"satın alıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يشتري
• يشترى
• ستشتري
• تبتاع
• تشترى
• يشتريها
• يقوم بشراء
• سيشتري
• تشتري
• يشترون
• ويشتري
• الشيكولاته تُباع

Bir çok kişi karşılayabileceği en büyük evi satın alıyor, aslında bundan biraz daha büyüğünü alıyor.
يشتري الكثير من الناس أكبر منزل يقدرون على تحمل مصاريفه، وأكبر قليلا من ذلك في الواقع.

Her ekstra GSYİH doları daha az sosyal ilerleme satın alıyor.
كل دولار إضافي من الناتج المحلي الإجمالي يشتري تقدم اجتماعي أقل وأقل.

Yani insanlar yazdıklarını satın alıyor mu?
أعني ، هل أحد يشتري ما تكتب أو تنشر أو أي شيء؟

Fanning'e göre, Kamal hep satıcıdır. Şimdi satın alıyor.
طبقاً لأقوال فانينج كمال هذا عادةً يبيع.الآن هو يشترى

Electric Sun, Lumetherm Enerji'yi satın alıyor.
شركة الكتريك صن ستشتري شركة لومثيرم باور

Noel ağacı satın alan birisi seks satın alıyor demektir.
حين تبتاع أشجار الكريسمس فأنت في الحقيقة تبتاع الجنس

Amerika'da sevdiklerinizi satın alıyor olabilirsiniz,
يمكن أن تشترى لعشاقك فى الولايات المتحدة

Şarkıları başkası yazıyor, Billy de bunları satın alıyor veya çalıyor.
أحد غيري يؤلف الأغاني "بيلي" يشتريها أو يسرقها أنا لا أجيد كتابة أية شيء

Gazeteleri, kendi adını geçirmesinler diye, satın alıyor.
يقوم بشراء الصحف حتى يضمن أن لا تقوم بوضع أسمه بها

Yani insanlar yazdıklarını satın alıyor mu?
أعني ، هل أحد يشتري ما تكتب أو تنشر أو أي شيء ؟

Ama şimdi başka bir şirket de CCA'i satın alıyor.
لكن الآن شخص ما يشتري في مؤسسة سي سي أي

Çıkardığım taşları kim satın alıyor sanıyorsun?
من تظنينه يشتري الماس الذي أقوم بتهريبه؟

Mike Pyle, BrownStar'ı satın alıyor. Satıyor musun?
ميك بايل سوف يشتري شركتنا و أنت سوف تبيعه ؟

Kazan, teröristlerden uyuşturucu ve silah satın alıyor.
كازان يشتري المخدرات من الإرهابيين و يمدهم بالأسلحة

Adam bir tekne satın alıyor ama tekne lanetli çıkıyor.
أم، فهو يقع في حوالي الرجل الذي يشتري قارب، ولكن القارب تبين للامتلاك.

Çok fazla protein tozu satın alıyor. Fars kedileriyle ilgileniyor.
إنّه يشتري الكثير من مسحوق البروتين، وهُو مُولع بالهررة الفارسيّة طويلة الشعر.

Arabalar, uyuşturucu, silahlar. Alabildiği her şeyi satın alıyor.
سيارات مخدرات أسلحة يشترى أى شئ تقع عليه يداه.

Şu an hâlâ hazırlık safhasında ama Pegasus hastaneyi satın alıyor.
لازلنا نعمل عليه، لكن "بيغاسوس" ستشتري هذا المستشفى.

Apple, NeXT Bilgisayar'ın işletim sistemini satın alıyor.
شركة "ابل" تبتاع نظام تشغيل شركة "نيكست" مايعني

Bu bir şey ifade etmez. Khaled'den antika satın alıyor.
هذا لا يعنى أى شئ تشترى أنتيكات لخالد

Fena bir takım elbise değilmiş. Sanırım hiç durmadan giysi satın alıyor.
ليست حلّة سيئة، أخاله يشتريها جاهزة

Delgros yarısını satın alıyor Eski mahalle.
ديلاغروس يقوم بشراء نصف المنطقة القديمة.

Bu taraftan nehre kadar tüm şeridi satın alıyor.
سيشتري جميع الممتلكات الموجودة على هذا الجانب من النهر

Bu bize kanıtlıyor ki, insanlar yaptıklarını satın almıyor; neden yaptığın için satın alıyor. İnsanlar yaptıklarını satın almıyor; yapma nedenin için satın alıyorlar.
وهذا يؤكد أن الناس لا تشتري ما تقوم به، بل تشتري لماذا تقوم بما تقوم به.

Mesela, Amerika’da insanlar araba satın alıyor, çok az para biriktiriyorlar.
أقصد, في أمريكا , الناس يشترون السيارات , ويدفعون مبلغا قليلا جدا من المال.

Kocanız borçla Amerikan ve yabancı hisse senedi satın alıyor ve bunları güvence olarak gösteriyor.
زوجك يبيع ويشتري سندات أمريكية وأجنبية ليستفيد بفرق السعر ويستعمل هذه السندات المالية كتأمين

Çocukları kim satın alıyor sanıyorsun? Fakirler mi? Hayır.
لماذا تظنى الشيكولاته تُباع, للمتعه _ لا, بل إنها أعمال, عزيزتى _