Tabi eğer sardalya varsa... - Bir kova dolusu var! | Open Subtitles | ـ وجود سمك السردين يثير فضولى ـ لدى الكثير منه |
Yırtıcılar için bu sardalya akını yaşamla ölüm arasındaki ince çizgi kadar önemli. | Open Subtitles | بالنسبة للمفترسين، لو حدثت رحلة السردين الشتوية فقد تُحدث الفرق بين البقاء والموت |
Ter ve sardalya kokusu. Bu izler taze. | Open Subtitles | الأدرينالين به الكثير من السردين هذه الطرق جديدة |
Aynı hayat gibi aşkım. Yaşlılık ve somon, gençlik ve sardalya. | Open Subtitles | هذه هي الحياة, سن كبير و سلمون, شباب و سردين |
Bakalım, ızgara sardalya var, dilbalığı var, mezgit kızartma, tereyağda kedibalığı, turnabalığı köftesi, alabalık... | Open Subtitles | هناك سردين مشوي .. معشرائحالنعل. الأبيض المقلى مدهون بالزبدة |
sardalya, burritodan sonra abur cubura devam edersen... seni böyle rezil eder işte. | Open Subtitles | بعد أن تعودتَ على السردين الوجبات السريعة لن تكون جيدة لك |
Her kış yalnızca birkaç hafta için milyonlarca sardalya, on mil uzunluğunda sürüler oluşturarak, kendilerini sığ suların içine çekilmiş bulurlar. | Open Subtitles | لأسابيع قليلة فقط كل شتاء يجد ملايين السردين نفسه مسوقاً للمياه الضحلة صانعاً سرباً يمتد لعشرة أميال |
sardalya sürüleri Vahşi Kıyı'nın kuzeyine geçerken, sıcak su akıntılarının karşı etkisiyle, soğuk sulara, kıyıya daha yakın yerlere gelmeye zorlanabilir. | Open Subtitles | عندما تمر أسراب السردين شمال الساحل البري تيارات المياه الدافئة المقابلة تدفع المياه الباردة أقرب إلى الشاطئ |
Balıkçı tekneleri her yıl binlerce ton sardalya avlar. | Open Subtitles | تصطاد سفن الصيد آلاف الأطنان من السردين سنوياً |
Haziran ve Temmuz aylarında, sardalya avına katılmak için sıcaklık farklarını unuturlar ve... 4000 ya da 5000'lik sürüler halinde toplanırlar. | Open Subtitles | ،في يونيو ويوليو ،بالانضمام لصيد السردين ينسون الاختلاف الإقليمي ويتجمعون في قطعان حتى أربعة أو خمسة آلاف |
Gelişleri sardalya sürüleriyle çakışmasına rağmen bu her yıl tekrarlanan olayda katılımcı olmaktan çok seyircidirler. | Open Subtitles | بينما يتزامن وصولهم ،مع أسراب السردين فربما هم مشاهدون أكثر من مشاركين في هذا الحدث السنوي |
Aralık ayında iyice tepeye çıkan güneş sardalya sürüsünden yana. | Open Subtitles | إنها ديسمبر، أوّج الصيف الجنوبي ولدى السردين الميزة |
Okyanus akıntıları her kış birkaç hafta boyunca sardalya sürülerini kıyıya sürüklüyor. | Open Subtitles | ،لبضعة أسابيع كلّ شتاء تيارات المحيط الباردة تدفع أسراب السردين العظيمة أعلى الساحل |
Sümsük kuşları da yavrularını beslemek için sardalya göçü esnasından yavrularını bir süreliğine terk ediyor. | Open Subtitles | تتبع طيور الأطيش نفس ،المنوال، لديهم فراخهم في الصيف لذا يتركون أيضاً العش في الوقت المناسب لصيد السردين |
Sayıları hayatta kalmaları için sardalya göçünün ne kadar önemli olduğunun kanıtı. | Open Subtitles | هذه الأعداد المذهلة تظهر كمّ الأحياء التي تدعمها رحلة السردين السنوية |
Avlanmanın daha kolay olduğu ve sardalya sürüsünün döneceği kış mevsimini beklerler. | Open Subtitles | منتظرين رحلة السردين الشتوية عندما يسهُل الصيد |
sardalya göçü sırasında balık sayısı o kadar çok artıyor ki yavrular bile birkaç tane yakalayıp avcılık becerilerini geliştiriyor. | Open Subtitles | هناك سمك وفير جداً أثناء رحلة السردين بحيث تستطيع الصغار حتى من صيد بعضه وهكذا يبدأون بتعلّم مهارات صيدهم |
Geçen yıl bu kıyıda tek bir sardalya bile yoktu. | Open Subtitles | لم يُر سردين العام المنصرم على هذا الساحل |
Sürü iyice küçülmeye başlayınca her bir sardalya ortada saklanabilmek için ümitsizce çabalıyor. | Open Subtitles | كلما يُصبح السرب أصغر، كُلّ سردين يتدافع بإستماته للإختباء في المنتصف. |
Yemekte sardalya ve kraker vardı. | Open Subtitles | لقد كان الأكل.. سردين و بساكيت |
Domates suyu, kahvaltılık pirinç, sardalya... ..domates suyu. | Open Subtitles | صلصة طماطم، أرز، سمك الساردين صلصة طماطم هذه كمية كبيرة من صلصة الطماطم |
Bu sardalya sürüsü 25 kilometre kadar uzuyor. | Open Subtitles | هذا السرب وحده يمتدّ على طول الساحل لـ1.5 ميل |
Mordecai'ye üç sardalya verdi ve onu özgür bıraktı. | Open Subtitles | " أطعم مرداخي ثلاث سمكات ساردين ثم أرسله حرا " |