"sarf" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجهد
        
    • تبذل
        
    • جهد
        
    • جهداً
        
    • بجهد
        
    • بذلت
        
    • المجهود
        
    • جاهداً
        
    • تبذلين
        
    • بجهدٍ
        
    • بذلنا
        
    • لبذل
        
    • الجُهد
        
    • جاهدة
        
    • جهدا
        
    Altın, onu bulmak için sarf edilen emek yüzünden bu kadar değerlidir. Open Subtitles لذلك يستحق الذهب قيمتة الكبيرة نتيجة الجهد الأنسانى المبذول فى البحث عنه
    Yaptığın hiçbir şeyde çaba sarf ettiğini görmedim ve bundan gurur duyuyor olamazsın. Open Subtitles لا تبذل أي جهد بكل شيء تفعله و محال أنك فخور بهذا أنظرلحالك..
    İlişkimiz sponsorluktan arkadaşlığa dönüştüğünde sosyalleşmek için nadiren sarf ettik. Open Subtitles عندما أجرينا تبادلاً من التوجيه للصداقة بذلنا جهداً دورياً للإختلاط
    İlk hurafemiz şu: Eğer gerçekten çok çaba sarf edersen, 100 yaşını görebilirsin. TED الاسطورة الآولى تقول أنك أذا حاولت بجهد تستطيع ان تعمّر لل100.
    Yıllarca ilaçlara direndim ve onlardan uzak durmak için çok çaba sarf ettim. TED فقد قاومت العقاقير لسنين و بذلت الكثير من المجهود لتركها
    Profesör, bugün bizlerle kendi sorularınızı paylaşmak için sarf ettiğiniz olağanüstü çaba için teşekkürler. TED بروفيسور، نحن حقا نشكرك على هذا الجهد غير العادي وعلى مشاركتنا أسئلتك المهمة اليوم.
    Bu sayede, performans yerine yeterince kısa sürede öğrencilerin umursayacağı kadar tatmin edici bir ödemeyle onları çaba sarf etmeye teşvik ediyoruz. TED وبهذه الطريقة سنحفز الجهد بدلاً من الأداء على مدى فترة زمنية كافية ومع دفع مبلغ كاف ليهتم الطلاب.
    Kendinde ya da değilsin, önemli olan, ben o çabayı sarf ettim. Open Subtitles ليست مسؤوليتي أنك واعي أو غير واعي كل ما أستطيع فعله هو بذل الجهد
    Benim düşüncelerimle ilgileneceğin yerde Anna'nın düşüncelerini anlamak için daha çok gayret sarf etmeliydin. Open Subtitles كان يجب عليك أن تبذل جهداً أكبر في فهم أفكار اّنا ,أكثر من أن تكون مهتماً بمعرفة أفكاري
    Bir kadın, aslında... gerçekten iyi bir iş yapmak için çok çaba sarf eder ve yağcılık yapar ve eğer kendine güvenen ve yetenekli biriyse, o zaman bir cadalozdur. Open Subtitles عندما تحاول المرأة حقاً أن تبذل ما في وسعها عندئذٍ تصبح متملِّقة و إذا ما كانت واثقة و ذات كفاءةٍ عندئذٍ , إنُها ساقطة
    Hepimizin paylaştığı başlıca semptom, ne zaman fiziksel ve zihinsel olarak çaba sarf etsek bedelini ağır ödüyor olmamız. TED العَرَض الرئيسي المشترك أن أدنى جهد جسدي أو عقلي يجلعنا نكابد معاناة كبرى.
    Neredeyse bir haftadır buradasın ve kendinle ilgili neler döndüğü konusunda konuşmak için ufacık bir çaba bile sarf etmedin. Open Subtitles هيا ، لقد كنت هنا لمدة أسبوع من الآن وليس مرة واحدة قمت بها حتى أدنى جهد لاجراء محادثات ما هو حقا يحدث مع أندرو.
    Ve yetişkinler gibi düşünen bebekleri yapmak için o kadar çaba sarf etmemiz anlamlı geliyor. TED وإنه من المنطقي أن نبذل جهداً كثيراً لدفع الصغار ليفكروا كما يفكر البالغون.
    Hayatlarımızda feminenliği yumuşatmak ya da yok etmek yerine bunu göklere çıkarmak için ortak bir çaba sarf ediyoruz. TED إذاً بدلاً من محي الأنوثة من حياتنا، نبذل جهداً للاحتفال بها.
    Onun takipçileri büyük çabalar sarf ettiler. Open Subtitles حرص اتباعه بجهد ومثابرة تسجيل كل ما كانوا يتذكرونه
    Sadece bir saniye düşünün. IŞİD mesajının iletimini sağlamak için işitme engelliler için bile zaman ve çaba sarf ediyor. TED فكروا بذلك للحظة: بذلت داعش الوقت والجهد للتأكد أن رسالتها تصل إلى الصُم وضعيفي السمع.
    Berbat bir şey, maraton için antrenmanlarda sarf ettiğim bütün o efor tamamen boşunaymış. Open Subtitles كل هذا المجهود الذي وضعته في التدريب من أجل الماراثون كان مضيعة
    Bu masumiyet yeterli değil. Zavallı, hayatını yeniden düzene koymak için çok çaba sarf ediyordu. Open Subtitles يالا الرجل المسكين , لقد كان يُحاول جاهداً أن يحيا حـياته على النحو الصحيح
    Nihayet değişik şeyler yapmak için çaba sarf etmeye başladın. Open Subtitles حسنا ،على الأقل أنت تبذلين جهدا للتغيير
    Daha fazla ne kadar çaba sarf edebilirdim, bilmiyorum. Open Subtitles لا أعلم كيف يمكن أن أحاول بجهدٍ أكبر
    Ama bütün bunlar sona erdiğinde, bu sefer barış çabası sarf edilecek. İkisinin arasında başka bir yol yok. Open Subtitles لكن عند إنتهائها سنكون مستعدين لبذل مجهودات مماثله فـى التنميه، ليـس لـدى أدنـى شـك فـى هـذا
    Ama fazladan biraz efor sarf etmeliyiz. Open Subtitles فقط نحنُ نحتاج إلى بعضٍ من الجُهد الإضافىّ.
    Hayır, almana izin vermem. Onun için çok çaba sarf ettim. Open Subtitles كلا ، لن أتركك تأخذه لقد عملتُ جاهدة من أجله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more