Sizi konfor bölgenizden alıp çıkartacak 30 saniyelik bir deneyim var. | TED | سنقوم الآن بتجربة مدّتها 30 ثانية لإخراجكم قليلاً ممَّ اعتدتم عليه. |
Benim takımın 5 günlük bir yetiştirme yaptı, bizim için tipik bir yetiştirme, ve süreci 15 saniyelik bir hızlandırılmış çekime sıkıştırdık. | TED | لذا إتخذ فريقي خمسة أيام من النموّ، دورة نمو نموذجي بالنسبة لنا ، ومكثف قبل أن تتحول إلى فاصل زمني 15 ثانية. |
Bak, adamım, sadece bir saniyelik bir şüpheydi, tamam mı? | Open Subtitles | ,إسمع يا رجل لقد كانت ثانية واحد من الشك, حسناً؟ |
Hank. lütfen Bu şekilde kendini duyamazsın. Yedi saniyelik bir gecikme var. | Open Subtitles | لن تكون قادرا على سماع نفسك يا هانك فنحن متاخرون بسبعة ثواني |
Çünkü ben bu diş fırçası kaskını yapmayı üç yıl önce bitirdim ve bunu yaptıktan sonra odama gidip bunun nasıl çalıştığını gösteren yedi saniyelik bir video çektim. | TED | لأني عندما انتهيت من اختراعها قبل ثلاث سنوات ذهبت إلى غرفتي وقمت بتصوير فيديو عنها مدته 7 ثواني |
Kuledeki keskin nişancıların devre kesiciye bakmadığı 15 saniyelik bir zamanımız var. | Open Subtitles | هناك فرصة 15 ثانية لا يراقب فيها القناصة على البرج الدائرة الكهربية |
30 saniyelik bir işim daha var, sonra söz veriyorum çıkacağız. | Open Subtitles | كنّ بخير، سيداتي أوه، يا رفاق، أتعلمون؟ إحتاج 30 ثانية أخرى |
Şu anda size üzerinde derisi olmadan 30 saniyelik bir görüntü izleteceğim, sonra da gideceğim. | TED | بالتالي ساعرض عليكم الآن، بدون تلبيسة جلدية عليها، عرضاً من 30 ثانية ،وأكون قد ختمت. |
Size, ben ve James'in 5 yılda hazırladığı 30 saniyelik bir video animasyonu göstereceğim. | TED | وأنا على وشك عرض فيديو رسومي طوله 30 ثانية الذي أستغرق منا بناءه أنا وجيمس خمسة سنوات. |
Sadece dokuz dakika oniki saniyelik bir süre için onu hayatta tutmağa yetecek iki metreküp oksijen olacaktır. | Open Subtitles | حيث سيبقى في صندوق بخمسة أقدام مربعة من الأوكسجين كافية لإبقائه حياً 9 دقائق و 12 ثانية |
On saniyelik bir öpüşmeden sonra cinsel yönelimlerini unutuverdim. | Open Subtitles | عشرة ثانية من التقبيل وأنا تقريبا نسيت افتقاره التوجه الجنسي. |
Sadece 30 saniyelik bir pencereydi. Şimdi beklemek zorundayız. | Open Subtitles | كان لديه نافذة من 30 ثانية فقط والأن علينا الانتظار |
Hayalini gerçekleştirmek için 15 yıl uğraş ve 15 saniyelik bir telefon görüşmesi bunu mahvetsin. | Open Subtitles | 15سنة لتبني حلمك و 15 ثانية من اتصال هاتفي تهدمه |
Evet ama sadece 60 saniyelik bir süreden bahsediyoruz. | Open Subtitles | نعم و لكننا نتعامل مع إطار زمني 60 ثانية |
Onunla ilgili ne buldun? Malina, ev telefonundan saat 04:03'te 12 saniyelik bir konuşma yapmış. | Open Subtitles | لقد تلقى اتصالاً لمدة 12 ثانية بهاتف منزله في الساعة الرابعة صباحاً |
- Hesaplarıma göre HVLP konteyneri patlamadan evvel 10-12 saniyelik bir boşluk var. | Open Subtitles | الحسابات تقول أنه هناك فترة من 10 إلى 12 ثانية قبل أن تنفجر العبوات المضغوطة هل أنت مستعد ؟ |
Şimdi size çok kısa bir video klip göstereceğim, bir hastaya ait 5 saniyelik bir klip kendisi inşaa ettiğimiz organlardan birini aldı. | TED | سأريكم الان مقطع فيديو قصير جدا. مدته 5 ثواني لمريضة تم علاجها بواحد من تلك الاعضاء التى تمت هندستها |
Tokyo ile New York arasındaki ana bağlantıya giriyor, ve gerçekten ihtiyacımız olduğunda, bize bu bilginin aktarımında yedi saniyelik bir gecikme sağlayabiliyor. | Open Subtitles | التسلل إلى الخط الأساسي بين طوكيو ونيويورك وحينما احتجنا لذلك استطاع أن يخبرنا بموعد الـ 7 ثواني التي يحصل فيها التأخير |
Arada bir büyük bir değişiklik olduğunda, bizim yedi saniyelik bir avantajımız oluyor. | Open Subtitles | في كلّ فترة يحدث تغيّر ضخم ونحن نملك أفضلية الـ 7 ثواني |
Bu kasabanın insanları üç saniyelik bir videoya kanmaz. | Open Subtitles | أعتقد أن أهل هذه البلدة لن يقتنعوا بمجرد تسجيل مدته ثلاث ثواني. |
Neden şu işine on saniyelik bir ara vermiyoruz ben de böylece olup biteni anlatabilirim. | Open Subtitles | لماذا لا نأخذ راحة لعشر ثواني لأُريك ما يحدث هنا |