"satmıyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يبيعون
        
    • يبيعوا
        
    • يبيعونه
        
    • لا تباع
        
    - Burada sosisli satmıyorlar. Açık tribün kapanalı iki sene oluyor. Open Subtitles إنهم لا يبيعون النقانق هنا إنهم تخلصوا من المقاعد منذ عامان
    Artık satmıyorlar bile, ama gittiğinden beri bunu ariyordum, ve bir tane buldum. Open Subtitles لم يعد يبيعون منها منذ مدة لكني بحثت كثيرا بعد رحيلك ووجدت واحد
    Ve eroin satıcıları artık bu saflıkta eroin satmıyorlar. Open Subtitles و على العموم المروجين لا يبيعون الهيروين نقي لهذه الدرجة
    Eczanede benim resmimi çekmişler ve bana Sudafed satmıyorlar. Open Subtitles لقد علقوا صوري في الصيدليات الخافرة وانهم لن يبيعوا لي العقار بعد الان.
    Bu sorun olacaktır. Bunları tek tek satmıyorlar. Open Subtitles سوف تكون تلك مشكلة إنهم لا يبيعون أؤلئك مُفرداً
    onlar insanlara normal bir şey satmıyorlar onlar insanlara saçmalık satıyorlar kim onları acı çekerken onların yardım edebileceğini düşünür ki? Open Subtitles ليس الأمر أنّهم يبيعون، بل أنّهم يبيعون الهراء للناس الذين يعتقدون أنّهم يتلقون المُساعدة
    Buraya yakın yerlerde çiçek satmıyorlar, ben de kendim getiriyorum. Open Subtitles لا يبيعون الورد بأيّ مكان قريب من هنا، لذا أجلبه بنفسي.
    Eğer Garen'lar bu işten ayrılmak istiyorsa neden herşeyi en yüksek parayı teklif edene satmıyorlar? Open Subtitles ، إذا كانوا يرغبون في التقاعد وترك المجال لماذا لا يبيعون الذاكرة لمن يدفع أكثر ؟
    Kes! Portakal satmıyorlar orda. Open Subtitles توقف عن الازعاج, إنهم لا يبيعون العنب
    -Yazın yeterince satmıyorlar mı? Open Subtitles ألا يبيعون كفاية في فصل الصيف؟
    Artık bunlardan satmıyorlar bile. Open Subtitles هم لا يبيعون هذه حتى بعد الآن.
    Heceleme yarışmasında bira satmıyorlar Russ. Open Subtitles إنهم لا يبيعون البيرة في مسابقات الهجاء
    Kapalı olduğu zamanlarda, satmıyorlar. Open Subtitles وحينما تكون مُغلقة، فإنّهم لا يبيعون.
    Burada güneş kremi satmıyorlar mı? Open Subtitles ‫ألا يبيعون مراهم واقية من الشمس هنا؟
    Onları Walmart'ta satmıyorlar. Open Subtitles هُم لا يبيعون هذه في متجر وولمارت بعد
    Burada ayakkabı satmıyorlar da. Open Subtitles تعرفين أنهم لا يبيعون الأحذية هنا.
    Aynı cinsiyetten çiftlere bilet satmıyorlar. Open Subtitles لن يبيعوا تذاكر لزوجان من نفس الجنس
    10.30'dan sonra bunları satmıyorlar. Open Subtitles لا يبيعوا هذه الأشياء إلا بعد الـ10:
    Yani, bana bir şey satmıyorlar. Open Subtitles لذا لن يبيعوا شئ لي
    - Gerçekten mi? - Ama onlardan burada satmıyorlar. Open Subtitles نعم , لكنهم لا يبيعونه هنا
    Çok satmıyorlar, ama... Open Subtitles لكنها لا تباع جيدا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more