"sanan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يظن
        
    • يعتقدون
        
    • يظنون
        
    • الذي يعتقد
        
    • يعتقدن
        
    • يعتقد بأنّه
        
    • يعتقِدُ
        
    • مهووس يعتقد
        
    • الذين يَعتقدونَ
        
    • التي تظن
        
    Karşına kendini Charles Bronson sanan biri çıkarsa tabancanın kabzasıyla burnuna vur. Open Subtitles وإذا واجهت موظفا أو زبونا يظن نفسه جارلس بونسون دمر انفه بمسدسك
    Kendini kutsal görevde sanan aşağılık bir heriften daha tehlikeli ne olabilir? Open Subtitles لا يوجد شئ أكثر خطورة من احمق يظن أنه في مهمة مقدسة
    Ben hayatta olduğunu sanan ve hikâyesini anlatan bu çocuğum. Open Subtitles أنا هذا الطفل الذي يظن بأنه حيّ ويحكي هذه القصة
    Büyüdüğüm yerde bu adamlardan çok var. Ne isterlerse yapabileceklerini sanan tipler. Open Subtitles اعرف اشخاص مثل هؤلاء، حيث ترعرعت يعتقدون ان بإمكانهم فعل ما يريدون
    Onun Kate Beckinsale olduğunu sanan kişilerin isimlerini vermesini isteyin! Open Subtitles إسأليها من هم هؤلاء الناس الذين يعتقدون أنها كيت بيكنسل
    Sadece, parayla her şeyi satın alabileceğini sanan züppeleri görmeye katlanamıyorum. Open Subtitles ولكنني فقط لا أطيق منظر بعض المرفهين الذين يظنون أن بإمكانهم شراء أي شيء بالمال
    Bunun gibi yarı kaçık, zıpçıktı bir zorbayı, yüzsüzlük ve küstahlıkla, beni elde edeceğini sanan bir görgüsüzü layık görürsün? Open Subtitles تمنى لي الزواج إلى نصف مجنون ، وهمجي مجنون وجاك الشتائم ، الذي يعتقد مع اليمين لمواجهة هذه المسألة خارج.
    Orada bin türlü badire atlatıyorsun ve video oyunu oynadığını sanan bir manyak sinemada seyircileri tarıyor ve ölüyorsun. Open Subtitles ينجون من تلك الأهوال ثم يٌقتلون بالسينما بواسطة مجنون ما يظن أن إطلاق النار على المتفرجين بواسطة رشاش آلي
    Kendini Charles Bronson sanan biri çıkarsa karşına... tabancanın kabzasıyla burnunu paramparça edersin. Open Subtitles وإذا واجهت موظفا أو زبونا يظن نفسه جارلس بونسون دمر انفه بمسدسك
    Belki de sadece hızlı konuşan ve kendini o oğlanlardan biri sanan bir kariyer kızı. Open Subtitles ربما كنت فقط جالون سريع الكلام الذي كان دائماً يظن انه احد الاولاد
    Ve kendini zeki sanan diğer gerizekalı. Open Subtitles و بالنسبة لذلك الداعر البليد و الذي يظن نفسه ذكي جدا
    Evet, ama ayrıca her günü Cadılar Bayramı sanan bir linççi de öyle. Open Subtitles نعم ولكن هكذا يبدو الحارس الذى يظن أن كل يوم هو بمثابة عيد الهالوين
    Evime, önceden haber vermeden gelebilecek kadar kendini önemli sanan bu şahıs da kim. Open Subtitles من يظن نفسه بهذه الأهمية ليأتي إلى منزلي بدون موعد مسبق
    İnsanoğlu, sürekli gelişim halinde olan bir mekanizma olmasına rağmen, şehven tamamlandığını sanan bir varlıktır. TED البشر يعملون في التقدم المحرز وعن طريق التفكير الخاطئ يعتقدون أنهم قد انتهوا.
    Bağışık olduğunu sanan bir sersem hep olur. Open Subtitles سيوجد بعض الحمقى دائما يعتقدون أنهم محصنون ضد المرض
    Her şeyi yaptığını sanan herkes, bir adım ileri gider. Open Subtitles و كأنه المثل القديم : كل أولئك الذين يعتقدون ان لديهم كل شىء ما زال عليهم اتخاذ خطوة واحدة إلى الأمام
    Dünyanın ihtiyacı olan son şey kendini kahraman sanan... ve kostümleriyle koşuşan bir avuç çocuk. Open Subtitles اخر شي يحتاجه العالم بضع الاولاد يجرو ببعض البزات يعتقدون انهم ابطال
    Duran bir arabada seyahate çıktığını sanan uyuşturucu bağımlıları. Open Subtitles مدمني المخدرات الذين يظنون إنهم في رحلة, السيارة لا تتحرك
    Kendini motorcu sanan deri ceket almış sizin gibi kenar mahalle tipleri asıl şakadır. Open Subtitles المزحة هي بعض الأوغاد يلبسون لباساً جلدياً يظنون أنهم دراجون
    Ne bu, saldırgan olmanın kendi içinde komik olduğunu düşünen ve kendini komedyen sanan bir adamın diyaloğu mu? Open Subtitles ما هو، مناجاة لبعض الكوميدي المزعوم الذي يعتقد أن يكون هجومي في نفسه بما فيه الكفاية أن يكون مضحك؟
    Bu kızların hepsi de mani-pediyi Latince bir hitap sanan çirkin zavallılar. Open Subtitles هولاء الفتيات كلهن فاشلات وقبيحات يعتقدن ان العناية بالبشرة هي نوع من التحية الاتينية
    Ya da Tanrı'nın işini yaptığını sanan kişinin gözünde. Open Subtitles أو في نظر الرجل الذي يعتقد بأنّه أداة الله.
    Sokakları temizleyebildiğini sanan polis katıksız bir aptaldır. Open Subtitles رجل الشّرطة الذي يعتقِدُ بأنّ بإمكانِهِ تنظيف الشّوارِع هو أحمقٌ مغرور
    Çerez tabağından Ebola virüsü... kapacağını sanan bir çatlaktan daha iyi yaşadığım kesin. Open Subtitles مهووس يعتقد بأنّه سيلتقط فيروسا من وعاء خليط البندق
    Diş fetişi olan ve fahişelerle yatan bir yargıca röntgen filmlerimi sunmam, dirsek darbesini 'üzgünüm' diyerek geçiştireceğini sanan bir yayayı terslemem... Open Subtitles تَقديم الأشعة السينيةِ إلى a قاضي مَع a وثن سنِّ، مَنْ تَنَامُ مَع المومساتِ؟ نَهّاش في المشاة الذين يَعتقدونَ a الكتف المربّع يُمْكِنُ أَنْ يُعذَرَ؟ أَنا إنسانيُ!
    Muhasebedeki, seni savaşta ölen kocası sanan kadını biliyor musun? Open Subtitles أتعرف تلك السيدة المسنّة في قسم المحاسبة، التي تظن أنك زوجها الذي مات في الحرب؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more