Lascaux'tan Louvre'a, Carnegie Hall'a, insanoğlu, doğuştan, sanatta usta gösterimlere karşı sürekli bir beğenisi olmuştur. | TED | من اسكو لمتحف اللوفر إلى قاعة كارنيجي، البشر لديهم ذوق فطري دائم في عروض الفن المبدع. |
Sonuçta, merhametin ortaya çıktığı an kişinin şaşkınlık içinde bir şekilde kendisini kaybettiğini fark ettiği an oluyor: sanatta, meditasyonda, anlayışta, hatta bilgide, bir sınırının olmadığını bildiğinde, diğer varlıkla olan bağlantılılığını bildiğinde. | TED | إذاً يأتي التعاطف حيث تكون انت تكتشف بدهشة انك خسرت نفسك بطريقة ما عن طريق الفن ,التأمل ,الفهم والمعرفة في الحقيقة معرفة انك لا تملك تلك الحدود معرفة انك مرتبط بجميع الكائنات الأخرى |
Yüzyıllar boyunca sanatta ve şiirde övülmüşlerdir. | TED | وقد احتُفي بها في الفن والشعر منذ قرون. |
Ve müdürlerim şunu öğrenmeli; onların yeri ofiste, sanatta değil. | Open Subtitles | ومدرائي يجب أن يعرفوا بأن مكانهم هو المكتب وليس الفنون |
Bilim ve sanatta devletin rolünü belirlediler. | TED | لقد تحدثوا عن دور الحكومة في تعزيز الفنون والعلوم. |
sanatta, sınırlarımızı değiştirip yükseltebileceğimiz eşsiz bir güç vardır. | TED | توجد قوة ينفرد بها الفن لرفع حدودنا وتحويلها. |
Yani dediğim gibi dini sanatta Tanrı cazibeli değildir. | TED | لذلك كما قلت، في الفن الديني، تعلمون، الرب لايكون مبهرا |
Ve sanırım trajik sanatta neler olduğuna dair biraz daha fazla bilgi sahibi olmamız gerektiğini ileri sürüyorum. | TED | و افترض انني اناقش حول ضرورة ان نتعلم القليل عن ما يحدث في الفن الماساوي. |
Ama başarısızlık bir opsiyon olmalı sanatta ve araştırmada, çünkü bu bir inanç sıçraması. | TED | ولكن الفشل يجب أن يكون خياراً في الفن و الاستكشاف ..لانها تحتاج إيمان عالٍ. |
Bu zor sanatta oldukça hızlı bir biçimde bir uzman olup çıkmıştım ve... şöhretim İtalya'nın dört bir yanına yayılmıştı. | Open Subtitles | كنت فجأة خبير في هذا الفن الأكثر صعوبة وشهرتي تنتشر عبر إيطاليا. |
sanatta her şeyi mükemmel yapmaya çalışırsınız çünkü bunu hayatta yapmak çok zordur. | Open Subtitles | هل تعلمون إنكم دائماً تحاولون أن تجعلوا الأشياء مثالية في الفن لأنها، صعبة حقاً في الحياة |
Hayatta bir işe yaramak için... fazla nevrotik olan ama... yalnızca sanatta bir işe yarayan. | Open Subtitles | هذا رائع شخصية لا يمكنها العمل في الحياة الحقيقية و لكنها تعمل في الفن |
Çünkü gerek klasik sanatta gerek edebiyatta yeme eylemi siklikla cinselligi simgeleyen bir metafor olarak kullanilmistir. | Open Subtitles | لأنه في الفن الكلاسيكي و الأدب فالأكل عادة يستخدم مجازاً عن للجنس |
sanatta ilerleme. Bilimde ilerleme. Teknolojide ilerleme. | Open Subtitles | التقدم في الفن التقدم في العلم التقدم في التقنية |
İhanet, asılma eski zamanlardan beri birbirlerine bağlıdırlar bu imge sanatta tekrar tekrar tezahür eder. | Open Subtitles | الخيانة والشنق وأيضاً مرتبطة منذ العصور القديمة فذات الصورة تظهر مراراً وتكراراً في الفن |
Bence burada olman ve sanatta kadınların birbirlerine çamur attıkları, birbirlerini öldürdükleri her tarafa yayılmış bu zehirli kültüre katkı sağlamaman çok güzel. | Open Subtitles | اعتقد انه من الجميل تواجدك هنا وليس المساهمة في تفشي الثقافة السامة للنساء في الفن فقط عبر اهانة بعضهن وايذاء انفسهن |
- Sanat gibi. sanatta gerçeklikten bahsedemeyiz. | Open Subtitles | كالفن، لا يمكن التحدث عن الحقيقة في الفن. |
Ben, diğer işlerimin dışında sanatta nadir hizmetler sağlarım ve sanata nadir hizmetler sağlayan bir kişi olarak edindiğim deneyimler bana yazarların biraz muhtaç insanlar olduğunu öğretti. | Open Subtitles | ممول خدمات نادرة من أجل الفنون ومن خبرتي كممول خدمات نادرة من أجل الفنون أجد بأن الكُتّاب على وجه الخصوص محتاجين جدا |
Tamam. Alo, evet. sanatta sahtecilik departmanı lütten. | Open Subtitles | مرحبا,لوسمحت صلني بقسم مكافحة تزوير الفنون |
sanatta ve zanaatkarlıkta çok iyiyimdir. | Open Subtitles | أنا حقاً جيّدة في الفنون والحرف. يمكنني أن أرى ذلك. |
ayrıca sporda ve sanatta başarılı değilse de bunun çok da fark etmediğini ve önemli olmadığını anlattım. | Open Subtitles | ولا يهم اذا كان ليس جيد فى الرياضة او الفنون فهذا ليس بالأمر الهام |