"sandalyede oturan" - Translation from Turkish to Arabic

    • على كرسي
        
    • في كرسي
        
    Tekerlekli sandalyede oturan birini gördüğümüzde, yürüyemediklerini varsayarız. TED وإذا رأينا شخص ما على كرسي العجلة، نفترض أنه لا يستطيع المشي.
    Abi, ezik olduğunu bilsem de ben de fasulye çuvalı bir sandalyede oturan bordrolu bir profesörüm. Open Subtitles يارجل ، حتى أنا أعلم أنك خبيث وأنا أستاذ جالس على كرسي ككيس قماش
    "Kırmızı elbiseli bir cüce ve sandalyede oturan yaşlı adamla birlikte kırmızı bir odanın içerisindeydim." Open Subtitles "كنت في غرفة حمراء بها رجل قصير يرتدي الأحمر، "ورجل عجوز يجلس على كرسي.
    Bu demek oluyor ki, sandalyede oturan adam, çoktan ölmüştü. Open Subtitles لذا هذا الضابط كان ميت عندما رآيته في كرسي المعوّقين.
    Tekerlekli sandalyede oturan bir kızla konuştuğunu unuttun galiba. Open Subtitles هل نسيت أنك تتكلم إلى فتاة في كرسي متحرك؟
    Tekerlekli sandalyede oturan bir adamı götürüyorlardı. Open Subtitles كان هناك رجل كان على كرسي معوّقين.
    Marge, tekerlekli sandalyede oturan Amerikanın en büyük komutanını unutuyorsun: Open Subtitles يا (مارج)، أعتقد أنك أغفلتِ أعظم زعيم أمريكي في أوقات :الحرب قعيد على كرسي متحرّك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more