"saray'daki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في البيت
        
    Amanda'nın üniversitedeki oda arkadaşını aradım. Beyaz Saray'daki arkadaşlarını aradım. Open Subtitles اتصلتُ بشريكة غرفة أماندا في الكلية، وأصدقائها في البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki adamın yanlış kişi olduğunu insanlar bilmeyecek bile. Open Subtitles لن تعرف الناس أبداً أن الشخص الخطاً في البيت الأبيض
    Sadece Hunt'ın Beyaz Saray'daki görevini sordum. Open Subtitles لقد سألتهم ببساطة ماذا كانت واجبات هنت في البيت الأبيض
    Şu Beyaz Saray'daki adam, iyi birisi, profesyonel, bana geldi ve "Bu Watergate olayını neden bu kadar zorluyorsunuz?" dedi. Open Subtitles عندما قابلت رجلا محترما يعمل في البيت الأبيض أتى إلىَّ و قال: لماذا لديكم هذا الهوس بشأن ووترجيت؟
    FBI, CIA, J. Edgar Hoover petrol şirketleri, Pentagon, Beyaz Saray'daki erkekler tuvaleti görevlisi. Open Subtitles المباحث والمخابرات وجـ.إدجار هوفر وشركات البترول والبنتاغون وعامل مرحاض الرجال في البيت الأبيض؟
    Beyaz Saray'daki o aşağılık Lyndon'dan belli ya. Open Subtitles بالطبع تخيل الوضع من سياسة ليندون في البيت الأبيض
    Öyle bir okul ki, mezunlarından ikisi Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te oturdular. Open Subtitles في مدرسة اثنان من طلابها يتربعان الآن خلف المكتب في غرفة المكتب البيضاوية في البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki anonim yüksek memurlardan birinin. Open Subtitles من احد صغار موظفيك المجهولين في البيت الابيض
    Beyaz Saray'daki adamın uğruna öldüğü şeyi alacağız. Open Subtitles نحن سنحصل على الذي ذلك الرجل في البيت الأبيض مات من أجل.
    Sadece Beyaz Saray'daki seçkin insanların haberi olabilir. Open Subtitles فقط بعض المختارين في البيت الأبيض هم مَن يعلمون
    Beyaz Saray'daki durum yüzünden gerginim. Open Subtitles الموقف في البيت الأبيض جعلني متوترة سأعود فوراً
    Hem Beyaz Saray'daki ensest hikayen pek üstü örtülü sayılmazdı. - Temelinde hiç... Open Subtitles و قصتك عن المؤامرة في البيت الأبيض لم تكن ممتعة لهذه الدرجة
    Beyaz Saray'daki ilk yılımın hayatımın en kötü senesi olduğunu hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر ان اول سنة لي في البيت الأبيض كانت أسوأ سنة في حياتي
    Beyaz Saray'daki tüm işlerden o sorumludur. Open Subtitles إنه يشرف على كل العمليات في البيت الأبيض،
    Beyaz Saray'daki çalışma saatlerimi azaltabilirdim. Open Subtitles كان بوسعي فعل هذا أثناء ساعتيّ الطويلة في البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki nükleer top çalıştırıldı. Open Subtitles لقد تمّ تفعيل نظام النووي في البيت الأبيض.
    Beyaz Saray'daki kaynaklarım Sally Langston'ın vekil başkan olmasıyla birlikte Hollis'in Oval Ofis'ten çıkmaz olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles استمتعي بوقتك. مصادري في البيت الأبيض تخبرني أن هوليس يعيش في المكتب الرئاسي
    Harika olduğunu, en iyisi olduğunu benim Beyaz Saray'daki elemanlardan daha iyi olduğunu. Open Subtitles أنك رائعة، أنك الأفضل، أفضل من رجالي في البيت الأبيض.
    Ben Beyaz Saray'daki işlerin nasıl yürüdüğünü bilen eski dostunum. Open Subtitles أنا صديق القديم الذي يعمل الآن في البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki asıl gücün ne olduğunu açıkça gördüm. Open Subtitles بدا واضحاً لي أين هي القوة الحقيقية في البيت الأبيض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more