda başımdan çok şey geçti. | Open Subtitles | ؟ كما قلت لك من قبل . لقد مررت بالكثير في السنه الماضيه .. |
| Sana söylediğim gibi, hayatım, burası İngiltere'nin bahçesidir. | Open Subtitles | كما أخبرتكِ سابقاً عزيزتي إنهاحديقةإنكلترا. |
| - ...polise gitmeyişimle devam edeyim. - Sana söylediğim gibi. | Open Subtitles | وبعد ذلك لم أذهـب إلى الشرطة مثلما أخبرتك أنّي سأفعل |
| Ve Sana söylediğim gibi erken ayrılmam gerekiyor, umarım bu seni mutsuz etmez. | Open Subtitles | و يجب علي المغارة مبكرًا كما أخبرتك سابقًا و أتمنى أن لا يزعجك هذا |
| Ki, Sana söylediğim gibi aylar önce halletmen gereken bir şeydi. | Open Subtitles | وهو العمل الذي كان من المفترض أن تقوم به أنت منذ شهور كما أخبرتك. |
| Gitmeden önce Sana söylediğim gibi, umursamıyorum çünkü siz benim gerçek ailem değilsiniz. | Open Subtitles | كما أخبرتك عندما غادرت . أنا لا أهتم لأنكم لستم عائلتي الحقيقية |
| Tıpkı Sana söylediğim gibi çocuk horozlar adamda izlerini bırakır. | Open Subtitles | كما أخبرتك يا فتى تترك الطيور آثارها على الرجل |
| Agatha Christie oyununda o rolü alsaydın, Sana söylediğim gibi, bu şeyleri bilirdin. | Open Subtitles | لواشتركتفي دورمسرحية" لـ " أجاثا كرييستي كما أخبرتك .. لعرفت هذه الأشياء |
| Sana söylediğim gibi Alex-san... iletişim çağındayız birader. | Open Subtitles | كما أخبرتك "أليكس-سان".. هـذا عهد المعلومات, يا أخي. |
| Mike, Gordon ve Walter'dan başka kimse yok Sana söylediğim gibi. | Open Subtitles | ما عذا مايك وجوردن ووالتر كما قلت لك تماماً |
| Aptallaşmaması gerektiğini söyledim,Sana söylediğim gibi | Open Subtitles | قلت له إنه يتصرف بغباء كما قلت لك |
| Muhtemelen öyle, ama Sana söylediğim gibi, | Open Subtitles | محتمل انها .. ولكن الامر كما قلت لك |
| Ona gelince. Chloe Sana söylediğim gibi bir sahile güneşlenmeye gitmedi. | Open Subtitles | بخصوص ذلك، (كلوي) ليست على الشاطىء تكتسب سمرة كما قلت لك |
| Sana söylediğim gibi aramızda artık sır olmasını istemediğimden yaptım. | Open Subtitles | كما أخبرتكِ لقد أخبرتكِ بذلك، لأنّني لم أعد أريد المزيد من الأسرار في علاقتنا |
| Saçmalama. Tam Sana söylediğim gibi. | Open Subtitles | لا تكونى سخيفة أنها بالضبط كما أخبرتكِ |
| Sana söylediğim gibi kaçsaydın ödemek zorunda kalmayacaktık. | Open Subtitles | لو كنت هربت مثلما أخبرتك لما أضطررنا لدفع ثمنهم |
| Sorgulanman Washington'da yapılacak, Sana söylediğim gibi. | Open Subtitles | سيكون هناك في واشنطن كما اخبرتك |
| Eminim o bataryaları değiştirmiş olmayı dilerdin tıpkı Sana söylediğim gibi. | Open Subtitles | اظن انك تتمنى لو غيرت البطاريات كما طلبت منك |
| Sana söylediğim gibi, zaten farklı yerlere bağışta bulundum. | Open Subtitles | انصتِ، اخبرتكِ بأني دفعت لجمعيات خيرية مختلفة |
| - Sana söylediğim gibi. | Open Subtitles | فقط ما قلتة لك ذهب .. ماشية .. |
| - Narnia! Gardırobun içinde, Sana söylediğim gibi! | Open Subtitles | نارنيا، خلف خزانة الملابس كما أخبرتكم |