"sars" - Translation from Turkish to Arabic

    • السارس
        
    • سارس
        
    • مرضًا معديًا جديدًا
        
    • الرئوي الحاد
        
    Geçmişte, SARS salgınının gerçekte dünyaya maliyeti yaklaşık 40 milyar dolardır. TED في الماضي، كلف وباء السارس العالم حوالي 40 مليار دولار .
    ama SARS'tı. Ve SARS hastalığı yayılmadı. TED كانت تلك السارس. والسارس هو وباء لم يحدث.
    Sözü geçen virüs, 2003'te ağır akut solunum sendromu yoluyla veya SARS ile küresel salgına yol açan bir koronavirüs idi. TED كان هذا الفيروس هو فيروس كورونا الذي سببَ وباءً من المتلازمة التنفسية الحادة الشديدة، أو السارس في عام 2003.
    Grip salgınını kontrol etmek için çalışıyordu, mesela SARS. TED قمنا بالمساعدة في التحكم بوباء الانفلونزا، سارس كمثال.
    Bu çipleri, ebola gibi hastalıklar veya SARS gibi başka ölümcül hastalıklar hakkında daha çok şey öğrenebilmek için kullanabiliriz. TED كما نستطيع استعمالها لتعلّم المزيد عن الأمراض مثل الإيبولا أو أمراضا قاتلة أخرى كفيروس سارس.
    SARS olmasından korkuyorum. Open Subtitles أخشى أن يكون مرضًا معديًا جديدًا مثل (سارس).
    SARS, MERS, tifo, Ebola. Open Subtitles "الالتهاب الرئوي الحاد", "فيروس كورونا" "حمى التيفويد", و"ايبولا"
    Sıska kıçın "SARS"a yakalandığında seni kim karantinadan çıkardı. Open Subtitles عندما تصاب مؤخرتك الصغيرة بمرض السارس, عندها من سيخرجك من الحجر الصحي?
    Çin yaban misk kedisi ve SARS ile birlikte... dünyanın en ölümcül virüsü olduğunu teyit etti. Open Subtitles و الفيروس هو نوع من السارس أما المخلوق فهو المُضيف لذلك الفيرس الجديد
    SARS, kuş gribi, AIDS. Open Subtitles لديك السارس ، وانفلونزا الطيور ، والإيدز
    Bu demektir ki SARS ya da kuş gribi değil. Open Subtitles و يعني ذلك انه ليس السارس أو انفلونزا الطيور
    Bir SARS masken varsa şimdi içeri girip kontrol edebilirsin. Open Subtitles إذا كان لديك قناع السارس, يمكنك أن تأتي وتتحققمنذلكالآن.
    SARS, Lassa sıtması ya da Marburg gibi şiddetli bir salgına dönüşmediği için çok şanslıyız. Open Subtitles كنا محظوظين أن السارس لم يكن خبيثاً مثل حمى لاسا أو ماربورغ
    Bu sorun için, yeni çalışan grubu dizayn ettik, SARS ile ilgili çalışmalar yapan görevliler, ya da kuş gribini inceleyen görevliler gibi, çalışmalar yapıp ilk vakayı bulacaklardı. TED لهذه المشكلة تحديدا، لقد قمنا بتصميم فئة جديدة للعمال الذي مثل الذين جابهوا مرض السارس ، أو شخص يبحث عن مرض إنفلونزا الطيور، قد يجد الحالات الأولى.
    HIV dizilimi yapmak 15 sene aldı SARS ise 31 günde başarıldı. TED استغرق منا 15 سنة لمتابعة تسلسل فيروس نقص المناعة البشرية -- في حين تابعنا تسلسل فيروس السارس في 31 يوماً.
    Ancak benim favori örneğim, SARS salgınına 2003-2004 yıllarında verilen global tepki; SARS virüsünün gen dizilimine dünyanın her yerinden erişim sağlanmıştı. TED لكن المثال المفضل لدي يبقى الاستجابة العالمية التي عرفها وباء السارس بين عامي 2003 و 2004 ،و التي اعتمدت على سهولة الحصول على المعلومات حول تسلسل المورثات الكاملة ليڤيروس السارس.
    Hiç yayılmadı çünkü KHSBA SARS hastalığının yayılabileceğini WHO açıklamadan üç ay önce duyurdu, ve bu sayede SARS yayılmadan önce onu durdurabildik. TED ولم يحدث بسبب أن منظمة جبهين وجدت الوباء الذي سيحدث وهو السارس قبل ثلاثة أشهر من إعلان منظمة الصحة العالمية لذلك، وبسبب ذلك كان بمستطاعنا إيقاف وباء السارس.
    Bu sayede SARS'ı durdurabildik. TED وبسبب ذلك أستطعنا إيقاف السارس.
    Ama yavaş yavaş, SARS'ta olduğu gibi çok şey öğrenmeye başlıyoruz. TED لكن تدريجيًا، ابتدأنا تعلم الكثير كما فعلنا مع فيروس سارس.
    Biliyorsunuz ki kesinlikle SARS'ta olduğundan daha fazla sayıda ölüm var. TED وكما تعلمون، هناك بالتأكيد عدد كبير من حالات الوفيات أكثر مما كان مع ظهور فيروس سارس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more