İyi düşün, adamlarım tekneyi görmüş tekneden denize sandıklar attığınızı da görmüşler. | Open Subtitles | انتبه, لقد راّه رجالي ولقد رؤوك ترمي تلك الصناديق من على السطح |
Bromhead, sandıklar oraya dizilsin, ağıldan dış sınıra. | Open Subtitles | برومهد ؟ أريد ذلك الخط من الصناديق على الجانب هنا من قرية مواشى إلى النطاق الخارجى |
Envanter listesini aldılar ve bütün sandıklar aynı görünüyor. | Open Subtitles | لقد اخدوا قائمة الجرد وكل الصناديق تبدوا مثل بعضها |
Yurtdışından gelen sandıklar Fransız gümrüklerinden geçip onun fabrikasına gidiyorlarmış. | Open Subtitles | صناديق من خارج البلاد وصلت إلى مصنعه بعد مرورها بالجمارك الفرنسية |
Garajımda hala, on yıldır dinlemediğim sandıklar dolusu plaklar var. | Open Subtitles | ما زال لدي صناديق من الألبومات في الكراج أشياء لم أستمع لها منذ أكثر من عشر سنين |
Bu sandıklar dünkülerle aynı. | Open Subtitles | هذه نفس الصناديقِ التي أومضتَ عليها أمس. |
Götümüzü koruyorum, Vern. Tahta sandıklar kurşunu durdurmaz. | Open Subtitles | أنا أقوم بحمايتنا يا فيرن الصناديق الخشبية لا توقف الرصاص |
Ve elbette tüm bu sandıklar da hazine ile dolu. | Open Subtitles | وبالطبع، لدينا جميع هذه الصناديق المليئة بالكنز. |
Ve elbette tüm bu sandıklar da hazine ile dolu. | Open Subtitles | وبالطبع، لدينا جميع هذه الصناديق المليئة بالكنز. |
Evet, sandıklar burada. Wilbur şu an bir tanesini açıyor. | Open Subtitles | نعم, الصناديق هنا ويلبور يفتحها الآن |
Yüzbaşı, bu sandıklar daha yeni geldi. | Open Subtitles | أيّها القائد، هذه الصناديق وصلت للتو |
Yüzbaşı, bu sandıklar daha yeni geldi. | Open Subtitles | أيّها القائد، هذه الصناديق وصلت للتو |
sandıklar Suriye Elçiliğine bırakılacak. | Open Subtitles | سيتم تسليم الصناديق الى السفارة، |
Kimse sandıklar boş mu diye kontrol etmedi mi? | Open Subtitles | ألّم يتفقد احد ليرى الصناديق الفارغة؟ |
- Öğrenirim ben. - sandıklar tamam. | Open Subtitles | سأستخرج المعلومات منه - الصناديق يتم تحميلها - |
Çalıştığım insanlar ve senin çalıştığın insanlar dediler ki o tünelden sandıklar geliyormuş. | Open Subtitles | قال لي الأشخاص الذين أعمل معهم وتعملين معهم إنّ صناديق تمرّ عبر ذلك النفق |
Peki ya Danimarka'da sandıklar açılır ve eserlerin kaybolduğu görüldüğünde ne olacak? | Open Subtitles | ما الذى سيحدث عندما تُفتح صناديق الشحن فى الدنمارك ويكتشفون غياب تلك القطع؟ |
Bu seçim günü. Doğu yakasında sandıklar açılıyor. | Open Subtitles | صباح الخير، إنه يوم الإنتخابات، وجاري الآن فتح صناديق الإقتراع بالساحل الشرقي. |
sandıklar 17:00'da açılıyor. | Open Subtitles | ستبدأ صناديق الاقتراع بتلقي الأصوات طوال المساء بدأ من الخامسة مساء |
İnsan silahlarıyla olacaktır. sandıklar dolusu var onlardan depoda. | Open Subtitles | -اسلحة البشر سوف تعمل توجد صناديق لها مخزنه. |
Birkaç dakika içinde bu eyaletlerde de sandıklar kapanacak ve muhtemelen sonuçların... | Open Subtitles | لذا بعد بضعة ثواني، تلك الولايات ستغلق صناديق الاقتراع، وسنكون قادرين وقتها علىرؤية... |
Sarah, bu yattaki sandıklar dünkü gördüklerimle aynı. | Open Subtitles | ساره، هذه نفس الصناديقِ التي أومضتُ عليها أمس، هنا على مركب |