"sattılar" - Translation from Turkish to Arabic

    • باعوا
        
    • باعوها
        
    • باعوني
        
    • وباعوا
        
    • وباعوه
        
    • باعوه
        
    • ببيعها
        
    • ببيعي
        
    • غدروا
        
    Topraklarını sattılar, eşlerinin mücevherlerini sattılar. Ve Global Horizons denen şirkete devasa istihdam ücretleri ödediler. TED باعوا أراضيهم و مجوهرات زوجاتهم، ليدفعوا الآلاف هي رسوم توظيفهم في شركة الآفاق العالمية.
    ve beklenildiği gibi 2000 yılı geldiğinde, 900.000 sattılar -- ilk üç günde. TED وبالتأكيد، عندما حلّ عام 2000. باعوا 900،000 جهاز في الأيام الثلاثة الأولى.
    Yılın geri kalanında da 120 kat daha fazla sattılar. TED وعن الفترة المتبقية من العام، باعوا 120 مرة أكثر من ذلك.
    Kasabada bir sinema salonları vardı, ...onu sattılar ben de harcımı öyle ödedim. Open Subtitles إنهم يمتلكون صالة أفلام بالبلدة باعوها لــ أغطي تكاليف دراستي
    Birlikte çalıştığım insanlar, nasıl desem... yolun sonunda beni sattılar. Open Subtitles الناس الذين كنت أعمل لديهم ، نوعاً ما باعوني عند آخر النهر
    Bütün Avrupa'yı gezdiler ve bunlardan yüzlerce veya binlercesini sattılar. TED التي أنتقلت كل أنحاء أوروبا وباعوا منها بالمئات أو بالآلاف.
    Sonra onu sattılar,onu yedek parça olarak sattılar. Open Subtitles إتضح أنهم سرقوا الكيس الهوائي وباعوه لقطع غيار
    Orada asılı olan ödüllü hindiyi sattılar mı biliyor musun? Open Subtitles هل تعرف ما إذا كانوا قد باعوا الرومى الجائزة التي كانت معلقة هناك ؟
    O vitrindeki hindiyi sattılar mı? Open Subtitles هل تعلم إن كانوا قد باعوا الديك الرومي الضخم الذي كان معروضاً في الواجهة
    Çok peşin hükümlüsün. David ayrıldıktan sonra bir sürü albüm sattılar. Bir soru daha sor. Open Subtitles انة قرار القضاء , فلقد باعوا الكثير من التسجيلات هيا , سؤال أخر فحسب
    Vitrinde asılı duran ödüllü hindiyi sattılar mı, biliyor musun? Open Subtitles أتعلم ما إذا كانوا قد باعوا الديك الجائزة الذي كان معلقاً هناك؟
    Ama vermediler çünkü daha çok sattılar. Open Subtitles لكنهم لم يفعلوا, لانهم باعوا المزيد من اللحم
    Evet ama çoğunu donmuş yoğurt şirketine sattılar. Open Subtitles نعم ، لكن باعوا بعضها لمتاجر الزبادي السريع
    Şu lanet olası kardeşlerin şahane bir çizgisi var. Ailelere, kadın ve kızların seyredebileceği bir gösteri sundukları fikrini sattılar. Seks yoktu, dolandırıcılık yoktu, çocuklar güvenle izleyebiliyordu. Open Subtitles لقد باعوا الناس فكرة العروض العائلية لا جنس ولا عنف آمن للأطفال
    Ne var ne yok, sattılar, sağdılar yok pahasına. Toplandık biz, denkleri. Open Subtitles لقد باعوا ووزعوا كلّ شيء بحوزتهم بثمن بخس، وجمعنا حاجياتنا
    Bak, neredeyse bütün içkileri sattılar. Open Subtitles أُنظر,لقد باعوا بالفعل كل المشروبات الكحولية
    Hepimiz öldüğünü düşündüğümüzde evet, pilotlar her şeyimi açık artırmayla sattılar, biliyorum. Open Subtitles ... حينما أعتقدنا أنكِ قد لقيتى حتفكِ نعم , أعلم أن الطيارون قد باعوها بمزاد
    Birinci katta taşınan bazı insanlar vardı ve yüz dolar karşılığında sattılar. Open Subtitles كان هناك أناس يرحلون من الطابق الأول و باعوني إياها مقابل مئة دولار
    Annesi öldü. Evi sattılar ve iyi para elde ettiler. Open Subtitles ماتت والدتها وباعوا المنزل وحصلت على مبلغ طائل ثمناً له
    - Tokyo'da bir salgın... - Çinlilere sattılar. Open Subtitles " ثم لإنتشاره في "طوكيو - وباعوه للصينين -
    Evet, amcam ve yengem yıllar önce sattılar. Open Subtitles أجل, عمّي و عمّتي باعوه منذ مدة
    Onlar bugüne kadar hiçbir ticari uzay elbisesi satmamışlardı, sadece hükümete, fakat bunun için çok müteşekkir olduğum bir elbiseyi bana sattılar. TED لم يقوموا أبدا ببيع أي بدلة بشكل تجاري، فقط قاموا ببيعها للحكومةِ، ولكن قاموا ببيع واحدة لي حيث أنني ممتن لذلك.
    Ve sonra Fransızlar'a sattılar. Open Subtitles وبعد مدة قامـوا ببيعي الى الفرنسيـيـن
    Her pozisyon alışlarında, diğer tarafı her şeylerini kaybeden insanlara sattılar. Open Subtitles {\pos(190,240)}لكن في كل مرة اتخذوا قراراً غدروا أشخاصاً خسروا كل شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more