| Duymuşsunuzdur, insanlar “sanattan anlamıyorum.” derler. | TED | هل تعلمون ، عندما يقول الناس ، أنا لا أفهم الفن |
| Bazılarınız da sanattan çok uzaklaştığınızı düşünüyor. | TED | والبعض منكم يعتقد أنه ضل بعيداً عن الفن. |
| Ama birkaç yıl geçtikten sonra sanattan uzak kalamadığımı fark ettim ve titreme için bir nöroloğa gitmeye karar verdim ve öğrendim ki kalıcı sinir hasarına sahipmişim. | TED | و لكن بعد بضع سنين لم أستطع البقاء بعيداً عن الفن وقررت أن اذهب إلى طبيب أعصاب ليعاين الهزّة و اكتشف حينها أن لدي تلف دائم للأعصاب. |
| Bu nedenle böyle tuhaf beyinlere sahip olduk, din, müzik ve sanattan hoşlanıyoruz. | TED | و هذا هو السبب في حصولنا على عقلول مميزة تحب الدين , و الموسيقى , و الفن. |
| sanattan ne kadar hoşlandığını biliyorum, bunun duvarında güzel durabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أعرف كم تحب الفنون واعتقدت أن هذا سيبدو جيدا في جدارك |
| Gerçekten de, kontrol ve yetkilendirme gücümüzü yeniden elde etmenin tek yolu sanattan geçiyor. | TED | إن الفن حقًّا هو ما سيمكِّننا من استعادة إحساسنا بالقوة والتمكن. |
| Mutluluk sanattan daha iyidir. | Open Subtitles | وتناسى الغناء ايضا لفترة ان السعادة افضل من الفن |
| sanattan anlamam, ama zevkim vardır. | Open Subtitles | قد أكون لا أفهم في الفن لكني أعرف ما الذي يعجبني |
| Ben daha sevecen olmak istiyorum, bu yüzden gidiyorum, ama sanattan vazgeçmek zorunda olmak beni mahvedecek. | Open Subtitles | أريد أن أكون إنسانية سأغادر لكن لا أرغب في ترك الفن |
| Sinemadan, sanattan konuştuk. | Open Subtitles | و كنا نتحدث عن الأفلام و الفن و في النهاية توصلت الي أن الأربع |
| Üniversitede sanat tarihi dersi aldım... ama derste hep uyuduğum için ne sanattan... ne de sanat eseri almaktan anlıyorum. | Open Subtitles | بغض النظر عن دراستي للفن في الكلية ليس لدي مفتاح فهم الفن أو كيف سأفهمه |
| sanattan kazanılandan daha fazlasını sanatseverlerden kazanabileceğini anlamaya başladığı yıllarda tanıştık. | Open Subtitles | لقد قابلتها اول مره عندما بدأت ان تدرك ان عشاق الفن هم مصدر موثوق بهم اكثر من الفن ذاته |
| sanattan orijinallerden, kopyalardan, bu heykelden senden, her şeyden! | Open Subtitles | الفن النسخ الأصلية، المقلدة هذا التمثال، أنت، كل شئ |
| Sanırım bir avukatla sanattan konuşmamalıyım. | Open Subtitles | أعتقدُ أنني يجبُ أن لا أتحدث ُعن الفن مع محامي |
| Ve saatlerce konuştuk. Çocukluğumuzdan, sanattan, müzikten ve Eflatun'un Mağara Alegorisi'nden bahsettik. Bu mağara neymiş? | Open Subtitles | تحدثنا و تحدثنا عن طفولتنا, الفن, و الموسيقى لقد خرجنا خمس مرات و كل ما احصل عليه هو القهوة ما خطبها؟ |
| Bir kızı sanattan koparabilirsin ama sanatı o kızın içinden koparamazsın. | Open Subtitles | يمكنكِ أخراج الفتاة من الفن لكن لا يمكنكِ أخراج الفن من الفتاة. |
| sanattan mı yoksa Adam'dan vazgeçtiğin için mi kızgınsın, yoksa ikisi de mi? | Open Subtitles | هل انت غاضبة لإنك تركت الفن او لإنك تركت ادام او كلا الامرين ؟ |
| Bu yüzden ben de sanattan hoşlanıyor olduğumu paylaşayım diye düşündüm. | Open Subtitles | حتى ظننت أنني سوف تتقاسم أن أنا أحب الفن. |
| Aslına bakarsan, sanattan hiç anlamam, ...ama, neydi şu söz? | Open Subtitles | في الواقع، أنا لا أعرف أي شيء عن الفن ، ولكن ما هو المثل؟ |
| Sanat eserleriyle karşılaşabileceğimiz, bu sanat eserlerini kafamıza fikirleri çivilememiz için kullanacağımız söylenen yerler tasarlarsak, sanattan çok daha fazla şey kazanabiliriz. | TED | واذا استطعنا ان ننظم المساحات حيث نتجول خلال الاعمال بحيث نكون على علم باستخدام تلك الاعمال الفنية لنرسخ تلك الافكار في عقلك سوف نحصل على الكثير من الفن |
| O sanattan sonra ve psikolojiden önceydi. | Open Subtitles | كان ذلك بعد الفنون الجميلة و قبل علم النّفس |
| Söylediğim gibi, Ben aslında... filmden, sinemadan, genel olarak sanattan pek hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | كما قلت لك ، لا أحب الأفلام كثيراً السينما ، والفن عموماً |
| Yeterince uzun yasadigin zaman sanattan anliyorsun. | Open Subtitles | إن عاش المرئ طويلًا كفاية فسيتطوّر ذوقه الفنيّ |