Avcı Sınavı'nın yeri her sene değişiyor. Yerini saptamak biraz zordur. | Open Subtitles | موقع إختبار الصيّادين يتغيّر في كل عامٍ، يصعب كثيراً تحديد موقعه. |
Ve bu sorular cevaplandırılınca şiirin azametini saptamak, nispeten basit bir mesele halini alır. | Open Subtitles | و حين تتم الإجاية على هذين السؤالين يصبح تحديد عظمة الشعر أمر بسيط |
Ve bu sorular cevaplandırılınca şiirin azametini saptamak, nispeten basit bir mesele halini alır. | Open Subtitles | و حين تتم الإجاية على هذين السؤالين يصبح تحديد عظمة اي نص شعري أمر سهل نسبياً |
MRI çalışmaları, ilgili ağı saptamak için umut verici bir yoldur. | TED | تُعدّ دراسات التصوير بالرنين المغناطيسي وسيلة واعدة لتحديد مواقع الشبكات المعنيّة. |
Şirketi bir dışsallaştırma makinası gibi yöneten kişiliğin türünü saptamak için onu bir psikiyatristin hastasını incelediği gibi analiz edebiliriz. | Open Subtitles | لتحديد نوع الشخصية التي تقود الشركة لتتصرّف مثل آلة عمل جانبيه |
saptamak kolay değildi. Umarım, çok hayal kırıklığına uğramazsınız. | Open Subtitles | لم يكن تتبعه سهلاً أتمنى ألا تغضبي |
Binbaşı, bu denemenin amacı da zaten... .. bu cihazın ne kadar yıkıcı olacağını saptamak. | Open Subtitles | أيتها الميجور ، الهدف الأساسى من هذه التجربة هو تحديد مدى القدرة التدميرية لهذا الجهاز |
Çıplak gözle yıldızların yerini saptamak için yardımcı oluyor. | Open Subtitles | يساعدك فى تحديد مكان النجوم بالعين المجردة |
Çıplak gözle yıldızların yerini saptamak için yardımcı oluyor. | Open Subtitles | سوف يساعدكم في تحديد مواقع النجوم بأعينكم المجردة |
Leke şeklinde ve bozulmuş olduğu için belirgin olmayan izlerden kimlik saptamak diğer parmak izlerinden kimlik saptamaktan daha zordur, değil mi? | Open Subtitles | وبسبب الأوساخ أو التشويه من الصعب تحديد البصمة من طبعة الحبر، أليس كذلك؟ |
Köpeği çıkartabiliriz böylece ölüm nedenini saptamak kolay olur. | Open Subtitles | بإمكاننا ان ننبش عن الكلب و سيكون من السهل تحديد سبب الوفاة |
Kurbanımızın kimliğini saptamak çok zor olacak, biliyorsun. | Open Subtitles | اتعرف , سيكون من الصعب تحديد هوية ضحيتنا |
Öncelikle hamileliği engelleyen faktörün düşük sperm sayısı olduğunu saptamak zorundayız. | Open Subtitles | حسناً، أوّلاً سيتعيّن علينا تحديد ما إذا كان انخفاض عدد الحيوانات المنويّة هو العامل الوحيد الذي يحول دون حدوث الحمل. |
Günümüzdeki yapay zekâ, bir resimde yayayı saptamak gibi bir görevi yapabilir, fakat bir yayanın ne olduğunu kavrayamaz, yaya onun için bir çizgiler, dokular ve bazı şeylerin toplamıdır. | TED | لذلك فإن الذكاء الاصصناعي هذه الأيام يمكنه أن يقوم بمهمة مثل تحديد المارة في صورة لكنه لا يدرك مفهوم المارة عدا عن أنه مجموعة من الخطوط والأخاديد وأشياء أخرى. |
Eksi üçüncü kattaki teknisyenlerin yerlerini saptamak imkansız. | Open Subtitles | إذا أمكنك تحديد موقع الفني على المستوى - سالب ثلاثة |
Eksi üçüncü kattaki teknisyenin yerini saptamak imkansız. | Open Subtitles | إذا أمكنك تحديد موقع الفني على المستوى - سالب ثلاثة |
Üreticinin yerini saptamak için... bileşime bir göz atacağım. | Open Subtitles | ألقي نظرة في التكوين... لمعرفة إذا كان يمكنني... تحديد موقع الشركة المصنّعة |
Efendim, Yıldız Geçidi'nin yerini saptamak için naqahdah taraması yaptım. | Open Subtitles | سيدي لقد بحثنا عن الناكودا لتحديد موقع الستارجيت |
Belirli değişkenleri ölçer, mesela tansiyon ve kalp atış hızı gibi, doğruyu söyleyip söylemediğini saptamak için. | Open Subtitles | إنه يقيس متغيرات معينة مثل ضغط الدم , ودقات القلب لتحديد ما إذا كنت صادقة أو لا |
Yayın yaptığı alt-uzay frekansını saptamak için birazcık güç kullandım... ve şimdi... | Open Subtitles | أحتاج فقط ما يكفي لتحديد تردد الفضاء الفوقي الذي يبث علية |
saptamak kolay değildi. Umarım, çok hayal kırıklığına uğramazsınız. | Open Subtitles | لم يكن تتبعه سهلاً أتمنى ألا تغضبي |