"satar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يبيع
        
    • تبيع
        
    • سيبيع
        
    • ستبيع
        
    • يبيعون
        
    • تبيعني
        
    • ويبيع
        
    • نبيع
        
    • باع
        
    • ليبيع
        
    • بيعي
        
    • تبيعين
        
    • سيبيعك
        
    • ببيعه
        
    • يبيعك
        
    Beş yüz, altı yüz. 10 bin dolarına bahse girerim bütün burayı satar. Open Subtitles خمسمائة ، ستمائة ، أرهن بـ 10,000 دولار، إنه سوف يبيع كل هذا..
    Kanını satar ve acil durumlarda iyi para kazanır. Open Subtitles إنه يبيع دماؤه و يحصل على ثمن مناسب من أجل الطوارئ
    İyi bir pazarlamacı herşeyi satar. Open Subtitles مندوب المبيعات الجيد يستطيع أن يبيع أي شيء
    Ya siz ona kağıt satarsınız ya da o size mazeretini satar. Open Subtitles إما أن تبيع للشخص مخزون ما, أو هو بيبع لك سبب ما
    Kim 800 dolara gerçek boyutta bir zaman makinesi satar ki? Open Subtitles من هذا الذي سيبيع حجما كاملا لآلة زمن مقابل 800 دولار؟
    Süngerlerimi geri istiyorum. - Kazansaydık, bu biletleri satar mıydın? Open Subtitles هل كنت ستبيع هذه التذاكر اذا كنا نحن الفائزين أنا أراهن انك لما كنت
    Bir centilmen bir bayana her zaman önce bir araba satar. Open Subtitles المحترم دائماً ما يبيع سيارة للسيدة أولاً
    Tabii ki. Adı Lureen Newsome. Babası çiftlik malzemeleri satar, motorlu araçlar falan. Open Subtitles بالطبع أعلمها انها لورين الأنيقة أبيها يبيع المعدات الخاصة بالمزارع المعدات الكبيرة الخاصة بالمزارع
    Onu dinlemeyin.. ..Hızlı Tony kendi annesini bir üzüm karşılığında satar! Open Subtitles تونى السريع هذا قد يبيع والدته من أجل عنبه
    Sonra gidip sahip olduğu şeyleri satar ve o araziyi satın alır. Open Subtitles و لأجل السعادة يبيع كل ما لديه و يشتري الحديقة
    Kardeşim Eddie ilköğretim okullarına kusurlu su püskürme sistemleri satar. Open Subtitles أخي كان يبيع رشاشات مياه معيوبة إلى المدارس الإبتدائية
    Buicklerle her türlü çiftçi malzemesi satar. Open Subtitles لكنه كان يبيع كل شئ من القطع الصغيرة الى المعدات الحقلية
    Bir kasabaya geldiniz. Gazete satar, balık temizler veya çöp toplarsınız. Open Subtitles تبيع الصحف، أو تنظف سمكا أو تجمع القمامة
    Uyuşturucu kendini satar. Sen bir bok değilsin. Open Subtitles المخدرات تبيع نفسها با عزيزتي, أنت لا تساوين شيئاً.
    Bütün üniforma mağazaları size kurye kıyafeti satar, ...ve bütün kuryeler güvenlik masasından geçer. Open Subtitles أي متجر أزياء سيبيع لك .. الزي الرسمي لعامل بريد ويستطيع عامل البريد تخطي مكتب الأمن
    - Kazansaydık, bu biletleri satar mıydın? Open Subtitles هل كنت ستبيع هذه التذاكر اذا كنا نحن الفائزين أنا أراهن انك لما كنت
    Champaran Motihari'e pek çok insan barakalarda çay satar, ve ortada olduğu gibi çay için limitli bir market vardır. TED في موتيهاري في تشاباران، هناك العديد من الناس الذين يبيعون الشاي في الأكشاك ويبدو واضحًا أن سوق الشاي محدود،
    Bana bir kalıp sabun satar mısın? Open Subtitles هل تبيعني بعض من الصابون؟
    Muhtemelen bizden kedi maması yapar ya da kimbilir neye karşı bizi satar. Open Subtitles فقد يفرم لحمنا ليصنع به طعاماً للقطط ويبيع البقية لتجار العبيد الأبيض أو ما شابه
    Bilmem ki, her birine 30 cent'e satar arabanın borcunu kapatabilirim. Open Subtitles لا أعرف، نبيع الواحدة بـ 30 سنت ونسدد أقساط السيارة
    Miller, rüzgar olsun ya da olmasın, değirmenlerinin dönmesinin sırrı karşılığında ruhunu şeytana satar. Open Subtitles ميلر باع روحه للشيطان من اجل السر لجعل شفرات الطاحونة تدور بالريح او بدون ريح
    Evet, haklı olabilirsin. Yani, hangi aklı başında adam maddi ve manevi değeri, öylesine yüksek bir şeyi satar. Open Subtitles ربما تكون محقاً، لكن مَن سيكون عقلاني ليبيع شيئاً عاطفياً بقيمة عالية
    Piyanoyu satar satmaz sana bir çek gönderirim. Open Subtitles سأرسل لك شيكاً بمجرد بيعي للبيانو
    Bize biraz yiyecek, yumurta falan satar mısınız diye soracaktım. Open Subtitles أتسائل إن كان بإمكانك أن تبيعين لنا بعض الأكل. بيض و أشياء ماذا عن الحطب والفحم ؟
    ıkizler'e yalnız girersen, seni Lannister'lara satar. Open Subtitles إن دخلت توينز بمفردك، فإنه سيبيعك كما يودّ لآل لانيستر
    Ava ona hisselerini satar Tony'de ona seçilme hakkını verir. Open Subtitles تقوم ببيعه أسهمها .. ويمنحها حق التصويت ..
    Şehirde çiçekçi ve bahçe uzmanı bolluğu var ama bunlardan kaçı Amerikan çölünden gelen başka iklime ait kaktüsleri satar? Open Subtitles هنالك وفرة في البساتين ،وبائعي الزهور في هذه المدينة ولكن كم منهم تفترض أن يبيعك صبارًا مجلوبًا من الصحراء الأمريكية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more