"sanki biri" - Translation from Turkish to Arabic

    • وكأن أحدهم
        
    • كأن أحدهم
        
    • كأن شخص
        
    • وكأن شخصاً
        
    • وكأن شخص
        
    • كأن أحداً
        
    • وكأنّ أحداً
        
    • وكأن أحداً
        
    • وكأن شخصا
        
    • و كأن شخصاً ما
        
    • كأن أحد
        
    • لو أنّ شخص ما
        
    Tadı sanki, biri çok kötü ciğerini üşütmüş balgam sökmek için iki kaşık dolusu öksürük şurubu almış, sonra da, avokadonun üzerine öksürmüş gibi. Open Subtitles إن مذاقها يبدو وكأن أحدهم قد أصابته نزلة بردٍ شديدة وأخذ ملعقتين من البنيلين ليُبعد البلغم, ثم، انتخم على أفوكادو.
    O düsünce bir kez kafama girmesin Sanki biri saatli bomba kurmus gibi olur. Open Subtitles لا مفر منا, باللحظة التي خطرت لي بها الفكرة كانت و كأن أحدهم أثار قنبلة موقوتة
    "Aniden bir tıkırtı geldi, Sanki biri usulca vurdu vurdu kapısına odamın." Open Subtitles فجأة سمعت نقر كأن شخص ما يطرق يطرق بلطف يطرق باب غرفتى
    Avluda ayağını sürtüyor, Sanki biri alacakmış gibi o çekmeceye sarılıyordu. Open Subtitles وهو يعبر الفناء متمسكاً بالدواء وكأن شخصاً ما سيأخذها
    Sanki biri bunu biliyormuş da kapının önüne bırakmış gibi. Open Subtitles وكأن شخص ما كان يعرف هذا وتركني عِند عتبة بابك
    Sanki biri bütün gece oradaydı. Open Subtitles لكن بدا كأن أحداً ما كان هناك طيلة الليل
    Tüm bu olanlar Sanki biri ne yaptıklarını kontrol ediyormuş gibi geliyor. Open Subtitles إنّه واضح فحسب، وكأن أحدهم يسيطر على ما يقومان به
    Tamam, yani, neden o zaman bana Sanki biri ölmüş gibi bakıyorsunuz? Open Subtitles حسناً , إذن 000 لماذا تنظرون لي جميعاً وكأن أحدهم قد مات ؟
    Sanki biri bir avuç çamur almış, ona bulaştırmış ve adını resim koymuş. Open Subtitles وكأن أحدهم أحضر حفنة طين ولظخها عليها وسماها لوحة.
    Sanki biri bağlanmış da kurtulmaya çalışıyormuş gibi. Open Subtitles و كأن أحدهم تم تقييده و كان يصارع ليتحرر
    Sanki biri bağlanmış da kurtulmaya çalışıyormuş gibi. Open Subtitles و كأن أحدهم تم تقييده و كان يصارع ليتحرر رأينا نفس الاثارتماما في غرفة ماثيو
    Sanki biri tüm hatıralarımı almış... ve onları blender 'a koymuş. Open Subtitles كأن أحدهم أخذ كل ذكرياتي ووضعهم بداخل خلاط
    Garip bir duyguydu Sanki biri televizyonu benden uzak tutuyor gibiydi sevdiğim bir şeyi izlemek için kanalı değiştirdiğimde televizyonun benden uzaklaşması gibi. Open Subtitles كان شعوراً غريباً و كأن شخص ما أخذ جهاز التحكم من يدي و غير القناة التي أحبها و بدلها بفيلم رعب
    Sanki biri ona bir şeyler bağlamış gibi. Open Subtitles كأن شخص ما ربط هذه الاشياء عليها
    Ve duvarda bazı izler vardı, Sanki biri dolabı düşürmek için levye kullanmış gibi. Open Subtitles كان هناك علامات على الحائط وكأن شخصاً استخدم رافعة لرمي الخزانة أرضاً
    Sanki biri seni cezveyle mahvetmiş gibi. Open Subtitles تبدو وكأن شخصاً قد ضربك بإناء قهوة ، يا رجل
    Onu belki biri bıraktı, ya da belki kurbanın cebinden düştü, Sanki biri cesedi taşırken olduğu gibi, bir arabadan sözgelimi. Open Subtitles ربما أوقعه شخص أو ربما وقع من جيب الضحية وكأن شخص كان يحمل الجثة من سيارة
    Sanki biri senin numaranı bulmuş, sonra sana telefon edebilsin diye onu buraya yazmış. Open Subtitles وكأن شخص وجد رقمك ثم كتبه هنا كي يتصل بك
    Sanki biri mezarımın üstünde yürüyor. Open Subtitles أشعر و كأن أحداً يسير فوق قبري
    Sanki biri sana vurmuş da deliğe düşürmüş gibisin. Open Subtitles تبدو وكأنّ أحداً صفعك إلى داخل حفرة ثلجيّة
    Onu hissedebiliyorum... Sanki biri boğazıma birşeyler tıkıyor gibi... sanki etrafımdaki hava beni boğuyor gibi. Open Subtitles أستطيع أن أُحس به وكأن أحداً يخنقنى ويضغط الهواء من حولى
    Eminim haklısınızdır... ama yine de Sanki biri bizi izliyor. Open Subtitles أنا على يقين إنك محق ، ولكن يبدو وكأن شخصا ما يراقبنا
    Sanki biri iplerimle dünyanın en güzel müziğini çalıyor. Open Subtitles تشعر و كأن شخصاً ما يعزف موسيقىً جميلة بخيوطي
    Çalıların altına gömülü vaziyette Sanki biri ondan kurtulmak istemiş gibi. Open Subtitles مخفي جزئياً بين شجيرات كأن أحد ألقى به هناك
    Yani öyle bir kokuyor ki Sanki biri arka koltuğa sıçmış. Open Subtitles لأنّ الرائحة تبدو كما لو أنّ شخص ما تغوّط بالخلف.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more