"sandalet" - Translation from Turkish to Arabic

    • صندل
        
    • الصنادل
        
    • صنادل
        
    • الصندل
        
    • خفّين
        
    Dikişleri görünen bir çorapla sandalet diyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك إرتداء صندل مع تطريز من المقدمة
    Ayrıca sandalet de giyindim biraz da ikonlaşıyorum. Open Subtitles الى جانب ذلك , انا ارتدي صندل فهذا يوحي إلى أني متمرد قليلاً
    Parmak arası sandalet fabrikam sayesinde çok zenginim. Open Subtitles أنا ثري جداً بفضل معلّمي لصناعة الصنادل المكشوفة
    Bir dahaki sefere sandalet giymek yok ahbap. Burada zarif bir katılım yapmaya çalışıyoruz. Open Subtitles ممنوع ارتداء الصنادل في المرة القادمة يا صديقي فنحن نقيم حفلة كلاسكية هنا
    The Clash sandalet değil, büyük asker ayakkabıları giyiyordu. TED المشاكسون يرتدون احذية جيش كبيرة، ليس صنادل.
    Ya da belki kıcından biraz deri yüzüp, sandalet yapabilirim. Open Subtitles أو ربما اقطع بعضا من جلد مؤخرتك لاصنع صنادل فكري بهذا
    Nerede yaşadığını bilen, yoga meraklısı ve sandalet giyen yeni yetmelerin her birinden nefret edeceğinden daha fazla. Open Subtitles أكثر مما تكره كل عصر جديد ومرتدي الصندل و تمارين اليوغا ومن يدخل متجري
    Ve adı "Lacey" olacak bir sandalet. Tasarımı henüz istediğim gibi değil. Eninde sonunda onun da adı "Patrick" olacak. Open Subtitles وتد باتريك, كعب باتريك و صندل سأسميه اللايسى لست سعيدا بالتصميم بعد ولكن فى النهاية سأسميه الباتريك
    Nehrin ortasında, kağıt parçası büyüklüğünde bir taşın üzerinde, sandalet ve şortla, 80 derece sıcaklıkta, böyle görünen bir kaynağın orada takılı kaldım. TED لقد حوصرتُ على صخرة صغيرة حوالي حجم الورقة في صندل وسروال واسع، في النهر بدرجة حرارة 80 درجة مئوية وبدا الينبوع الحار قريبا من درجة الغليان.
    Plastik sandalet de uzun yol için hiç iyi değil. Open Subtitles صندل البلاستيك الأحمر ليس حذاء هروب جيد
    Cidden, bu adam sandalet mi giyiyor? Open Subtitles عن جد، هل ذلك الرجل يرتدي صندل ؟
    Bir t-bar sandalet mükemmel olurdu. Open Subtitles صندل مفتوح من الأمام يبدو مثالياً
    Sen çorap ve sandalet giydiğin zamandan beri bunun için mücadele veriyorum. Open Subtitles لقد أوقفت الجدال معك منذ ان بدأت .بلبس الجوارب و الصنادل
    sandalet giydiğim zamanlardan tanıyorsun beni. Open Subtitles انت عرفتني عندما كانت الصنادل هي احذيتي الضرورية
    Bundan sonrası tamamen sandalet ve tekila. Open Subtitles فقط الصنادل والتكيلا من الآن فصاعداً، يا رجل
    Aşağımızdaki balkonda muhtemelen hala striptizci kemikleri vardır ve şimdi burada sandalet giyen insanlar var. Open Subtitles الشرفة أسفلنا لا تزال مملوءة, ببقايا الراقصات. والآن يوجد ناس هنا يرتدون صنادل.
    Geometrik ispatın mucidi Öklit'i ne kadar sevsem de muhtemelen sandalet giyiyordur ve yemek sırasında ayak parmağına bakamam. Open Subtitles علي مدي حبي لمقابلة ايوكليد مؤسس البرهان الهندسي هو غالبا سوف يرتدي صنادل, و انا لا احتمل النظر اليها علي العشاء
    Birlikte Abercrombie'ye gidip onu eskitilmiş kot şort ve gladyatör sandalet denerken izlersin. Open Subtitles يمكنك أن تذهب معها إلى آبركرومبي و تشاهدها و هي تجرب شورتات الجينز المشقوقة و صنادل المصارعين
    Söylememe gerek yok ama Los Angeles'ta sandalet mevsimi hiç bitmez. Open Subtitles لا أحتاج ان أخبركم، في لوس أنجلوس موسم الصندل على مدار السنة
    Hayır, yapma. O yalınayak. Siz üçünüzde sandalet var. Open Subtitles بحقك، أنهُ حافي القدمين أنت ترتديّ حذاء الصندل الثلاثيّ
    Asla parmak arası sandalet giyemeyecek. Open Subtitles ولا يمكنه انتعال الصندل المكشوف مجدداً
    Şortunu da göbeğinin üstüne kadar çekerdi. Asıl önemlisi de hep sandalet giyerdi. Open Subtitles حيث يكون مرفوعاً أعلى خاصرته ودوماً يرتدي خفّين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more